Bahçeli Mansur Yavaş'la ilgili sorulan bir soruya "Ben 1962-63 yıllarında İstanbul'da lise öğrencisiydim. Adamo diye bir sanatçı gelmişti. Fecri Ebcioğlu da güzel bir söz yazmıştı. Ben de arkadaşlarıma dedim ki 'Her yerde kar var' çok anlamlıdır. Türkçe'de anlam kazanmıştır. Her partide MHP'li aday var. 

31 Mart öngörüsü: 31 Martı çok önemsiyorum. Dileğim Cumhur İttifakı lehine gelişsin. Bu olduğu takdirde 1 Nisan günü Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Mahalli İdareler Seçimiyle desteklenmiş olsun. 1 Nisan sabahı kalktığımızda ABD'den Çin'e kadar Türkiye'ye tebrik telefonları gelmelidir. " dedi.

 Bahçeli, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen hakkında açılan soruşturma için, Akpınar'ın özür dilemesi gerektiğini vurgulayarak, "Sana zaten yazık olmuş Akpınar" dedi. Bütçe görüşmeleri sırasında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel arasındaki tartışmaya da değinen Bahçeli "Kazanan Hulusi Akar Paşa olmuştur" ifadelerini kullandı. Bahçeli, Esad ile diyaloga karşı olduğunu da sözlerine ekledi.

Bahçeli'nin açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Fırat'ın doğusu operasyonu: Türkiye'nin terörle mücadelede çok keskin ve kararlı bir tutumu vardır. Bu Zeytindalı Harekatı ve Fırat Kalkanı olarak ortaya konulmuş, hayırlı sonuçlar elde edilmiştir. Türk milleti Fırat'ın doğusuna yönelik harekatı arzulamaktadır. Gerçekleşeceğine inanıyoruz. Tam desteğimizi sürdürmekteyiz. 

ABD'nin Suriye'den çekilmesi: ABD'nin ortaya koymuş olduğu ve çok kişinin beklemediği anda Suriye'den askerlerini çekeceğine dair görüşü yankı bulmuştur. Sebeplerinin ne olduğunu tam kestirmek mümkün değildir. Bunu öğrenebilmenin tek yolu ülkeyi yöneten şahsiyetlerin kamuoyunu bilgilendirmelerinde fayda vardır. ABD'nin ani kararının arkasında ne yatmaktadır bilmiyorum, ama tahmin edebilecek birikim içerisindeyiz.

Ekonomideki gelişmeler: Bütçe görüşmeleri geçen hafta tamamlandı. Oylaması yapıldı. MHP yurtdışında görevli 1 milletvekili haricinde 49 oy kullanarak bütçenin kabulü noktasında tasarrufunu ortaya koydu. Değerli milletvekili arkadaşlarımızın yaptığı değerlendirmeler, ılımlı ve katkı sağlayıcı üsluplarıyla siyasi iktidarın aldığı ekonomik politikaları destekler niteliğinde olduğu kabul edilmeli. Bu politikalar 2019 yılının 3 ayında kendini gösterecektir. 

"ESAD'LA DİYALOGDAN YANA DEĞİLİM"

Ankara-Şam diyalogu gerekli mi: Esad rejimiyle herhangi bir şart altında Türkiye'nin diyalog kurmasından yana değilim. Türkiye'nin kat etmiş olduğu terörle mücadeleyi sonunda Esad'ın tercihine teslim etmek Türkiye için en büyük kayıp ve ayıp olur. Türkiye'nin çok yönlü takip ettiği politikalar sonucunda Esad rejiminin demokrasi içerisinde değişime uğrayabilecek yaklaşımlara devam etmek suretiyle, Suriye'yi Esad rejiminden kurtarmak. Bu politika yerindedir. Partizanca yaklaşmak doğru değildir. Türkiye Cumhuriyeti dün batıdan tavsiyelerle politikasını şekillendirirken, bugün batı ve doğuyu şekillendirecek bir diplomasi yürütüyor. Bu olumludur, devamında da yarar vardır. Türkiye etkin inisiyatifi kaybetmemelidir. MHP olarak batıda ve doğuda bu kadar etkin bir konuma gelmişken, diyalogları başkalarının eline bırakmamak lazımdır. Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı tutumu devam ederken, şahsen önerim İstanbul veya Ankara'da küresel güçlerin zirvesini yapmakta fayda vardır. Türkiye kabuğunu yırtmıştır. Dünya 5'ten büyüktür sözü doğru bir sözdür. 

Terörle mücadele: Türkiye'nin terörle mücadelesi devam etmektedir. Bunlarından birisi 1978 yılında Lice'de PKK 1. Olağanüstü Kongresi'yle başlayan Büyük Kürdistan hevesinin 1984 yılında Eruh baskınıyla dönüşen propagandasında Türkiye'nin terörle mücadelesinde önemli başarısı vardır. Terörün kökü kazınmalıdır. Kararlılık devam etmelidir. Irak'ta özerk yapılanma söz konusu olmuştur. Suriye'de bir koridor açılması ve devletçiğin kurulması yolundaki terör faaliyeti ihmal edilmemelidir. 

"CHP KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELİ"

Akar-Özel tartışması: Bu olay Türkiye'yi çok üzmüştür. CHP Grup Başkan Vekili olan şahsiyet, o çirkin üslubu, aşağılayıcı bakış açısı ne CHP'ye fayda sağlar, ne Türkiye'ye fayda sağlar. En büyük zararı da o şahıs görür. İtibarı sıfırlanmış şahıs olarak toplumda kabul görür hale gelmiştir. Bu söyleyeceğimi nasıl yorumlarsınız bilemiyorum ama, 16 Ağustos 2015'te Sayın Hulusi Akar Paşa Genelkurmay Başkanı olmuştur. MHP olarak 3 yılda 1 görev değişikliği sebebiyle Genelkurmay Başkanı olanlara tebrik ziyareti yaparız. Bu geçmiş dönemlerde bazı Genelkurmay Başkanlarıyla bunu gerçekleştirmiş olduk. Ancak 2 Ekim 2015'te Hulusi Akar Paşa'yı ziyaret ettim, orada diğer Genelkurmay Başkanlarında olmayan, yapmadığım bir olayı gerçekleştirdim. Sayın Hulusi Akar Paşa'ya Kur'an-ı Kerim, Türk Bayrağı ve altın kaplama silah hediye ettim. Önemli bir şeydir. Neden aklıma geldi, niçin Hulusi Akar Paşa'ya verildi, diğerlerine neden verilmedi? 15 Temmuz'u dikkate aldığınız vakit önemli bir aklımızdan geçen, geleceği okuma demeyeceğim ama anlamlı hediyeyi vermek ihtiyacı hissettim. Bunu verdiğime çok memnun olduğum kanaatindeyim. Hulusi Akar Paşa Kur'an'a, bayrağa, silaha sahip çıkmıştır. CHP, siyaseten söylüyorum, çeki düzen vermelerinde fayda var. TBMM'de o hırçın, ne dediğini tekrarlayamayacak kadar cahilce konuşmalar CHP'ye bir şey kazandırmaz. Kazanan Hulusi Akar Paşa olmuştur. Kutluyorum kendisini.

"YÜZDE 52'NİN ALTINA DÜŞMEMELİ"

Yerel seçim işbirliği: Cumhur İttifakı önemli ve hayırlı bir ittifaktır. Yenikapı ruhunun devamıdır. Türkiye'yi siyaseten şekillendirecek bir adımdır. Cumhur İttifakı 95 yıllık Cumhuriyet evresinin 3'üncü evresi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sırrı olmuştur. 9 Temmuz'da Cumhurbaşkanı yemin törenini gerçekleştirmiş, yarım saat sonra da Cumhurbaşkanlığı hükümetini kurmuştur. 24 Haziran seçimleri de bugünkü hali vermiştir. Cumhur İttifakı'nın 24 Haziran seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne evrilmesinden sonra karşısına 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri gelmiştir. Bu seçimi iyi okumak lazımdır. Bu seçimin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne etkisini ölçmek lazımdır. Karşılıklı bir anlayışla, Cumhur İttifakı'nın bakış açısıyla Mahalli İdareler seçimlerine yaklaşmakta fayda vardır.

MHP bir formülle gelmiştir. X+Y=Z olması lazım. X AKP'dir, Y MHP'dir, Z de yüzde 52'dir. Cumhur İttifakı yüzde 52'nin altına düşmeyecek bir formülü sağlayabilirse yanlışlıklardan Türkiye'yi kurtarmış olur. Cumhur İttifakı devam etmektedir. Sağlam bir zeminde yürümektedir. 

Belediye meclis üyeliklerinde kendi adaylarıyla yarışacaktır. 51 ilin ilçelerinde kendi adaylarıyla yarışa devam edecektir. 30 büyükşehirde ise şu an için bir prensip anlayışı sağlanmıştır. İlçelerinde çalışmalar devam etmektedir. Birkaç gün içerisinde tamamlanmış olacak. 3-5 belediyeyi aldık-verdik tartışmasıyla ülkenin beka meselesini partinin altına seremeyiz. AKP nasıl bir tablo istiyorsa, öyle devam edebiliriz. 

"İSTİFAYA GEREK YOK"

Yıldırım'ın adaylığı ve Meclis Başkanlığı: Cumhur İttifakı'nın Sayın Binali Yıldırım Bey, hem parti genel başkanı hem başbakan olarak görüşmeleri sürdüren, yapıcı, geliştirici yaklaşımlar sergileyen bir kişi olmuştur. Ardından Meclis Başkanı olmuştur. Aynı milletvekili gibi bunu tartışmaya gerek yok. Milletvekili seçilirse ya devam edecek ya da belediye başkanlığına devam edecek. Aday gösterildiği takdirde, istifası gerekir mi gerekmez mi tartışmasıyla bunu çıkmaz sokağa götürme çalışmasına gerek yoktur. Adaylığı açıklandığı gün tercihini ortaya koyacaktır. Belediye başkanlığını tercih ederse, kimin Meclis başkanı olacağı o gün gündeme gelecektir. Şimdiden görevinden ayrılarak, belediye başkanı adayı olduğu takdirde Binali Yıldırım'ın adaylığını gölgeler. Bütün dikkat Meclis'te partiler arasında Meclis Başkanı kim olacağa yönlenir. Onun için devlet yönetilecekse merdiven gibi çıkmakta fayda var. Aday gösterildiği takdirde seçilinceye kadar Meclis Başkanlığı'nda fayda görürüz. MHP olarak, aklın gereği nedir, AK Parti'nin çıkaracağı adayı seçtirmek olmalıdır. Meclis Başkanlığı krizini krizlerin üzerine koymanın faydası yoktur. 

Kritik iller: Adana, Mersin ve Manisa'da AK Parti'den jest bekliyoruz.

"SANA ZATEN YAZIK OLMUŞ METİN AKPINAR"

Akpınar ve Gezer hakkında soruşturma: Olay bizi çok üzdü. Ben de eleştiri hakkımı kullanmak istiyorum. Uğur Dündar Bey, yılların televizyon programcısı olarak değerli bir medya mensubudur. Ancak davet ettiği konuşmacılar, aşağılayıcı tabirler, halktan aldığı alkışlara bakarsanız, Halk Arenası programı oldukça sulandırılmıştır, konuşma esasını kaybetmiştir. Konuşmalar çok hoş değildi. 28 Nisan 1945 İtalyan faşist lider Mussolini sevgilisiyle ayaklarından asılmıştır. Bu korkunç bir resimdir. 'Bu konuşmanın bireylerin özgür iradesiyle geleceklerini tayin edebilecekleri rejim demokrasidir' bu doğrudur. 'Ulaşamazsak her faşizmin karşılaştığı gibi liderini ayağından asarlar, belki mahzende zehirlenerek ölür. Ama bize yazık olur' Sana zaten yazık olmuş Sayın Akpınar. 21'inci yüzyılda 1945'i örnek göstererek eleştiri yapmak, bu eleştiri değildir. Bu Metin Akpınar gibi toplumun genel kabul gören sevdiği bir sanatçının bu duruma düşmesi kötü bir örnektir. Hem kendisine hem demokrasiye yazık etmiştir. Böyle şey olmaz, olmamalı. Bizim toplumumuzda ayaktan asılma yoktur. Bu Türkiye'de hiçbir siyasetçinin hakkında düşünülmeyecek bir durumdur. 'Bu benim gafletimdir, cehaletimdir, milletimden özür diliyorum' demesi lazımdır. Bu örneklerle bir yere varamazsınız. 

"AK PARTİ OSMANİYE'DE ADAY ÇIKARMAMAYI BENİMSİYOR"

Yerel seçimde Osmaniye: AK Parti'nin MHP'den oyu çoktur. Orada 2 milletvekili AK Parti'de, 1 milletvekili MHP'den çıkmıştır. Yerel seçimde MHP'nin oyu biraz fazladır. Arzulandığı takdirde AK Parti orada aday çıkarabilir. Geçmişte oldu. Fakat Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı'nın oyunu göz önüne alarak, Osmaniye'de aday göstermemeyi prensip olarak söylemiştir. Böyle 3 büyükşehir dışında aday çıkartmamayı prensip olarak ifade ettiler. 

MHP'ye geri dönme talebi: Davet ediyoruz, CHP'yi tercih ettiler. Keşke gitmeselerdi.

Mansur Yavaş'ın adaylığı: Ben 1962-63 yıllarında İstanbul'da lise öğrencisiydim. Adamo diye bir sanatçı gelmişti. Fecri Ebcioğlu da güzel bir söz yazmıştı. Ben de arkadaşlarıma dedim ki 'Her yerde kar var' çok anlamlıdır. Türkçe'de anlam kazanmıştır. Her partide MHP'li aday var. 

31 Mart öngörüsü: 31 Martı çok önemsiyorum. Dileğim Cumhur İttifakı lehine gelişsin. Bu olduğu takdirde 1 Nisan günü Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Mahalli İdareler Seçimiyle desteklenmiş olsun. 1 Nisan sabahı kalktığımızda ABD'den Çin'e kadar Türkiye'ye tebrik telefonları gelmelidir. 

Kılıçdaroğlu'nun ifadeleri: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulamaya geçtiğinden beri ana muhalefet partisi diye bir parti yok. Son dönemdeki hırçın politikadan vazgeçmesi lazım. Bunun çıkış yolu olduğunu yaşayarak öğrendi. Kılıçdaroğlu bu üsluptan vazgeçmeli daha ılımlı olmalı. Batı'da bir olay olmuşsa buna heveslenecek bir davranış içine girmemek lazım. Normalleşe sürecine girmesinde yarar vardır. Memnuniyetsizler organize olursa ne olur diye düşünmek lazım. Birkaç kişi konuşuyor, onları da tatile gönderse iyi olur.  

FETÖ ile mücadele: Mücadele devam ediyor. Asker kesiminde önemli arındırma yapıldı, emniyette, yargıda oldu. Fakat siyaset suskun. Siyaset her konuda konuşuyor ama FETÖ'nün 8'inci ayağı olarak ses yok. Üzerine gidilmesi lazım. Yurtta Sulh Konseyi aklımızdan hiç çıkmıyor. Çok önemli, bu işin beyni olan Yurtta Sulh Konseyini çıkarmak lazım. 22 ilde hendekler kazıldı, terörizm önemli bir boyut kazanarak bir konuma doğru götürmek istediler. Garnizon komutanları kimse Yurtta Sulh Konseyi'nin yönetiminde var. O listedekilerin hepsi Silivri'de bir yerde... Artık Türkiye sorgulamada bu aşamaya gelmeli, masum insanları, 15 Temmuz'dan mağdur olanları, askeri öğrencileri üzmemeli. Başı neredeyse orayı ezmeli. 

Kaşıkçı cinayeti: Bu cinayet önemlidir. Bu cinayetin işlendiği yerin Türkiye olması düşündürücüdür. Bu konuda siyasi itibarın çok ince olayların arkasından gitmesi, takip etmesi önemli olmuştur. Türkiye'ye hangi niyetle getirildi, niçin Türkiye'de oldu bu soruların cevabını Suudi Arabistan vermelidir, faili de oradaysa Türkiye'de yargılanmalıdır. Suudi Arabistan'ı da gözden uzak tutmamak lazımdır.

Af konusu: Arkadaşlarımızın hazırladığı tasarıyı sunduk. Meclis'e gelmesini bekliyoruz. 50 milletvekiliyle çıkaracak konumda değiliz. 2000 yılının 17-22 Aralık dönemini dikkate alarak hala FETÖ'yle mücadele devam ediyorsa, toplumsal hareketlenmeyi hızlandıracak olayları dikkate almak lazım.

Editör: TE Bilişim