Türkiye'nin çok ciddi problemleri var. Ve bu sorunların en önemli sebebi iktidarın uyguladığı yanlış politikalardır. Doğru bir Suriye politikası olsa bugün Suriye Kantonları olmayacaktı. Askerimiz yanlış Suriye siyasetinin sonuçlarını kanıyla temizlemek zorunda kalmayacaktı.

Keza çözüm süreci de etkisi onlarca yıl sürecek yanlış bir politikaydı. Meydan PKK'ya bırakıldı. Gazeteler,Televizyonlar Öcalan övgüleri ile dolduruldu. Örgüt lideri neredeyse bir kahraman haline getirildi, sonuç malum.

FETÖ ile yapılan ittifakın sonuçlarına ise hiç değinmek istemiyorum. On iki yıl devleti beraber yönettiler,aynı menzile yürüyoruz diye tafra sattılar sonunda "pastayı paylaşamadıkları için" birbirlerine düştüler. Dün devletin namusunun bir cemaate teslim edilmesi ne kadar yanlış idiyse bugün "onunla mücadele ediyoruz" diyerek önüne gelenin içeri tıkılması da o kadar yanlış. Cari açık,yanlış yatırımlar,Türkiye'nin geleceğini rehin alan özelleştirmeler,yargının siyasallaşması,OHAL, AKP iktidarının akla gelen diğer yanlışları.

Vatandaş, bu yanlışları görüyor ama derdine derman olacak bir alternatif bulamıyordu."MHP" dediğimiz zaman "MHP'ye eyvallah ama Bahçeli ile olmaz" diyorlardı. (İYİ partinin kurulması ve örgütlenmesi aşamasında Bahçeli'nin uygulamalarını aratacak eleştirilere, muhatap kalmalara dikkat çekmemiz, "dost acı" söylerden başak bir şey değildi.)

Bahçeli ile olamayacağını 20 yıl boyunca her gün bizler de müşahede etmiştik. Bir kan değişimi gerekliydi,bunu herkes görüyordu. En doğru iş MHP'de en büyük meziyeti oturup büyük büyük laflar eden ama hiç çalışmayan kadroların tasfiyesi idi.

Sayın Akşener bu amaçla aday oldu.

Bahçeli demokratik bir yarışa çıkmak yerine Erdoğan'a sığındı. Bir dizi hukuk skandalı ile MHP'nin kongre yapması engellendi. Bugün MHP lideri sığındığı Erdoğan'ın desteği ile ayakta duruyor ve koltuğunun bedelini ülkücü harekete ödetiyor.

MHP olmayınca yeni bir yol bulunması zaruri idi. Sonunda yeni bir partide karar kılındı ve İYİ parti kuruldu. Toplumda büyük bir heyecan ve beklenti oluştu. Yepyeni bir kadro ile çıkış yapılacağı beklentileri vardı. Amaç bütün Türkiye'yi kuşatan bir siyasetti. Bu iktidardan kurtulmak Milliyetçilik anlayışımızın önceliği haline gelmişti.Osmanlıcılık,siyasal İslamcılık adı altında milli devlet tahrip edilmiş, kabileleşmenin yolu açılmıştı. Acilen müdahale edilmediği takdirde toplumsal parçalanmanın vatanın bölünmesine dönüşmesi mümkündü.

İYİ parti kuruldu fakat seçilen kadrolar MHP'nin en sorunlu isimleri ile, siyasette karşılığı olmayan kişilerden seçilmişti.İdeolojik olarak birbirine bu kadar uzak kadroları ortak bir amaç etrafında toplamak zordu. İYİ parti önce bunun zorluklarını yaşadı. İl teşkilatları MHP' yönetiminin etkisi altında kala kala onlar gibi düşünmeye başlamış,partinin büyümesinden korkan,üye yapmayan kadrolara teslim edildi. Sn. Akşener bazılarına vefa borcu olduğunu düşünerek böyle davranmıştı ama parti kurulur kurulmaz yüzde 20 lerde olan oy oranı yüzde 15'lere çekilmiş, İYİ partinin kurulmasına neden olan coşku,heyecan ve gerilim yerini tereddütlere bırakmıştı.

Başta da söyledim bugün Türkiye'nin çok önemli sorunları var. Bu sorunların nedeni bugün iktidarda olan kadroların siyaset etme biçimleridir.Dolayısıyla bu iktidardan kurtulma milliyetçilerin önceliği olmaya devam ediyor. Bunun yolu da toplumu ikna edecek bir alternatifin ortaya çıkarılmasıdır.

Sayın Akşener'in hem milliyetçi kesimde hem muhafazakar kesimde bir karşılığı var. 28 Şubat'ta gösterdiği dirayet unutulmamış onu liderliğe taşıyan faktörlerden biri olmuştur. Geçmişte kazanılan tecrübeler milliyetçi bir parti yerine milliyetçilerin içinde rahatlıkla siyaset yapabildikleri farklı düşünceden insanlarla birlikte hareket etmenin daha doğru olacağını göstermiştir. Bu bakımdan merkez sağ bir vizyonla ortaya çıkmak doğrudur. Ancak bugüne kadar bu vizyona uygun bir söylem tutturulamadı.

Yapılan kamuoyu araştırmaları İYİ partinin daha çok CHP ve MHP den oy aldığını, AKP tabanını henüz çözemediğini gösteriyor. Oysa iktidar olmanın ve bu hükümetten kurtulmanın yolu öncelikle AKP'nin alternatif arayan tabanını çözmekten geçiyor.

Bu bakımdan İYİ partinin söz ve söylemlerini gözden geçirmesinde fayda olduğu kanaatindeyim. Son günlerde SP'nin yükselişinin, Temel Karamollaoğlu'nun birden bire bir alternatif olarak ortaya çıkışının arkasında İYİ partinin bu fonksiyonu yerine getirememesi yatıyor. Karamollaoğlu, ülkenin temel meselelerine parmak basıyor. "Adaletsizlik var" diyor, "parlamenter sisteme döneceğiz" diyor, demokrasiden uzaklaşma var diyor, yapılan yatırımların yanlışlığını somut örnekler vererek gösteriyor ve pirim de yapıyor. Anketlerde şu an SP'nin oy oranı yüzde 7-8 civarında. Muhtemel bir ittifakta baraj endişesi ortadan kalkacağı için bu oranın yüzde onları aşacağını söylemek uçuk bir tahmin olmaz.

Hepimiz İYİ partinin başarısını istiyoruz.

Çünkü bu parti bizim de alın terimiz,emeğimiz,gayretimizle kurulmuş bir parti. Tenkit ve eleştirilerimiz daha güçlü olması içindir. Bence İYİ parti acilen şu hususlarda gerekli düzenlemeleri yapmalıdır.

-İYİ partinin savruk bir dili var, net olarak ne istediği, ne yapmak istediği belli değil. Vatandaş dinlediğini anlamak ister. Bu zaaf giderilmelidir.

-Hedef iktidar olmaksa öncelikle iktidar partisini zayıflatacak arkasındaki toplumsal desteği çözecek politikalar geliştirilmelidir.

-Türkiye partisi, küçük olsun benim olsun diye düşünen bir kadro ile hedefine varamaz.Kollarını Türkiye kadar açacak, geniş ufuklu kadrolar seçilmelidir. Üye yapmaktan bile korkan insanlar partiye nasıl oy kazandıracak?

-Vefa iyi bir şeydir ama liyakatten önce değildir. Vefa göstereceğiz diye liyakatsiz kadrolara bir milletin istikbali teslim edilemez. Vefayı herkesi en başarılı olacağı yerlerde değerlendirmek şeklinde düşünürsek daha başarılı sonuçlar alırız.

-Temel meselelere parmak basan kolay anlaşılabilir politikalar geliştirmeliyiz. Yeni bir parti ihtiyacı hangi sebepten doğdu. Vatandaş en çok neyi şikayet ediyor, bunları dikkate alacak bir siyaset dili oluşturmalıdır.

-Kadro seçiminde toplum hafızasında kirlenmiş tiplerden uzak durulmalıdır. Bu vasıflara sahip her tercih partiyi biraz daha aşağı çeker.Hiç bilinmeyen,tanınmamış kadrolar tanınan ama iyi izlenim bırakmayan kadrolardan daha ehvendir.

-Devlet demek adalet demektir. AKP'yi 28 şubat'ın adaletsizliği yarattı. Bugün 28 şubattan daha kötü bir adaletsizlik var. İYİ parti adaleti önceliği haline getirmelidir. Bugün AKP'liler bile yargının geldiği durum karşısında kendilerini tehdit altında hissediyorlar.

Daha bir çok şey söylenebilir. İYİ parti başarılı olmaya mecburdur. Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde son şansını kullanacak. Yapılan yanlışlar sürdürülerek bu son şans heba edilmemelidir.