YASAKÇI BİR MANTIKLA SEÇİME GİDİYORUZ

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Türkiye’nin yasakçı bir mantıkla seçime gittiğini söyledi. Güney ve Kuzey Kore örneğini veren Tekin, “İkiye bölünmüş hıyar gibi. Birinde 60-70 bin dolar milli gelir, diğerinde ekmeğe muhtaç insanlar. Her şeyin yasak olduğu yerde hiçbir şey sorgulayamazsınız. Şimdi biz ihaleleri, yolsuzlukları, arsızlıkları sorgulayamıyorsak, kim seçilirse seçilsin beni hiç ilgilendirmiyor” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Siyaset Medyanı YouTube kanalında yayınlanan röportajında önemli açıklamalar yaptı.

Türkiye’nin ‘taşımalı üye mi var, sahte üye mi var. Ölü üye mi var, diri üye mi var?’ tartışmaları ile 31 Mart seçimlerine gittiğini ifade eden Tekin, siyasi partiler ve seçim kanununda değişikliğin şart olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

“100 binlerin üzerinde muhtarından, il genel meclisine, belediye başkanına kadar seçiminizi yapacaksınız. Şimdi demokrasi dediğiniz kurallar rejimidir. Ne yazık ki ilk kez yani geçmiş dönemlere baktığımızda iyi kötü asgari düzeyde belli siyasi partiler, demokratik mekanizmaları işleterek, ne bileyim işte ön seçim mesela CHP’nin başvurduğu bir yöntemdir. Hatta daha ileri gidiyorum. 80 öncesi bütün siyasi partilerde ön seçim zorunluydu. Ne seçeceğiz yerel yönetici. Seçeceğimiz yerel yöneticilerde, yerel vatandaşın dahli var mı= yok. Kim seçecek bunları, siyasi partilerin genel merkezi. Siyasi partilerin genel merkezlerinin tayinlerinin bir seçimin olması, doğrusu başlı başına bir sorundur. Doğrusu bunun mutlaka bir kurala bağlanması lazımdır. ‘İyi adam’ ‘kötü adam’ kriteri bitti. İyi kural,  kötü kural. Yani siz iyi sistemle adaylarınızı belirleyebilirsiniz.

Örneğin bugün Londra belediye başkanına baktığınızda, nasıl seçiliyor? Nasıl belediye başkanı oldu? Yani bu kadar kolay tayinli belediye başkanı olursanız, çok kolayda görevden alınırsınız. Çok kolayda işte atıyorum, kayyumla görevinizden el çektirilirsiniz. Öncelikle Türkiye sorunlu olan birkaç alan var. Bir, siyasi partiler yasası, derhal değişmeli. İki seçim yasası. Bakın Ortadoğu’da savaştan çıkmış Irak, o bile doğru dürüst, hepimizin imrendiği bir seçim yapabilirken, biz halen ‘taşımalı üye mi var, sahte üye mi var. Ölü üye mi var, diri üye mi var?’ tartışmasını yapıyoruz. Bütün bu manzaralara baktığımızda böyle kuralsız, gelecekle ilgili ne olduğu bilinmeyen bir seçim sürecine girmişiz. Böyle bir ortamda gelecekle ilgili somut bir şey söylemek öyle zoraki.”

ÖDEDİĞİNİZ VERGİLERİN HESABINI SORABİLİYORSANIZ, O ÜLKEDE DEMOKRASİ VARDIR

Tekin, “CHP, bu defa İstanbul ‘da sağın oyuna da talip oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Zaten geçmişe döneme baktığınızda CHP belediyecilik konusunda gerçekten önemli kararlar alan ve uygulana bir siyasi partidir. Örneğin merkez sağ birçok ilde milletvekilliklerini alırken, belediyeleri hep kaybetmiştir. CHP belediyelerde birinci parti olmuştur. Şimdi bizim şehirlerimizin geleceğini emanet edeceğimiz insanların öncelikle ideolojik yapılarına bakarsak, bu sıkıntılı sorunlardan kurtulma şansımız yok. Öncelikle belediye başkanlarının, tıpkı batı da olduğu gibi şeffaf olması lazım. Şeffaf ve hesap verebilir belediye başkanları hangi siyasi partide olursa olsun oy verilmesi gerekiyor. Kısacası şu anda demokrasinin tek tanımı var. Ödediğiniz vergilerin hesabını sorabiliyorsanız, o ülkede demokrasi var. Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Batman’da Diyarbakır’da oturan vatandaş olarak ödediğim vergilerin nasıl kullanıldığını kimler tarafından kullanıldığını, ihalelerin, imar uygulamalarının şeffaf olduğunu göremiyorsam, kim olursa olsun, kimse kusura bakmasın.”

ANKARA’DA ÖDEDİĞİNİZ VERGİLERİN NASIL HARCANDIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ?

Seçmen olarak her siyasi partinin seçmeninin, desteklemiş olduğu adayı sorguladığında Türkiye’de pek çok meselenin halledilebileceğini ifade eden Tekin, “Mesela siz Ankara’da oturuyorsunuz. Ankara’da ödediğiniz vergilerin nasıl harcandığını biliyor musunuz? Ya da Ankara Belediyesi’nin ne kadar borcunun olup olmadığını biliyor musunuz? Bütün bunları bilmiyorsanız, bir belirsizlik bir serüvenin içinde devam etmemiz mümkün değil. Bir yerde dur dememiz lazım.

‘Efendim belediye başkanları projelerini açıklıyor’ falan filan. Sizin meslektaşlarınız da kusura bakmasınlar ama hiç kimse dersine çalışmıyor. Mesela ben son günlerde, buna bütün belediye başkanları dahildir. A parti B parti ayırmıyorum. Ne anlatıyorlar belediye başkanlarımız? Bir metro yapacağım. İki alt yapı yapacağım. İşte çevre düzenlemesi yapacağım. Bunların hepsi görev kardeşim. Belediyeler yasasına baktığınızda, vatandaşın Belediye Başkanı olduğunuzda yasanın, Anayasanın size vermiş olduğu yetki nedir? O belde de trafik ulaşım sorunun çözeceksiniz. Çevre düzenlemesini yapacaksınız. Temiz havayı yaratacaksınız. Bütün bunlar vazife. Bunları proje olarak takdim ederseniz, kusuruma bakmayın ne gazetecilerin dünyadan haberi var ne de belediye başkan adaylarının haberi var” dedi.

YASAKÇI BİR MANTIKLA SEÇİME GİDİYORUZ

Barselona Belediye Başkanının, “Ben belediye başkanı olursam, kentime 30 milyon turist getireceğim” sözünü anımsatan Gürsel Tekin, “İşte bu projedir” dedi ve şöyle devam etti:

“Gerçekten de şehrine 30 milyon turist getirdi. Şehir zenginleşti. Başka şehirlere baktığımızda akıllı şehirler projeleri devam ediyor. Bütün gelişmiş şehirlere bakın, siz bundan sonra basit yöntemlerle dünyada ki gelişmiş şehirlerle yarışma şansınız olmaz. Bundan vazgeçeceksiniz. Yol yaptım, asfalt döktüm, çok ayıp bunlar yani. Zaten bunlar senin görevin kardeşim, bunun dışında vatandaşın hayatını kolaylaştıracak, onun eğitimiyle ilgili ne bileyim işte, şehirciliğin gelişmesiyle ilgili nelerin var?

Bunlar sorgulanamıyor. Yasakçı bir mantıkla seçime gidiyoruz. Bakınız dünyada iki tür ülke var. Bir yasakçı ve özgürlükçü Kore’ye bakın. İkiye bölünmüş hıyar gibi. Birinde 60-70 bin dolar milli gelir, diğerinde ekmeğe muhtaç insanlar. Niye yasak. Her şeyin yasak olduğu yerde hiçbir şey sorgulayamazsınız. Şimdi biz ihalelerin, yolsuzlukları, arsızlıkları sorgulayamıyorsak babam, kim seçilirse seçilsin beni hiç ilgilendirmiyor.

İSTANBUL MİLLETVEKİLİ OLARAK YOLUMA DEVAM EDECEĞİM

“İstanbul milletvekilisiniz, İstanbul’ da bir görev almayı düşünüyor musunuz? İstanbul’da adınız da çok telaffuz ediliyor. Özellikle Esenyurt’ta çokça konuşuluyor. Var mı bir haber, bizimle paylaşacağınız?” sorusuna Tekin şu yanıtı verdi:

“İstanbul büyükşehir belediye başkanı adayı olarak ta 2014 yılından itibaren yola çıktım ve bu konuda yapılması gereken neyse vatandaşla bire bir İstanbul’un sokaklarını mahallelerini bilen, buraları iyi bilen bir siyasetçiyim. Büyükşehir için adaydım. Ama partim başka bir arkadaş üzerinde karar verdi. Arkadaşıma başarılar dilerim. Belli ilçelerde adımın zikredilmesi, örgütümüz tabanımız bize yakıştırdığı için çok teşekkür ederim. Ben büyükşehir için talep açtım, olmayınca İstanbul milletvekili olarak yoluma devam edeceğim.”

VATANDAŞ NE İKTİDARINDAN NE MUHALEFETİNDEN MEMNUN DEĞİL

Siyasi partilerin eşit olmayan koşullarda seçime gittiğine işaret eden Gürsel Tekin, “Her şeye rağmen, bütün bu siyasetin kirliğine rağmen, maalesef siyaset çok kirli, yapılan tüm araştırmalara baktığınızda vatandaşımızın neredeyse yüzde 50’si mevcut siyasi gidişten memnun değildir. Ne iktidarından ne muhalefetinden. Eğer siz seçmeni siyasetten soğutur hale getirirseniz, o çok tehlikelidir. Bu sorunu iktidarıyla muhalefetiyle elbirliği ile gidermemiz lazım. İkincisi vatandaşın gönül rahatlığıyla oy kullanabileceği bir mekanizma yaratmamız lazımdır. Örnek olarak da bugünkü YSK’ya çok rica ediyorum. Evren dönemindeki darbecilerin açık desteğine rağmen 83 dönemindeki YSK ve ondan sonraki kurula bakın gerçekten Türkiye’de örnek seçim yapmışlardır. Bir kere herkese eşit davranmışlardır. 83 yılında bütün siyasi partiler billboardları eşit kullanmışlardır. TRT çok eşitti. Anadolu Ajansı eşitti. Herkese eşitti. Şimdi hiçbir şey yok. Sayın Erdoğan çıktı, çevre duyarlılığı içinde anlatıyor. Efendim naylonlar olmasın, eyvallah olmasın. Tabi ki bu ilkellikten kurtulalım. İyi de muhalefet kendisini nasıl ifade edecek. Devlet televizyonu yok. Ajans yok. Efendim billboardlar sizin denetiminizde. E muhalefet ıslık mı çalacak? Bütün bunlara baktığımızda orantısız bir seçime gidiyoruz. Ben bütün adaylara da başarılar diliyorum” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim