Türkiye son yıllarda, dış politikasını, “Eyyyyyy! Kıymeti harbiyesi yok. Sen benim ayarımda değilsin, kıratımda değilsin. Bizi bağlamaz. Siz kimsiniz yahu!” gibi diplomasi olmayan bir ağızla yönlendirir ve yönetir oldu.

Bu söylem, bu ağız ne kadar doğru?

Türkiye bu söylem ve efelenmeyle netice alır mı?

Türkiye’nin bu söylem ve ağızları kullanmaması için pek çok neden var.

1-Türkiyenin uluslararası güçlü ve etkin lobisi var mıdır?

2-Kültürel bir güç müyüz? Türk ve İslam dünyasında sözü dinlenen, hatırı sayılan fikir de, dil de iş de ve ekonomi de hangi değerimiz var? Böyle bir devlet olduğumuz söylenebilir mi?

3-Teknoloji bazında neyimiz var, hangi uluslararası buluş da imzamız var?

4-Ekonomik bir marka mıyız? İthalat-ihracat dengemiz göz önüne alındığında, samanı dahi ithal eden bir konumda değil miyiz? Ekonomi de bile dışa bağlı haldeyiz!..

5-Uluslararası lobi faaliyetimiz mi var? Hangi ülke bize AB’de, Nato’da, BM’lerde destek vermekte? Katar, Pakistan, Azerbaycan’ın dışında dünyada yapayalnız değil miyiz? Neden böyle olduk? Onlarında zaten başı dertten kurtulmuyor.

6-Askeri güç bakımından da iyi olduğumuz söylenemez, Sayı olarak dünyanın ilk onu içinde olan TSK’mız; Balyoz, Ergenekon gibi saçma ve komik kumpaslarla iyice yıpratılmadı mı? Teknoloji olarak dışa bağımlı, profesyonel olmayan bir potansiyel konumda değil mi?

7- Tarım ülkesi olan ülke; tarımda kendine yeten bir konumda değil artık. Kırmızı et fiyatlarında bile aciz konumda değil miyiz? Nükleer güç sahibi değiliz, finans gücümüz kaybolmuş bankacılık sektörünün yüzde seksen beşi yabancıların eline geçmiş, borsası elden çıkmış bir ülke değil miyiz?

8-Petrol ve türevlerinde dışa bağımlı, elektriğini bile satın aldığı doğalgazla üreten bir konumda değil miyiz? Enerjide bile dışarı bağımlıyız!

9-İnsan hakları sıralamasında da, basın özgürlüğü sıralamasında da, kadına şiddet ve kadın hakları sıralamasında da dünya ülkeleri içinde sonlarda yer almıyor muyuz?

Böyle bir ülke olduğumuzu, konumumuzun bu halde bulunduğunu Sn. AKP’li yöneticiler görmüyorlar mı, bilmiyorlar mı?

Görüyorlarsa nemize güvenip de, “Efelenme siyaseti” gütmekteyiz de Diploması ağzı kullanmıyoruz?

Devletlerin kesin dostluk ve düşmanlıkları yoktur. Kendi ülkelerinin çıkarı kadar dostluk ve kırgınlıkları olur. İlmi siyaset denen şeyde bunu bilmek ve uygulamaktır. Bir soru: Saddam yıkılmasaydı, Esat bu hale getirilmeseydi, güney sınırlarımız böyle güvensiz ve problemli olur uydu?

Soru şu; Ne oldu da on beş yılda biz bu olduk, böyle olduk?

İçte ve dışta neden güvenlik sorunlarımız var? Hani “İstikrara oy verin” demişlerdi?

On beş yıldır Türkiye’yi içte de dışta uçuracak, ne yaptınız da biz gör müyoruz?

“Eyyyyyyy!” diye kükremekle işler hal mi oluyor?

Ne dersiniz?

Esen kalınız.