Nezaketin; sözlük anlamı şöyle;

Başkalarına karşı incelikli ve saygılı davranma, naziklik, incelik ve zarafettir nezaket.

Nezaketi, inceliği tabiatının bir gereği haline getiren; önce kendine sonra da karşısındakine saygılı olmasını bilen insanların, ihtiyaçlarını daha kolay temin edecekleri ve daha çok mutlu olacakları açıktır. Nezaketsizlik ise kin, nefret, saygısızlık, çatışma ve gerginlik yaratan davranış olarak tanımlanır. Nezaket kuralları insanların birbirine kibar ve incelikli davranmasını vurgular.

Bunu siyaset düzeyinde değerlendirdiğimiz zaman ortaya çok vahim bir durum ortaya çıkıyor. Maşallah bugünkü siyaset arenasında gördüğümüz siyasiler nezaket kelimesinin tarif ettiği ölçütlere bir kısmının uymadığını görüyoruz. Siyaset, içinde yaşadığı toplumu yönetme iradesini ortaya koyarken göstermesi gereken azami kurallar manzumesidir. Siyaset rakiplerine küfrederek, hakaret ederek yapılmaz. Hitabet gücü olan, vücut dilini iyi kullanan ve balegati ile insanlar üzerinde etki bırakan siyasetçi küfretmeden ve hakaret etmeden de siyaset yapabilirler. Ancak siyaseten başka söyleyecek sözü kalmayanlar küfür ve hakaret sözcüklerine sarılırlar.

Daha önceki bir yazımda da değinmiştim. Mesela MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi bizler 20’li yaşlarda tanımıştık. O zamanlar son derece kibar ve nezaketli bir kişilikti. Hatta MÇP ve MHP’de görev yaptığı yıllarda da nezaketini hiç terk etmemişti. Ancak MHP Genel Başkanı seçildiği 1997 yılından sonra da nezaketini kaybetmemişti. 1999 yılında kurulan üçlü koalisyon döneminde değişim başladı ve gün geçtikçe Sayın Bahçeli’nin siyasi üslubu sertleşmeye hatta nezaketsizleşmeye başladı. Ülkücü camia olarak şokta kalmıştık. Eski Bahçeli gitmiş yerine sanki reankarnasyon geçirmiş bir kişilik karşımızdaydı. Her kelimesi küfür, argo, sokak ağzı ve nezaketsizliklerle dolu olmaya başlamıştı. Halen bu yeni siyasi nezaketsizliği bir siyaset üslubu olarak devam ettirmektedir.

Günümüzde siyaset yapan diğer siyasilere baktığımız zaman siyasi üslubu en bozuk kişi Sayın Bahçeli’den sonra Sayın Erdoğan’dır. Erdoğan’ın rakiplerine karşı özellikle de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında kullandığı sözcükler son derece nezaketsiz sözcüklerdir. Son söylediği , “Çürük, Sürtük” kelimeleri bir Cumhurbaşkanına hiç ama hiç yakışmamıştır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasetine ve dünya görüşüne hiçbir zaman katılmadım ama şu anda en nezaketli siyaset yapan bir şahsiyet desem yanlış söylemiş olmayacağım. Son derece kibar ve nazik bir kişilik olarak görüyorum.

İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e gelince, oldukça kibar ve nezaket kurallarına dikkat ediyor. Ama bazen o da siyasetin gereği midir bilemeyiz sokak ağzı ile hitap ettiğine şahit olduk. Ama yine de son derece nezaket kurallarına uyduğunu ve üslubunun da son derece yerinde olduğunu söyleyebiliriz.

Diğer siyasi liderlere baktığımız zaman güllü! Perinçek’i bir kenara bırakırsak, Ali Babacan olsun, Ahmet Davutoğlu olsun, Temel Karamollaoğlu olsun son derece kibar ve nazik bir siyaset üslubu kullanmaktadırlar. Cumhur İttifakı’nın bir ayağı olan BBP Lideri Mustafa Destici’yi de nezaketini bozmayan siyasiler arasında görmekteyim. Yaptığı siyaset tarzını beğenmesem de siyasi üslubunu hiç bozmadığını görüyorum.

2000 yılı öncesi siyaset yapan siyasilere baktığımız zaman son derece kibar ve nazik siyasileri görmekteyiz. Mesala Süleyman Demirel, tam bir demagoji ustası, son derece üslubu düzgün bir siyasetçi idi. Mesala Bülent Ecevit, siyasi görüşünü hiç ama hiç tasvip etmediğim bir siyasetçi idi, ama siyasi üslubunu ve nezaketini teslim etmem gereken bir kişilikti.

Seçimler yaklaşıyor. Siyaset sahnesinde yer alan siyasetçiler yavaş yavaş sahneye veya sokağa inmeye başladılar. Burada Sayın Meral Akşener’e bir parantez açmam gerekiyor. Sayın Meral Akşener Partiyi kurduğu günden beri sahada. İlk gün söylediği, “Biz oturduğumuz koltukları değil, sokakta yürüyerek ayakkabılarımızı eskiteceğiz” demişti. Nitekim öyle yapıyor. İlk günden itibaren hergün başka bir şehirde vatandaşı dertlerini dinliyor, onlarla birebir siyaset yapıyor. Bunu semeresini de önümüzdeki ilk seçimlerde alacağını tahmin ediyorum. Seçimler yaklaşıyor dedik. Ancak siyasi üslubu bozuk olanların bu aşamada daha da sertleşeceğini ve nezaket kurallarının alt üst olacağı bir dönemi yaşayacağımızın işaretlerini görüyoruz. Bekleyip göreceğiz. Sertlik ve nezaketsizlik mi kazanacak, yoksa siyasi nezaketini bozmayanlar mı kazanacak hep birlikte göreceğiz.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE