AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, CHP’de yer alan başörtülü kadınlara yaptığı “vitrin mankeni” benzetmesine tepkiler devam ediyor. Muhalif partilerde yer alan başörtülü kadınların hedef alınmasına ilişkin AKP kurucularından olan Fatma Bostan Ünsal değerlendirmede bulundu.

başörtü tartışmalarının Türkiye’de tükendiğini ve artık istismar edildiğini söyledi. CHP eski milletvekili Fikri Sağlar’ın sözleri ardından başlayan tartışmalara ilişkin Ünsal, “Sağlar CHP’de yetkili bir isim değil. Hem parti içerisinde hem de temsil boyutunda etkili değil. Ak Parti tarafından kendi faydasına olan çatışmayı hatırlattığı için hemen hücum edildi. CHP zaten üst düzeyde buna karşı olduklarını ifade etti. Bu sorunun çözülmesinden memnun olmak gerekirken 'vitrin mankeni' ifadeleri meselenin de başörtülü kadın meselesi olmadığını hatırlatıyor” dedi.

'OY TOPLAMAK İSTİYOR'

Erdoğan’ın kaybettiği oy ve desteği artırmak için bu konuyu suiistimal ettiğini dile getiren Ünsal, “Çok rahat bir destek, oy sağlayabilen konulara gidip, oy toplamak istiyor. Erdoğan’ın açıklaması en çok başörtülü kadınları rencide ediyor. ‘Vitrin mankeni’ ne demek? Bu bir hakkı vermek yerine kendine siyaset olarak pekiştirecek tarzda görüldüğünü ifade ediyor. Bugün her partide başörtülü olması aslında normal olandır. Normalleşme budur. Bir partiyi temsil etmeyen bir kişi üzerinden o kadar hücum etmek en üst düzeydeki bir cevabı dikkate almamak aslında başörtüyü dikkate almamaktır. Parti Meclisi’nde yer alan başörtülü kadını da küçümsemek anlamına geliyor. Bu yanlış bir şey” diye belirtti. 

‘AKP DE TÜRBANA MESAFELİYDİ’

AKP’de yer aldığı dönemde de parti içerisinde başörtülü kadınların ötekileştirildiğini ve parti organlarında yer verilmediğini dile getiren Ünsal, AKP içinde yaşadıklarını ise şöyle anlattı: “2011 seçimleri için 2010’daki istişare toplantısında başörtülü milletvekili aday gösterilmesi gerektiğini söyledim. Merve Kavakçı olayında, başörtü bir siyasi çıkış olarak görüldü ve yasaklandı. Bu yasağın kaldırılması için siyasetin önemli olduğunu ön görerek, başörtülü milletvekili adayı olması gerektiğini söyledim. O dönemde başörtülü aday olması için kampanya yürütenlere ‘Ergenekon operasyon yapıyor’ diye ithamlarda bulunuldu. En azından ‘başörtülü aday olsun’ dediğimde ‘evet, elbette’ hiç kimse demedi. Başörtü Meclis’te yasak değildi. Fiili bir yasak vardı. 2013 yılında hiçbir değişiklik yapılmadan başı açık seçilmiş olan vekiller Hac dönüşü başlarını açmak istemedikleri için başörtülü girdiler. Başörtü sorunu Meclis’te çözüldü ve hızla diğer alanlara yansıdı. Başörtülü kadınların özneliğini görmemek ‘konu mankeni’ demek büyük bir haksızlık.”

‘AKP’DE POZİSYON VERİLMEDİ’

AKP Kadın Kolları’nda bile başörtülü bir kadının seçiminin yeni olduğunu kaydeden Ünsal, AKP’nin ilk dönemlerinde uzun süre başörtülü kadınların etkin pozisyonlara getirilmediğini belirtti. Ünsal, şöyle devam etti: “Ak Parti kendini çözümün mimarı gibi göstermeye çalışıyor ama başörtülü kadınların mücadelelerinin nasıl ikincilleştirildiğini, yetki verilmediğini, cezalandırıldığını biliyoruz. Ak Parti’nin 5 milyon kadın üyesi olması ve yüzde 90’nın başörtülü olmasına rağmen uzun yıllar Kadın Kolları Başkanlığı görevine başı açık kadınlar getirildi. İllerde bile özellikle batı illerinde başörtülü kadınlar, kadın kolları başkanı olamıyordu. Başörtülü kadın milletvekili adayı olsun dediğimizde karşı olanlar bile ‘neden olmasın’ derken, Merve Kavakçı’yı destekleyenler ‘zamanı değil’ demişti. Neden? Lidere bakıyorlar çünkü lider ne derse o olmalıdır. Başörtülüler 2002 yılına kadar da hem sözel hem de davranış olarak yasağa karşı çıktı. 2002 yılından sonra yasak devam etmesine rağmen bunu ifade eden kişiler azdı. Onlarda hep bastırılmaya çalışılıyordu, başörtü yasağı olmasına rağmen yokmuş gibi davranılması isteniyordu. Bunu ifade edenler de çeşitli şekilde cezalandırılıyordu. Ak Parti döneminde de kadınlar uzun yıllar başörtü yasağına hem de hiç ses etmeden tahammül etti.”

‘BİR PARTİYE AİT DEĞİL’

Başörtü yasağının kalkmasının bir siyasi zafer olmadığını, hak olduğunu vurgulayan Ünsal, “Başörtü meselesine ‘siyasete alet ediyorlar’ diyenlere karşı çıkıyorduk. Biz bunun tersini iddia ediyorduk ve bunun bir partiye ait olmadığını en açık şekilde şimdi görüyoruz. Ak Parti’de ana muhalefet partisinde de var. Bundan da Ak Parti liderinin memnun olması lazım ve ancak ‘Bu Türkiye’de bir sorundu bunun çözümünde çorbada bizim de tuzumuz varsa ne mutlu’ diyebilir daha fazla bir hak iddia edemez” ifadelerinde bulundu.

‘İSTİSMAR ETMESİNLER’

“Vitrin mankeni” söyleminin bir bilinçaltı yansıması olduğunu da dile getiren Ünsal, şunları ekledi: “Başörtülü kadın milletvekili olsun dediğimde dikkate alınmadığımda ve diğer kadınların başka hususlardaki söylemlerine, yaklaşımlarında bu durumu gördük. Bu söylem o bilinçaltını yansıtıyor gibi. Tecrübem var. Partide milletvekillerinin bile çok etkin olmadığını biliyoruz.” Ünsal, tüm partilerde başörtülü kadınların olmasının, aktif siyasette yer almasının olumlu olduğunu ve başörtünün herhangi bir siyasi partiyi temsil etmediğini belirtti. AKP tarafından yapılan açıklamaları “mezar kazıcılığa” benzeten Ünsal, “Biz biliyoruz neler çektiğimizi, lütfen istismar etmesinler, bizi rahat bıraksınlar” yanıtını verdi.

Editör: TE Bilişim