ABD’nin 46. Başkanı olarak seçilen Joe Biden, bu yılın Ocak ayında göreve başladı. Ancak sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önce muhalefetin kankası diye tarif ettiği Biden’den istediği görüşmeyi elde edemedi. Araya giren bürokratlar da tam bir iletişim sağlayamadılar. Taki; Ermenilerin soykırım ilan ettikleri 24 Nisan’da söyleyeceklerini deklare etmek için Erdoğan’ı 2 gün önce telefonla arıyor. Biden 24 Nisan’da soykırım sözünü ikrar edeceğini ifade ediyor. Çünkü Biden, seçim propagandası döneminde bu sözü 24 Nisan’da ifade edeceğini söylemiş ve Ermenilere söz vermişti.

BEKLENEN TELEFON 6 AY SONRA GELMİŞTİ;

Nitekim o telefon konuşmasında da Sayın Erdoğan’a soykırım kelimesini söyleyeceğini ifade etmesine rağmen Türk kamuoyundan gizlenmişti. Ve 24 Nisan günü Biden söz verdiği gibi “Soykırım” cümlesini kullandı. Gerçi bu söz Türkiye’yi pek bağlamıyor olsa bile zihinlerde ağır bir travma bırakmıştır. Geçmişteki birçok ABD Başkanı hiçbir zaman soykırım kelimesini kullanmamıştı. Sadece “Büyük Trajedi” olarak ifade etmişlerdi.

ABDE BASINI VE MANİPÜLASYON;

NATO zirvesinde çekilen bir kare resim var ki evlere şenlik. Sayın Erdoğan oturuyor, Joe Beden geliyor ve koluyla pandemi nedeniyle tokalaşmak istiyor. Erdoğan oturduğu yerden kolunu kaldırınca öyle bir resim ortaya çıkıyor ki sanki Erdoğan Biden’in karşısında eğilerek Biden’in elini öpüyormuş gibi bir kare oluşuyor. ABD basını ise manipülasyon yaparak bu fırsatı kaçırmıyor ve o talihsiz kareyi günlerdir kullanıyorlar.

ERDOĞAN’IN NATO ZİRVESİ ÖNCESİ VE SONRASI AÇIKLAMALARI;

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bürüksel Zirvesi öncesi yaptığı basın açıklamasında; 24 Nisan’da sarf edilen “Soykırım” sözü başta olmak üzere S-400 konusunu da masaya yatıracağını söylemişti. Netice fiyasko ile sonuçlandı. Zirve sonrası yaptığı basın açıklamasında gazeteciler soruyor, 24 Nisan’da söylenen “Soykırım” ifadesi konuşuldu mu ? Sayın Cumhurbaşkanı cevap veriyor; “Hamdolsun o konu gündeme getirilmedi” diyor. Gündeme getirmesi gereken kendisi, ama gündeme gelmedi diye hamd eden yine kendisi. Adama derler ki; “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu”

S-400 VE F-35 KONULARI;

Gelelim “S-400 ve F-35 konusuna.” Türkiye ile ABD arasında gerilime sebep olan “S-400 ve F-35 konularının çözülemediği” anlaşılıyor. Bu durumda öyle anlaşılıyor ki S-400’ler hangarlarda aktif hale getirilmeden süresiz bekleyeceğe benziyor. Bu konuların askıda kaldığını gören MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli açtı ağzını yumdu gözünü; Sayın Bahçeli konu ile yaptığı açıklamada; Türkiye’nin iradesi NATO karargâhına tam olarak yansıtılamamıştır. Nitekim kimseden silah alıp almayacağımızın mevzu bahsi NATO’nun bileceği veya tayin edeceği bir konu değildir. “15 Temmuz darbe girişiminde Başkentimiz Ankara bombalanırken bu NATO neredeydi? Bu problemin de peşine düşmeyelim mi derken, perde arkasından Sayın Erdoğan’a yönelik ince bir gönderme de bulunmuştu”

Bu konu belki kamuoyuna açıklanmayacak olsa da önümüzdeki günlerde Erdoğan-Bahçeli arasında mutlaka masaya yatırılacak ve görüşülecektir.

AFGANİSTAN KONUSU;

ABD Afganistan’daki birliklerini geri çekme kararı alıyor. Ancak Türkiye Afganistan’daki güçlerini geri çekme gibi bir açıklaması yok. Hatta Afganistan Havaalanının korumasını tek başına Türkiye’nin üstleneceği gibi garip bir açıklama yapılıyor. MHP bu açıklamaya da karşı çıkıyor. Bu durum çok vahim. Çünkü Taliban karşısında ABD ve Rusya diz çökmüş durumda iken bizim böyle bir karar almamız nafile bir çabadır. İki ülkeyi birbirine düşürecektir diye endişe ediliyor. Bu nedenle “Türkiye Afganistan ile ilgili adımlarını daha dikkatli atmalı ve darbelerin kaynağının NATO olduğun da utulmamalıdır” deniliyor.

Netice olarak NATO Bürüksel Zirvesinde Türkiye resmen hezimete uğramıştır. İstediği hiçbir konuda başarı denilecek bir sonuç elde edilememiştir. Zirve öncesi Sayın Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilen konular masaya getirilememiş veya Türkiye kamuoyunun beklentileri karşılanamamıştır. Kısaca NATO zirvesinden elimiz boş olarak döndüğümüzün resmidir diyebiliriz. İçeriye yönelik piar çalışmalarına artık alıştığımız için çok ta önem arz etmiyor. Boyalı ve yandaş basına bakarsanız NATO zirvesinden başarıyla çıktığımız algısı görülecektir. Hâlbuki gerçek hiçte öyle değildir.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE