“İnsani, sosyal, ekonomik kalkınma, iş, aş ve barışın can suyu GAP, AKP döneminde önce ihmal edildi sonra ihanete uğradı.”

Bölgede GAP ve istihdam ile ilgili çalışmaları 30 yıl öncesine kadar uzanan, Adıyaman’da OSB’nin kuruluşunda büyük emek vermiş olan CHP’li Umut Oran, geçen hafta (25-29 Ekim 2018) sırasıyla Hatay, Osmaniye, Kilis, Adıyaman ve Şanlıurfa’da gezi ve incelemelerde bulundu. Vatandaş, esnaf ve çalışanlarla bir araya gelerek dertlerini dinleyen Umut Oran, bugün de hazırladığı raporu basın açıklaması yaparak kamuoyuyla paylaştı.

CHP’li Umut Oran raporunda şunları vurguladı:

“Öncelikle GAP’taki 9 ilde bulunan 1,2 milyon Suriyeli, halkımız için büyük sorunlar yaratmaktadır. Bazı illerde Türk vatandaşlarının azınlık durumuna düşmesi, Türk vatandaşlarına tanınmayan kolaylık ve hizmetlerin Suriyelilere tanınması kabul edilemez. Hükümetin acilen “yerli ve milli” tavır göstererek Suriyelilere tanıdığı hakları artık Türk vatandaşlarına da öncelikli olarak tanıması gerekmektedir. Osmaniye’de Suriyeliler dışında açılmasının hemen ardından ilk yağmurda su altında kalan alt geçit yakınma konusu iken, Şanlıurfa şehir merkezindeki Suriyelilere hizmet verirken, doğum sancısı tutan Türk vatandaşını geceyarısında dahi kabul etmeyip şehirin 10 km dışındaki hastaneye yönlendirilmesinin halkımızın vicdanına sunuyorum. “Ekonomi çok iyi, kriz mriz yok” diyenlerin Şanlıurfa Valiliğinin bitişiğindeki traktör pazarına uğrayarak satılmayı bekleyen araçları görmesi gerekmektedir. Yılda 120 traktör satan esnaf, artık 30 traktörü ancak satabilmesinden haklı olarak yakınmaktadır. Pamuk alım fiyatı 4,6 TL olarak açıklanmasına rağmen fiyatlar 3,3 TL’ye kadar düşmüş durumda. Kilis’in merkezindeki Cumhuriyet Caddesinde boş dükkan sayısı giderek artarken, heryeri Arapça reklam tabelaları sarmış durumda. İşsizlerin dernek kurduğu kent olan Adıyaman’da en yoğun çalışan yer kahvehaneler, inşaat ustaları-işçileri işsiz, mutsuz umutsuz burada iş için bekliyor.”

Raporda yer alan diğer saptama ve uyarılar da şöyle:

·       GAP’ın ihmali ve Suriyeli mülteci istilası birleşince, bölgede hayat tam anlamıyla alt üst olmuş durumda. İktidarı acilen Türk vatandaşlarının can güvenliğini sağlayarak işsizlik sorunun çözmeye davet ediyorum.

·       Ağır sosyal ve ekonomik açmazdaki GAP illeri adeta patlamaya hazır bomba…

·       Yıllarca GAP’ı ihmal ederek bölgenin gelişimine ket vuran AKP, yetmez gibi Suriye politikası ile de bölgeyi yaşanmaz hale getirdi. Şanlıurfa’da geceleri Türk vatandaşı şehir merkezine artık tek başına rahat rahat gidemiyor!  

·       Çok boyutlu entegre bölgesel kalkınma planı olan GAP, hedefine uygun biçimde tamamlansaydı 4 milyon kişilik ilave istihdam sağlanacak, bölgeler arası gelişmiş farklarını ortadan kaldırma ve kalkınmada dev bir adım atılmış olacaktı.

·       GAP ihmal edilmeseydi, bugün bölge illerindeki 1,2 milyon Suriyeli mültecinin varlığı da sosyo ekonomik dinamikleri, üretim, tüketim ilişkilerini, toplumsal huzuru bozamayacaktı.

·       Ekonomide yapay canlılık yaratmak uğruna, yandaş firmalara fahiş karlar sağlayıp maliyeti vatandaşa yüklenen, “rant” ve gösteriş amaçlı popülist projeler yerine, ülkeyi kalkındırıp sosyal barışı sağlayacak GAP’a öncelik verilmeli!

·       Devletten maaş, bedava sağlık ve eğitim hizmeti alma, barınma, erzak ve iaşe yardımı gibi birçok ayrıcalığı bulunan mülteciler, hem kayıt dışı ve ucuz emek olarak iş gücü piyasasını alt üst ederek vatandaşların hızla işsiz kalmasına; hem de sayıları hızla artan çoğu kayıt dışı işyerleri ile yerli girişimcilerin, esnafın iflas etmesine, işinden olmasına yol açıyor.

·       Olumsuzluğun bir başka boyutu da güvenlik. Suriyelilerin varlığı, bölgede günlük hayatın risk, tedirginliklerini ve korkularını üretiyor. Mültecilerden asayiş olaylarına karışan suç işleyen, illegal ticaret, illegal işler yapan, suça meyilli olanların oranı bir hayli yüksek ve bu durum bölgede günlük hayatı, güvenliği, toplumsal huzuru ciddi anlamda tehdit ediyor. Bu nedenle mültecilerle yerli halk arasında zaman aman ateşli silahların kullanıldığı ölümlü kavgalara kadar varıyor

·       Suriyelileri misafir, göçmen, sığınmacı, mazlum diye adlandırmak sorunun ciddiyeti ve büyüklüğünün üstünü örtmüyor. Demografik, sosyal, ekonomik ve siyasal açıdan ülkenin gelecek on yıllarını da etkileyecek ve katlanarak büyüyecek bu soruna acil çözüm gerekiyor.

