AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde gerçekleştirilen 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Hafta içi partisinin grup toplantısında telafuz ettiği ve ülke gündemini belirleyen Gezicilere yönelik hakaret dolu ifadelerinin arkasında duran Erdoğan, konuşmasında CHP lideri Kılıçdaroğlu ile arasında geçen 10 Soru - 10 Cevap gerilimine de geniş yer ayırdı.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:

  • "Ülkemizin son 20 yıldaki kazanımları hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. İktidara gelirken ‘Ülkemizi dört temel unsur üstünde yükselteceğiz’ dedik. Bunlar eğitim, sağlık, adalet ve emniyet."
     
  • "70 bin olan akademik personel sayımız 185 bine 1.5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız 8,3 milyona çıktı."
    ​​​​​
  • "Son dönemde devlet hastanelerindeki sağlık hizmetleri konusunda muayene randevularındaki gecikmeler başta olmak üzere sistemdeki kimi aksaklıklarla ilgili şikâyetler gelmeye başladı. Salgının bitmesiyle bu sorunları hemen gündemimize aldık süratle çözümünü sağlayacak adımları atıyoruz."

SIĞINMACI KRİZİ

  • "Düzensiz göçle mücadele için 26 geri gönderme merkezi kurduk. Suriye'de oluşturulan güvenli bölgelere 500 binin üzerinde Suriyeli kardeşimizin geri dönmesini sağladık."
  • "Türk Milleti için güçlü bir orduya sahip olmak tarih boyunca olageldiği gibi bugün de bir tercih değil, bir mecburiyettir. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe-Kilit'le güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik. Güvenlik hattının eksiklerini yeni harekatlarla tamamlayacak hem de tüm kuvvetlerimizi her türlü göreve hazır hale getirecek çalışmaları titizlikle yürütüyoruz."

EKONOMİK KRİZ

  • "Gezi olaylarıyla başlayan ve ardı ardına devam eden ihanetlerin ülkemize kur-faiz-enflasyon şer üçgeni üzerinden ödettiği ağır bedeller olmasaydı, bugün 1.5 trilyon doları bulan bir milli gelirle çok farklı bir yerde olacaktık."
  • "Sahnede hangi oyun sergilenirse sergilensin gerisinde bir ekonomik sabotaj mutlaka vardır. Buna rağmen ülkemize diz çöktürülmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Türkiye'nin ödediği bedellerde payı olan herkesin yakasına yapışmak boynumuzun borcudur. Karşımıza çıkarılan aktörlerin birer aparat olduğunu biliyor, asıl mücadeleyi projelerin gerçek sahiplerine karşı veriyoruz."
  • "Türkiye'nin ekonomide geldiği yeri de  yaşadığı kayıpları da işte bu perspektiften değerlendirmek gerekiyor. Anlayamadıkları  bir gerçek var. Bu gerçek Türkiye'nin potansiyelinin ve gücünün kağıt üzerindeki  ölçeklerin çok üzerinde olduğudur. Eğer biz kağıt üzerindeki hesaplara kalsaydık ne vesayetle mücadelemizi başarıya ulaştırabilirdik ne terörle mücadelemizi zaferle neticelendirebilirdik ne  darbecileri bozguna uğratabilirdik ne de uluslararası ayak oyunlarıyla baş edebilirdik. Biz ülkemize inandığımız inancımızdan şüphe duymadığımız için Allah'a hamd olsun ayaktayız. Hani komünistin komünistliği parayı buluncaya, ateistin ateistliği uçak sallanıncaya kadardır derler ya, aparatlarıyla ve ağababalarıyla bunların  havası da milletin önüne çıkıncaya kadardır. Elbette ihtiyatı ve tedbiri elden bırakmadan biz kimin ne dediğine bakmadan kenedi işimizi yapacağız."

