Diyarbakır, Mardin ve Van.

Üç belediye başkanın görevden alınması ve

29 ilde yapılan KCK operasyonları benim tahminime göre “siyasi menfaatler” öncelikli olarak düşünülerek alınmış bir karar değildir.

Demokrasi adına ve de siyasi muhalif pencereden bakarak alınan kararları tenkit ederek karşı olmak işin kolay ve şov tarafı.

Önümüzde ki günlerde benzer operasyonların genişleyerek büyüyeceğinden emin olabilirsiniz.

Bu, yakın zamanda başlayacağı artık belli ve kaçınılmaz olan ve de Türkiye'nin cephe ülkesi olarak taraf olacağı “Büyük Ortadoğu Savaşı’nın” hemen öncesi “ Güney sınırlarımızın” içeri bölgesindeki “hainlere” yönelik “mıntıka temizliğidir”.

Ne Kobani kalacak ne Münbiç. Ve ne de Fıratın doğusu !..

Ellerinde belediye başkanlıkları olan bu illerde “Mehmetçik” cephede iken “Türk Ordusu” katliam (!) yapıyor miting ve yürüyüşleri ile sokak sokak hendek çatışmalarına her halde fırsat verilmeyecek.

Bundan önceki “HAZIR OLUN !.” başlıklı yazımdan hatırlayacaksınız, cepheden çok cephe gerisindeki “hainlere” dikkat çekmiş ve “düşman kuvvetlerin” güvencelerinin onlar olduğunu yazmış idim.

CHP’nin, Abdullah Gül’ün, Davutoğlu'nun ve İmamoğlu'nun bugün yaptıkları açıklamaları okuyunca eyvah ki eyvah dedim.

Geleceği göremeyecek kadar kör ve basiretsiz iseler zaten ülke bunlara teslim edilmez.

Yok geleceği görüp, bilmelerine rağmen böyle konuşuyorlarsa bu duruşları ABD ile “işbirliğine” hazır olduklarının işaretidir.

Peki gelelim AKP iktidarı ile bu işlerin altından kalkabilecek miyiz ? ... sorusunun cevabına!..

AKP yükün altına girdi ve artık cephede !..

Sağa sola yatar, altından kalkamaz ve geri adım atarsa yüz üstü kapaklanır ve onu sırf iktidar “erki” ellerinde diye çeken, müsamaha gösteren “milli refleks” üzerlerinden çiğner geçer ve de gereğini yapar.

Biz ülkücülere gelince !..

“Ülkücü” Türk Devletine ve Türk Milletine yönelik tehdit ve tehlikelerde hassasiyet ve sorumluluğu asla bir başka siyasi akıma ve partiye devrederek rahat ve huzurlu olamaz.

Çünkü “ Ülkücü Hareketten “ başka bağımsız ve bağlantısız bir başka “milli hareket” yoktur.

Finalde görev eninde sonunda Türk Milliyetçilerinin “siyasi gücünün” liderliğine gelecektir.

Çünkü Türkiye Cumhuriyetinin kurucu fikri Türk Milliyetçiliği ve kuran iradede Türk Milliyetçilerinin iradesidir.

Koruyacak olan ve tehditleri bertaraf edecek olan irade de bu iradedir.