HDP Esenyurt İlçe binasında Öcalan posterlerinin bulunması gündemin yeni konusu oldu. Partiler, yasalara uymak zorundadırlar, uymadıkları zaman tabanlarını da yasa dışılığa teşvik etmiş olurlar. Bir teröristin posterlerinin asılması, gençlere örnek gösterilmesi elbette kabul edilemez. Fakat bu yeni bir durum değil. HDP ve selefi partilerin kurultaylarını hatırlayın, Öcalan posterleri asılmış, İstiklal marşı söylenmemiş, en kışkırtıcı bölücü sloganlar atılmıştı.

Ortada çok absürt bir durum var, iktidar ve paydaşları Öcalan'ın posterlerine karşı, ama kendisine karşı değiller. Bir kağıt parçasındaki resminin, o resimdeki şahsın kendisinden daha tehlikeli bulunması anlaşılır bir durum değil. Daha bir kaç ay önce o resimdeki kişinin mektubunu Anadolu Ajansında okutan bu iktidardan başkası değildi. Demek ki iktidar, Apo'nun kendisine karşı olmadığı gibi mektuplarına ve devletin ajansında okunmasına da karşı değil. Ona sayın demeyi suç olmaktan çıkaran da bu iktidardı.

HDP binalarında Öcalan resimleri evvelden beri var. Şimdi birden bire gündeme getirilmesinin sebepleri var. İşsizlikten, fukaralıktan, pahalılıktan kırılan, ekonomik krizin tekerleri altında ezilen bir halkı ancak dini veya milli duygularına hitap ederek uyutabilirsiniz. Her şeyi konuşun ama ekonomik krizi, yolsuzluğu, rüşveti, yalanı, talanı asla konuşmayın. Bir milletin kaynakları yağma edilirken siz bir hainin posterlerini konuşmakla avunun.

Türkiye'nin bu en ağır meselesi, böyle gündem kapatmanın aleti olduğu müddetçe hiç bir zaman çözülemez. HDP kapansın teraneleri de öyle. HDP, terör örgütü ile iltisaklı bir parti, kurulduğu günden beri bu böyle. Senelerce bunu seyredip, sonra birden bire terör ve bölücülüğün bu yolla çözüleceğini sanmak, 40 yıllık terör mücadelesinden hiç bir şey çıkarmamaktır.

Partiler kapanmaz demiyorum, içinden çıktığı millete ihanet eden her parti kapatılabilir, kimse de buna itiraz edemez. Ancak mahkeme kararlarının partileri kapatmaya yetmediği onlarca defa görüldü. Milli Nizam Partisinden itibaren kapatılan Erbakan geleneği partiler sonunda iktidar oldular, 19 yıldır Türkiye'yi yönetiyorlar. HDP'nin selefi sayısız parti kapatıldı, ama kapatılma bu partilerin arkasındaki halk desteğini küçültmedi, tam aksine büyüttü. Partiler gerçek anlamda halk tarafından kapatılır, halk tarafından açılır. Kapatma dediğimiz şey, bu partilerin arkasındaki toplumsal desteği azaltmak, o partileri amaçlarından uzaklaştıracak bir seviyeye indirmektir. Yüzde 5'lik bir partinin gelecek tasavvuru ile yüzde 10'luk bir partinin gelecek tasavvuru bir olmaz. Geçmişin ANAP-DYP gibi partilerini hatırlayın, onları mahkeme kararları değil, halkın ilgisizliği bitirdi.

Bölücülükle gerçek anlamda mücadele etmek isteyenler önce kafa konforlarını bozup, taban eritme planları yapmak zorundadırlar.Partiler küçüldükçe etkilerini yitirir, iddialarını kaybederler. Büyüdükçe talep çıtalarını yükseltirler.İktidar bu konuda ne yaptı, MHP veya muhalefet ne yaptı? Hangi partinin bu yönde uygulanabilir bir planı var?

HDP bugüne kadar hitap ettiği tabanın bölgedeki tek partisi olduğu için belli bir oy kitlesini kendinde topladı. Demek ki, önce bölgede siyasetin çeşitlendirilmesi, o kitleye farklı alternatiflerin sunulması lazım. İkincisi, bölgede serbest propaganda imkanının sağlanmasıdır. Çeşitlilik ancak her partinin mesajlarını hiç bir fiziki veya psikolojik engelle karşılaşmadan sunabilmesi ile mümkün hale gelir. Uzun süre bölgede HDP dışındaki partiler seçim bürosu bile açamadılar, esnaf gezilerine gittiklerinde organize tepkilerle karşılaştılar. Üçüncüsü, bölgeye farklı partilerle gitmek çeşitlilik değildir. Bu partiler, HDP ile aynı fikirleri savundukları müddetçe, politik bir çeşitlilikten söz edilemez. Önemli olan farklılaştırıcı siyasetler yerine bütünleştirici politikalar izlemektir.Ayrışmaya neden olacak vaatlerde bulunmamaktır. Farklı partilerin HDP ile aynı şeyleri söylemesi bölücülüğü zayıflatmaz, daha da güçlendirir. Yeni kitleleri HDP'nin ideolojik çizgisine getirir. Bu istikamette çaba sarfetmedikçe HDP kapansın sözlerinin HDP'yi asıl kapatacak halkın nazarında bir etkisi olmaz. Önemli olan, bu tabanı eritmek/kazanmak için ne yaptığınızdır, bir planınız var mı, yok mu? İşte asıl mesele!