Müslüman Kardeşlerin kuruluşu ile Suud Krallığının kuruluşu aynı döneme raslar. Özellikle Türkiye’de halifeliğin kaldırılmasından sonra, her iki hareket de Kemalist Cumhuriyeti baş hedef seçmişti.

Müslüman Kardeşlerin önderi Banna’nın hocası Raşit Rida, Mısır’da İngilizlerin desteğiyle yayınladığı haftalık Işık Evi dergisinde şunları yazıyordu:

“Arabistan’da İbni Suud’un Vahhabi hükümdarlığının oluşumuyla yeni bir umut yıldızı doğdu. İbni Suud Hükümeti, Osmanlının yıkılışı ve Türk hükümetinin dinsiz bir hükümete dönüşmesinden bu yana, bugün dünyanın en büyük müslüman gücü olmuştur. Din düşmanlığı ve zararlı yenilikleri kabul etmeyen ve Sünnete yardımcı olacak tek güçtür” (Robert Dreyfuss, The Devil’s Game, s.50).

MÜSLÜMAN KARDEŞLER HAREKETİ 1928 DE HASAN EL BENNA TARAFINDAN MISIRDA KURULDU
YÜZDEYÜZ RADİKAL İSLÂM ŞERİATINA DAYALI ZAMANLA ARAP MİLLİYETÇİLİĞİNİ ESAS ALAN 

BENNA 1936’da yayınladığı Manifesto’da Banna, laikliğin, İslamın dinden uzaklaşması olduğunu vurguluyor, siyasal partilerin yasaklanmasını ve ordunun İslamcı bir cihad ordusu olmasını istiyordu. 

MAVDUDİ
Müslüman Kardeşler örgü­tüne benzer bir örgüt, Pakistan’da Mavdudi tarafından, Cemaat-ı İslamiye adıyla kur­ulmuştu. Mavdudi, ulusalcılığın putperestlikle eş oldu­ğunu, sahte tanrılara tapınmak olduğunu savunmuş, Batı tipi demokra­siyi reddederek, "teodemokrasi" diye bir kavram da ortaya atmıştı. Banna’nın izleyicisi olan Mavdudi'nin görüş­leri 1951'den itibaren Mısır'da yaygınlaşmaya başladı. Mavdudi'nin bu görüşleri, Müslü­man Kardeşleri büyük ölçüde etkilemişti.

SEYYİD KUTUB
İslam radikalizminin en etkili ideologlarından biri de Seyyid Kutb'dur (1906-1966). Öğretmen eğitimi alan Kutb, Eğitim Bakanlığında müfettişlik yaparken Ame­rika’ya gönderilmiştir. Kutb, Müslüman Kardeşler örgütüne l951 yılında katılmıştır. Bu tarih ABD'den dönüşünün bir yıl sonrasıdır. Kendisi bu tarihi "1951'de doğdum" diye niteler. Nasır'a yapılan başarı­sız suikasttan sonra tutukla­nır ve 25 yıl ceza alır. 1964'te Irak lideri Abdul Salem Arif'in arcılığı ile ser­best bırakılır. 1965'te ikinci bir sui­kast girişimi so­nunda idama mahkum edilir ve l966'da idam edilir.

Seyyid Kutb, bağnaz bir Mustafa Kemal düşmanı olarak tanınır. Ona göre, Batılı güçler M. Kemal’i İslamdan kurtulmak için öne sürmüşlerdi. Öteki İslam ülkeleri Türkiye örneğini izlemedikleri için Nasır’ı des­teklemişlerdi.
Kutb, laiklerle dindarların aynı toplumda birarada yaşayamayacağını söylüyordu. Bu nedenle de, Müslü­manların laik devlete karşı başkaldırmaları gerektiğini sa­vunuyordu. Demokrasi de ona göre Batı icadıdır, ulusçuluk da. İslamı yozlaştırmak için kulla­nılmaktadır.

