AKP'nin Amerikan sisteminin neredeyse aynısını Türkiye’de de uygulamayı ve TBMM’nin çoğunluğunu elde etmeyi planladığını ifade eden Barış Yarkadaş, "Amerikalıların “Kazanan hepsini alır” diyerek formüle ettiği bu sisteme göre, Türkiye 300 seçim çevresine bölünecek" dedi.

Gazete Damga'daki "AKP'nin seçim modeli: Kazanan hepsini alır" başlıklı yazısında Yarkadaş şunları yazdı:

"Bu sisteme göre, İstanbul’un Ümraniye ve Sancaktepe ilçeleri “bir seçim çevresi” olarak tanımlanacak. Ve bu bölgeden yalnızca iki milletvekili seçilecek. Dolayısıyla, bu iki ilçede oy kullanan yurttaşların önüne, bugünkü adıyla Cumhur İttifakı ve Millet İttfifakı’nın iki adayının seçim pusulası konulacak. Yurttaş, önüne konulan pusulada, seçilmesini istediği milletvekilinin isminin üstüne mührü basacak.

KAZANAN HEPSİNİ ALIR…

Ancak dananın kuyruğu da burada kopacak… Zira; Sancaktepe ve Ümraniye üzerinden verdiğimiz örnekte, örneğin Cumhur İttifakı’nın adayları 100 bin, Millet İttifakı’nın adayları ise 99 bin 999 oy bile alsa, meclise Cumhur İttifakı’nın iki milletvekili gidecek. Zaten sisteme bu yüzden “Kazanan hepsini alır…” deniliyor.

2.5 PARTİLİ DÖNEM

Tabii bu bağlamda, bir ayrıntıya daha çok dikkat çekmek gerekiyor. Bu sisteme göre, Türkiye aslında 2.5 partili bir sisteme evriliyor. Eğer AKP kafasındaki bu sistemi hayata geçirebilirse, MHP’nin seçimlere kendi adıyla değil, AKP’nin listesinden girmesi gerekiyor. Keza; İYİ Parti’nin de CHP listelerinden… Çünkü; sistem bizim alışageldiğimiz yöntemleri tamamen devre dışı bırakıyor. Sistemin mantığı “en çok oy alanın, seçim çevresindeki tüm vekillikleri kazanması” üstüne kurulduğu için, MHP, İYİ Parti, Saadet ve Demokrat Parti’nin “kendi listeleri” ile seçime girmeleri halinde hiçbir şansları kalmıyor. O yüzden, MHP’nin AKP, İYİ Parti’nin de CHP listelerinde yer alması gerekiyor. Buna, Millet İttifakı’nın içinde yer alması beklenen DEVA, Gelecek Partisi ve Memleket Partisi’ni de eklediğinizde, hayli karmaşık ve tartışmalı bir sürecin başlayacağı görülüyor.

Editör: TE Bilişim