Ancak Ak Parti kulislerinde Bahçeli ile aynı görüşü paylaşmayanların sayısı azımsanmayacak düzeyde.

Cumhuriyet'ten Emine Kaplan'ın haberine göre, Anayasa değişikliği sırasında Ak Parti’nin, Cumhurbaşkanlığı seçiminde “İlk turda yüzde 40 olsun” dediğini, ancak MHP’nin kabul etmemesi nedeniyle “50+1” kriterinin getirildiğini belirten bazı Ak Parti yöneticileri, “Yüzde 40 olsaydı parti açısından durum şimdi çok daha farklı olurdu. Parti tek başına daha güçlü olur, ittifaklara mecbur kalınmazdı. Sistem ittifakları da beraberinde getirdiği için partinin karşısında birlikte hareket eden büyük bir muhalefet bloku oluşturuldu” görüşünü dile getiriyor.

Ak Parti içinde özellikle 23 Haziran seçiminin ardından sistemle ilgili sıkıntılar yüksek sesle dillendirilmeye başlanırken, Ak Parti’nin yetkili kurullarında da parti yöneticileri ilk kez kaygı ve eleştirilerini tüm açıklığıyla dile getirmişti. Yurt dışından önceki gece dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki günlerde bir araya gelmesi beklenen Bahçeli’nin grup toplantısında, Ak Parti içindeki sistem tartışmalarını sert bir şekilde eleştirmesi dikkat çekti.

“AK Partili bazı yöneticilerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin eğer varsa aksayan yönleriyle ilgili kendi aralarında değerlendirme yapmaları doğaldır, ne var ki bunu kamuoyu önünde dile getirmeleri CHP’nin değirmenine su taşıyacaktır ve yanlıştır” diyen Bahçeli, “Yeni sistemle beraber barajın yüzde 50+1’e çıkması muhkem ve muteber bir sayısal çoğunluktan daha çok müstesna bir uzlaşmayı, muazzam bir kucaklaşmayı sağlamıştır” ifadelerini kullanırken, sistemin ilke ve esaslarıyla oturması, kurum ve kurallarıyla güçlenmesinin zaman alacağı, geçiş sürecinde var olan uyum sorunlarının aşılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Ak Parti içinde Bahçeli ile aynı görüşü paylaşmayan çok sayıda kişi bulunuyor. Bazı parti yöneticileri, yeni sistemle ilgili anayasa paketi müzakereleri yürütülürken, Ak Parti’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu için “Geçerli oyların yüzde 40’ını alan aday seçilir” düzenlemesini önerdiği, ancak o dönem MHP’nin kabul etmemesi nedeniyle “yüzde 50+1”de karar kılındığına dikkat çekti. Bu hükmün Ak Parti’nin aleyhine olduğu değerlendirmesi yapılırken, “Bu durum ittifakları doğurdu. Parti her partinin kendi adayını çıkarmasıyla tek başına Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilecekken Cumhurbaşkanlığı için oluşan ittifaklar, genel ve yerel seçimi de içine aldı. Partinin karşısında birlikte hareket eden büyük bir muhalefet bloku yaratıldı. Eğer ittifaklar olmasaydı ve her parti kendi adayıyla çıksaydı, partinin seçimlerdeki kazancı çok daha fazla olabilirdi” görüşü ifade ediliyor.

Editör: TE Bilişim