On­lara göre örtünmeyen bir kadın "canlı bir şehvet" davetiye­sidir. "Bu ahlaksız kadınların çıplak bedenlerinden fışkı­ran ihtiras alevleri insanlığı yakarak küle çevirecektir." Kutb "insanlık bugün büyük bir genelevde yaşıyor" diyor. Bunu kanıtlamak için"basına, filmlere, moda gös­terilerine, güzellik yarışmalarına, dans evlerine, şarap barlarına, ya­yın istasyonlarına bakmak ye­ter." (Fi Zilal el Kuran, aktaran Armstrong, s.240)

ABD’nin yeni politikalarının oluşmasında belirleyici rol oynayan ünlü uzman Samuel Hantington Uygarlıklar Çatışması adlı kitabında, Türkiye’nin Kemalizmi terk etmesi, Ortadoğu’ya yönelik, islamcı politikalar izlemesi gerektiğini vurgulamıştı. Ardından, Ortadoğu’da CIA’nın karargah kurduğu Türkiye masası şefi Graham Fuller, aynı doğrultuda bir kampanya başlatmıştı.

Kampanya kendine üç hedef seçmişti: Ulus Devlet, laiklik ve bu ikisini kaynaştıran Kemalizm. Bir başka anlatımla, TC’yi oluşturan bu üç ayak, yıkılması gereken hedefle seçilmişti. Ve bu üç hedefe dört bir yandan ateş başladı. Fuller’in son kitabının adı da, Türkiye Cumhuriyetinden farklı olarak, Yeni Türkiye Cumhuriyeti.

Halifeliği ortadan kaldıran laik Türkiye ve onun öncüsü Mustafa Kemal, İslam radikalizminin günümüzde de baş hedefi olama özelliğini korumaktadır.

BU BİLGİLERİN IŞIĞINDA KALIN KIRMIZI HARFLERLE ALTINI ÇİZEBİLECEĞİMİZ SON ON YILIN ÖNEMLİ GELİŞMELERİNDEN KONUYU İLGİLENDİREN ÖZETLER GEÇELİM

1-AMERİKA KISA ADI ABD 100 YIL ÖNCESİNİN EMPERYAL GÜCÜ İNGİLTERENİN PLÂNLARININ İSTİKRARLI BİR TAKİPÇİSİ OLARAK EMPERYAL BATININ PATRONU OLDUĞU ANDAN İTİBAREN ORTA DOĞU VE ANADOLU COĞRAFYASINDA HAKİMİYET PLÂNLARINI BAŞARIYLA UYGULAMAKTADIR
2-ABD BU COĞRAFYADA ORTAK ŞERİK İŞBİRLİKÇİ OLARAK KULLANABİLECEĞİ HER TÜRLÜ SİSTEMİ KULLANMAKTADIR
İSTER RADİKAL İSLÂM İSTER LÂİK İSTER DİKTATÖRLÜK İSTER DEMOKRAT GÖRÜNÜMLÜ OLSUN ABD İÇİN HİÇ FARKETMEMEKTEDİR
YETERKİ ABD İŞBİRLİKÇİSİ OLARAK ABD NİN EMİR KULU OLMAYI KABULLENSİNLER. 
3-ABD BU COĞRAFYADA İKTİDARLARI TAYİN ETMEDE KENDİ GETİRDİĞİ KENDİSİNE HİZMETTE YETERLİ BULMADIĞI İKTİDARLARI DARBE İLE VEYA KARA PROPAGANDA İLE KENDİSİ GÖTÜRMEKTEDİR
SADDAM VE KADDAFİ ÖRNEĞİNDE OLDUĞU GİBİ BM KARARI OLMADAN DA DİREK ASKERİ MÜDAHALE VE İŞGALLE SONUCA GİTMEKTEDİR

GELELİM MISIR ÖRNEĞİNE
HÜSNÜ MUBAREK ABD NİN GETİRDİĞİ LİBERAL BATIYI ÖRNEK ALAN BİRİYKEN MISIRIN MİLLİ ÇIKARLARINI ÖNE ÇIKARMAYA BAŞLAYINCA 
ABD PATENTLİ BİR DARBE İLE DEVRİLDİ VE YERİNE İHVANCI MURSİ GETİRİLDİ

ABD VE MÜSLÜMAN KARDEŞLER ARTIK RESMEN ORTAKTI (!)
BU ORTAKLIK UZUN SÜRMEDİ VE MÜSLÜMAN KARDEŞLER TAKİYYE YAPARAK SEÇTİĞİ ABD ORTAKLIĞININ TEMEL İLKELERİ YERİNE RADİKAL İSLÂMCI POLİTİKALAR İZLEMEYE BATI VE ABD KARŞITI HAREKETLERİ ALTTAN ALTA DESTEKLEMEYE BAŞLAYINCA
BİR ASKERİ DARBE İLE MURSİ DEVRİLDİ 
ELBETTE DARBE ABD PATENTLİYDİ VE YENİ BAŞKAN TAM BİR ABD KUKLASI İŞBİRLİKÇİ GENARAL SİSİ İDİ

MURSİYİ YARGILAYAN MAHKEMELER TAM BİR HUKUK FACİASIYDI
DEMİR PARMAKLIKLI KAFES İÇİNDE DURUŞMAYA GETİRİLİYORDU
VE MURSİ GEÇEN GÜN MAHKEME SALONUNDA HAYATINI KAYBETTİ

OLAYLAR BÖYLE GELİŞMİŞTİ

MURSİ İHVAN MENSUBU KATI BİR LÂİKLİK DÜŞMANI RADİKAL İSLÂM ŞERİATINI SAVUNUYORDU
AŞIRI BİR ATATÜRK, TÜRKİYE CUMHURİYETİ TÜRK DÜŞMANI İDİ 
MURSİYE GÖRE ATATÜRK İSLÂMI YOZLAŞTIRMAK DEJENERE ETMEK İÇİN BATI TARAFINDAN GÖREVLENDİRİLMİŞ BİR İSLÂM DÜŞMANIYDI

MURSİ DARBE İLE DEVRİLDİĞİ İÇİN MAĞDURDU
AMA UNUTMAYALIM Kİ O DA BİR DARBE İLE İKTİDAR OLMUŞTU
MURSİ’Yİ, ORTODOĞUYU VE BİZİM COĞRAFYAMIZI KARIŞTIRAN TÜRKİYE TOPRAKLARI ÜZERİNDE BİR KÜRDİSTAN BİR ERMENİSTAN BİR PONTUS RUM DEVLETİ KURMAYI AMAÇLAYAN PKK PYD YPG TERÖRÜNÜ FİİLEN DESTEKLEYEN ABD DEVİRDİ VE BU SONUCU HAZIRLADI

AMA YİNE UNUTMAYALIM Kİ ABD NİN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ KARANLIK EMELLERİ GİBİ MURSİ’NİN İHVANININ DA LÂİK DEMOKRATİK ATATÜRK’ÜN TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÜZERİNDE KARANLIK EMELLERİ VARDI

HAL BÖYLEYKEN MURSİNİN ÖLÜMÜ ÜZERİNE TÜRKİYEDE BİR MATEM RÜZGÂRI ESMEYE EN ÜST DEVLET YETKİLİSİNDEN ALT KADEMELERE KADAR TAZİYE MESAJLARI YAYINLANMAYA TEMEL KURULUŞ AMACI TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ OLAN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİMİZ DAHİL TAZİYE PAYLAŞIMLARINA DİYANET İŞLERİNİN 81 İLDE TEMSİLİ CENAZE NAMAZI KARARLARINA KADAR BİR MURSİ VE İHVAN AŞKI DEPREŞTİ (!)

Beyler itidalli olmayı sakin durmayı vakur olmayı ne zaman öğreneceğiz ?

Evet hep beraber tekrarlayalım;

BÖLGEYİ BİZİM COĞRAFYAMIZI KARIŞTIRAN ABD EMPERYALİZMİ VE ONUN İŞBİRLİKÇİLERİ ÇAĞIMIZIN UTANÇ DEVLETİ İSRAİL’İ LANETLEYELİM AMA YİNE BİR TÜRK DÜŞMANI HAREKET OLAN MÜSLÜMAN KARDEŞLER İÇİN YAS TUTMAYALIM! 

DÜŞMANINA , İŞKENCECİSİNE, SOYGUNCUSUNA AŞIK OLMA SENDROMUNA STOCHOLM SENDROMUNA TUTULMUŞ DERLER
“İsveç’te bir banka soygununda kendisini bir hafta rehin tutan soyguncuya aşık olan bir banka memuresine izafeten” 

EY TÜRK ! TÜRK’E DOST OLANA DOST OL.