Akşener'in konuşmasının ilgili kısmı şöyle;

Türkiye, beş yüz milyar dolara yaklaşan dış borcu nedeniyle, artık, kredi riski en yüksek ülkelerden biri haline geldi.Ülkemiz dış kredi bulmakta zorlanıyor. Bulunan krediler ise, çok yüksek faizli. Üstelik şantaj için, taviz için kullanılıyor.Sanayici artık, dış kredi kullanarak, yatırım yapamaz durumda.

Diğer yandan devlet, bir israf kapısı haline geldi. Lüks ve şatafat devletin her kademesine hakim.

Neymiş, itibardan tasarruf olmazmış. İtibar, milletin kesesinden yaptırıp içine tünediğin saray değildir.

İtibar, bulduğun kredidir, ciddiye alınmalıdır. İtibar, önüne gelen yabancı bürokratın, parmağını sallayıp iç işlerine karışamamasıdır. İsraf, almış başını gidiyor. Devlet, lüks araçları, binaları yüksek fiyatlardan kiralıyor.

Gelir garantisi verilerek, yaptırılan köprü, otoyol, havalimanı, şehir hastaneleri içinse, büyük paralar garanti bedeli olarak ödeniyor. Yeni sistemde, sözde bakanlık sayısı azaltılıyor gibi gösterilirken, birçok yeni makam ihdas ediliyor.Her bakanlığa, üç dört bakan yardımcısı atanıyor. Devlet kadroları şişiriliyor. Devletin gelirleri azalırken, masrafları hızla artıyor.

Dolar altı buçuk, avro yedi buçuk TL oldu. Birçok zammın ertelenmesine rağmen, enflasyon şimdilik %16.

"MADEM HEP DOĞRU İŞLER YAPTINIZ, ÜLKEMİZ NİYE BU HALDE?"

Değerli Arkadaşlarım;

Gidilen yol, yol değil. Ekonomik göstergeler hızla daha da kötüleşiyor. Açıklanan 100 günlük programda, enflasyona çare yok. Mutfakta yangın var, ama mutfağa çare yok. Sözler, seçimin ertesi günü unutuldu.

Mesela, 100 günlük programda, memura sözü verilen, 3600 ek gösterge zammı yok.Ekonomiye yön vermesi gereken bürokrasi, güven vermek şöyle dursun, yatırımcıyı kaçırıyor. Dövizi kontrol etmek için Cumhurbaşkanı, vatandaşın 3-5 kuruşluk birikimlerine göz dikmiş, çağrı yapıyor.

Sayın Erdoğan'a bir kez daha soruyorum: Madem siz bu on altı yılda hep doğru işler yaptınız, ülkemiz niye bu halde?Niye çare olarak vatandaşın üç kuruşluk birikimlerine kaldınız? Hiç düşündünüz mü bilmem ama, ülkenin Cumhurbaşkanı olarak siz, vatandaştan döviz bozdurmasını istediğinizde, hatta buna bir milli beka meselesi dediğiniz halde, niçin vatandaşlar döviz büfeleri önünde kuyruk olmadı?

Olmadı, çünkü, Cumhurbaşkanı bu yolu daha önce denedi, ona inananlar %50 zarar ettiler.

Şimdi de, onun sözüne itibar etmiyorlar. Ne acı değil mi? İşte itibar böyle bir şey.

İtibar için, tek başına ünvan yetmiyor.. Güvenilir olmak gerekiyor. Güvenilir olmak için de ,işin ehli olmak gerekiyor..

"DAMAT BERAT'A TESLİM EDİLEN EKONOMİNİN ATEŞİ BACAYI SARMAYA BAŞLADI"

Seçimden önce ne diyordu Tayyip Erdoğan?

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçince;

-Türkiye prangalarından kurtulacak,

-Türkiye ekonomisi uçacak,

-Başkanlık sistemi ile yatırımlar artacak,

-Dolar 3 liraya düşecek,

-Yurt dışından yatırımcılar gelecek.

İktidarın propaganda makineleri manşetlerini, köşelerini bu sloganlarla doldurmuşlardı. Şimdi, yeni sisteminin sonuçlarını hep birlikte, acı acı yaşamaya başladık. Damat Berat’a teslim edilen ekonominin ateşi, bacayı sarmaya başladı. Türkiye bu çılgınlığa son vermeli diyoruz.

"SAYIN CUMHURBAŞKANINA BURADAN SESLENİYORUM"

Devlet kurumları daha fazla yıpranmadan, bu yanlış yoldan dönülmeli diyoruz. Türkiye'nin bir orta Afrika diktatörlüğüne dönüşmesine, mâni olalım.

Sn. Cumhurbaşkanına buradan sesleniyorum:

Gelin bu hatadan, geri dönün. Bu aklı size verenleri, etrafınızdan uzaklaştırın. Millet bahçelerinde yuvarlanmayı vadederken, Türkiye'yi uçurumdan aşağı yuvarlıyorsunuz.

Seçim sürecinde de öncesinde de, bu sistemin yanlış olduğunu ısrarla belirttim. Bugün, sonuçlarını görüyoruz..

Borç vereceğiz diye hava atıyordunuz, ama bu gidişle korkarım Türkiye'yi, IMF'lik edeceksiniz.

Türkiye'yi, 2001'in bile gerisine götüreceksiniz. Sn. Erdoğan, cilan dökülecek, forsun sökülecek.

Seni ilk önce, beytülmalden beslediğin yalakaların terk edecek. Ben bunları söylüyorum ama, bunlarda numara çok. Yarın çıkıp şöyle demeyeceğini kimse garanti edemez;

"Biz iktidara gelmeden önce benim vatandaşım 100 dolarını bozdurduğunda 150 lira alıyordu.

Şimdi, 100 dolarını bozdurduğunda 650 lira alıyor." Vallahi der mi, der..

Yıllardır faiz lobisi, döviz lobisi, dış güçler diyerek geçiştirdi. Ama iş geldi mutfaklara dayandı, harçlıklara dayandı artık.

Şunu aklından hiç çıkarma Sayın Erdoğan;

Tencereler kaynamazsa, kadınlar seni de, lobilerini de, dış güçlerini de yerle bir eder.Millet, yatıp-yuvarlansın diye planladığın Millet bahçelerinde, sen debelenirsin, haberin olsun..

Öyle bir düzen kurdun ki, bak ne diyor şair;

"Allah'ın on pulunu bekleye dursun, on kul,

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa,

Yaşasın kefenimin kefili, karaborsa!"

İşte senin kurduğun düzen bu, Sayın Erdoğan. On pulun, dokuzu yabancıya yandaşa, biri vatandaşa..

Torununun canı öyle istiyor diye, eğitim sistemini değiştiriyorsun. Alfabeden rastgele harf çekiyor, her seferinde yeni bir sınav ismi uyduruyorsun. Bu millet bunu hak etmiyor.

Tekrar ediyorum, onca adam yetiştiren bir ülke, ekonomiden anlamayan, sürekli aldanan, aldatılan, aldandıkça öfkeyle köpürüp, faturayı millete çıkaran bir tek adamı, hak etmiyor!

Editör: TE Bilişim