Hürriyet köşe yazarı Savaş Özbey, Tunceli Nazımiye'de askerlik yaparken Jandarma komutanı sâyesinde donmaktan kurtulmasını anlattı. 

Özbey'in haberine göre, nöbet kulübesinde soğuktan uyuşmaya başladığı sırada durumu fark eden Jandarma komutanı nöbetçilerin değişmesin emretmiş. Böylece donmaktan kurtulmuş.

Savaş Özbey'in yazısı şöyle: 

Tunceli, Nazımiye. Ben de orada yaptım askerliğimi. -22’ye düştüğünü bilirim. Altta içlik, iki kazak, eşofman, en üstte kamuflaj... Astronot gibi.

Bir gece 02.00-04.00 nöbeti.
Yerleşkenin dağa bakan nöbetçi kulübesi.
Nöbette sigara yasak. Karanlıkta yerini belli ediyor, keklik gibi avlanıyorsun.
Ama o gece istesen de içemezsin. Günlerdir kar fırtınası var.
Nöbetin 15’inci dakikasında fırtına birdenbire çok şiddetlendi.
Ben böyle şey görmedim; kulübenin içi 10 dakikada, yarı belime kadar kar doldu.
Mevziyi terk edemezsin.
Telefon, telsiz yok. Bağırsan duyulmaz, uzak.
Nasıl bir uğultu, anlatamam.

***

Kara saplanmış astronot gibi, olduğum yerde hareket etmeye çalışıyorum.
Gittikçe ayaklarımdan can çekilmeye başladı.
Mümkün değil, bir saat daha dayanamam.
Bir sonraki nöbetçi ölümü bulacak.
Hayatta en yalnız hissettiğim andır. Sadece ölüm ve ben...
Mesleki deformasyon herhalde. Gözümün önüne gazetede yapılmış haberim geldi.

***

Jandarma komutanı enteresan, cin gibi bir adamdı.
O sayede yazıyorum şimdi bunları. Geceleri uyumaz, ofisinin ışığı hep yanardı.
O saatte durumu fark ediyor. Hemen kulübelerin kontrol edilmesini ve nöbetçilerin değiştirilmesini emrediyor.
Diğer üç nöbet kulübesinde üç asker daha var.
Tecilli gittiğim için benden 10 yaş küçük çocuklar.

***

Nazımiye’de iki asker donarak öldü.
O gece yerden dizlerime kadar tırmanan o bembeyaz karanlıkta.
Benden 20 yaş küçük çocuklar.
Acaba en son ne konuştular?
Önce hangisi dondu?
Diğeri bunu gördü mü?
Ve arkadaşı donduğunda...
Yani ölümle tek başına kaldığı o büyük yalnızlıkta...
Aklından en son geçen şey neydi?

Editör: TE Bilişim