10 SORU-10 CEVAP

  • "Siyasetin cilvesi diyebileceğimiz bazı konularla uğraşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Türk siyaset tarihinin en zor cilvesi bizim dönemimize denk geldi. Bu talihsiz cilvenin adı Kılıçdaroğlu'dur. Ciddiye alsak ciddiye alınacak, gülüp geçsek gülüp geçilecek tarafı yok. Biz de yok saymayı tercih ediyoruz. Yok saydığımızda da yalanın dozunu sürekli yükseltiyor. Biz de mecburen bu zatı ara ara paçasından tutup aşağıya çekmek zorunda kalıyoruz. Zat bizim geçen salı günü sorduğumuz sorulara cevap vermiş, sonra bize güya 10 soru sormuş. 
  • Birinci sorum olan terör örgütlerini lanetleyip lanetlemeyeceğine dair verdiği cevaptaki tüm göndermeler, Türkiye'yi birilerine gammazlayan alçakça tuzaklarla bezelidir. İkinci sorum olan harekatları destekleyip desteklemediklerine iğrençliği karıştırarak hezeyanlar sergilemiştir. Üçüncü sorum olan NATO tartışmalarına cevabı sadece bu mücadelemizde karşımızda olanları sevindirecek bayağılıktadır. Dördüncü sorum olan Akdeniz ve Ege'ye dair verdiği cevapla ülkesinin değil, Rumların yanında yer aldığınız tekrar göstermiştir. Beşinci sorum olan küresel krizin ekonomik boyutuna karşı mücadeleye destek vermeye, basit bir cevap vermiştir. 
  • Altıncı sorum olan yalanı bırakıp bırakmayacağına, aynı yalanları tekrarlayarak cevap vermiştir. Yedinci sorum olan siyasi stratejilerini yabancı temsilcilere onaylatmaktan vazgeçip vazgeçmeyeceğine inkarla cevap vermiştir. Sekizinci soruma asil değil sefil bir şahsiyet olduğunu göstererek cevap vermiştir. Dokuzuncu sorum olan partisi içindeki terör örgütü destekçisini, hırsızı, tacizciyi tasfiye edip etmeyeceğine bunlara ortak olduğunu ikrar ederek cevap vermiştir."
  • Onuncu sorum olan aday olup olmayacağına ise seçim tarihi bahanesi ile yüreksizliğini, çapsızlığını bir kez daha göstererek cevap vermiştir. Seçim tarihi belli. Sen şimdiden haziran 2023'e hazırlan ama önce adayınızı belirleyin. Sen sıkıysa aday oluyor musun olmuyor musun bunu açıkla."

SADAT İDDİALARINI YANITLADI

  • "SADAT diye bir öcü uydurup, şirketin kurucusu ile evinde konuştuğumuzu söyleyecek kadar hayal alemine dalmış!"
  • "Ben SADAT'ın kurucusuyla evlerinde bir görüşme gerçekleştirmedim. Böyle bir görüşme yok. Bay Kemal sen yalancısın. SADAT'ın kurucusu denilen tuğgeneral ile göreve getirdikten sonra, benimle çalıştığı süre içerisinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde görüşmelerim var ama evinde yok!"
  • "Gezi olayları; sokak terörü üzerinden milletin iradesini gasp etme girişimi, azgın azınlığın, sessiz çoğunluğu sindirme teşebbüsüdür! Bu milletin polisine el kaldırandan milletvekili olmaz. Bunların parlamentoda da yeri olmaz. Bunların da parlamentodan silinip atılmasının adımlarının atılması lazım."
  • "Bezmialem Camii'nin içini bira kutularıyla sizin o takımınız kirletti."

GEZİCİLERE YÖNELİK 'SÜRTÜK' HAKARETİ

  • "Biz bunlara teşhisi koyduk. Onlara bu söz neye karşılık geliyor bilmiyoruz ama dediğimiz çok açık. Mukaddesatımıza hürmetsizlik edenlere özellikle tavizsiz davrandık. Bugün de aynı hassasiyetlerle davranıyoruz. Milletimiz Gezicileri nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz. Elebaşlarını, vandalları, polisimize kurşun sıkan şehir eşkiyalarını, yağmacıları, ibadethanelerimizi bira kutularıyla kirletenleri, aziz milletimizin iradesine kast eden darbe heveslilerini bu millet nasıl tarif ediyorsa biz de aynı şekilde tarif ediyoruz. Vandala vandal, haine hain, çapulcuya çapulcu demekten geri durmayacağız. Bizim kadınlara alçakça hakaret eden belediye başkanlarını koruyanlardan alacak ahlak dersimiz yoktur. Şehit bacısına küfürler savuran terbiyesizlerden öğrenecek saygı dersimiz de yoktur. Buradan tüm kardeşlerime sesleniyorum. Hadlerini bildirmek milletimize karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir."
Editör: TE Bilişim