BÖLGEDE HER 100 KİŞİDEN 14’Ü SURİYELİ

·       500 milyon nüfuslu AB’de 866 bin mülteci varken 82 milyonluk ülkemde 3,5 milyon Suriyeli var. Artık “önce benim vatandaşım” demenin zamanı gelmiştir!

·       Türkiye’nin en geri kalmış bölgesi ve toplam nüfusu 8,5 milyon olan GAP kapsamındaki 9 ilde ise resmi verilere göre 1,2 milyon Suriyeli mülteci bulunuyor. Buna göre GAP illerinden her 100 kişiden 14’ü Suriye vatandaşı. Bu iller içinde en fazla mülteci sayısına 474 bin kişi ile Şanlıurfa ulaştı. Buna göre İl’de her 5 kişiden biri Suriyeli oldu. Mülteci sayısının en yüksek olduğu diğer il 385 bin kişiyle Gaziantep. Düşük nüfuslu illerden Kilis’te ise mülteci sayısı vatandaşları geçmiş durumda. 130 bin 825 nüfusu olan Kilis’teki mülteci sayısı 131 bin 261.


GAP’IN ÖNEMİ
·       Başlangıcı çok eski yıllara dayanmakla birlikte 1977’de bugünkü adını alan ve 1980’lerde çok sektörlü, entegre bir “bölgesel kalkınma projesi” şeklinde yeniden yapılandırılan GAP, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak olmak üzere 9 ili kapsıyor. Güneyde Suriye, güneydoğuda ise Irak’la sınırı bulunan bölge, 75 bin 358 kilometrekarelik yüzölçümü ile Türkiye’nin yüzde 9.7’sini oluşturuyor. Türkiye’de sulanabilir 8.5 milyon hektar arazinin yüzde 20’si, GAP Bölgesi’nde.

AKP’NİN GAP’TAKİ BÜYÜK İHMALİ …

·       2008-2012 GAP Eylem Planı’nda, bu dönemde (2008 fiyatlarıyla) 26.7 milyar TL kaynak aktarımı öngörüldü. Ancak eylem planı döneminin sonuna gelindiğinde toplam harcama (2012 fiyatlarıyla) 14.7 milyarda kaldı. Çünkü “açılım”ın sonucu fiyasko olunca, GAP da giderek hükümetin gündeminden düştü ve popülist vaatler tutulmadı. GAP’a aktarılmak üzere temin edilen kaynaklar aktarılmadı. Vaat edilen kaynağın neredeyse yarısı kadar bir harcama gerçekleşebildi. Yapılan harcamanın da büyük bölümü, çalışanlar ve işverenlerden kesilen primlerden oluşan İşsizlik Sigortası Fonu’ndan aktarıldı.

SURİYELİ’YE 30 MİLYAR DOLAR, GAP’A PARA YOK!..

·       Eylem planının uygulamaya konmasının ardından; Bölgenin kamu yatırımlarından fiilen aldığı pay giderek daha da geriledi. Toplam kamu yatırım tahsislerinde 2009 itibariyle yüzde 14,5 olan GAP’ın payı, 2017 itibariyle yüzde 7’ye kadar düştü. Suriyeli mültecilere 30 milyar dolar harcamakla övünen AKP, bölgenin ve ülkenin sosyo ekonomik gelişiminde sıçrama yaptıracak GAP’ın hedefine uygun biçimde tamamlanması için gerekli ve yeterli kaynağı tahsis etmekten kaçınıyor.

BÖLGENİN GÖSTERGELER İÇ KARARTICI…

·       GAP bölgesi ortalamasında kişi başına milli gelir Türkiye ortalamasının yaklaşık yarısı düzeyinde.

·       Ülke nüfusu ve işgücünün yaklaşık yüzde 9’u, ülkedeki tüm işsizlerin ise yüzde 12’sini GAP illerinde.

·       2017 itibariyle ülke genelinde yüzde 10.9 olan işsizlik oranı GAP’ta yüzde 17,1,yüzde 52,8 olan işgücüne katılım oranı GAP’ta yüzde 45,3; Türkiye’de yüzde 47,1 olan istihdam oranı bölgede yüzde 37,6...

·       İşsizlik oranı özellikle Mardin, Batman, Şırnak, Siirt illeri ortalamasında yüzde 26,9’la rekor düzeyde.

·       Bölge, yüksek doğum oranı paralelinde nüfus artışı kaydederken sürekli net göç veriyor. En çok net göç veren iller Mardin, Diyarbakır, Şırnak ve Şanlıurfa.

·       Suriye’deki savaş yüzünden ülkemize dolan 3,5 milyon Suriyelinin yaklaşık üçte biri GAP illerinde.

·       Mülteciler eliyle uyuşturucu, beyaz kadın ticareti gibi illegal faaliyetler nedeniyle suç ekonomisi ve Suriyeli kadınlardan ikinci, üçüncü eş almanın yaygınlaşması nedeniyle toplumsal, ahlaki deformasyon ve dejenerasyon her geçen gün artıyor.

·       Aradan geçen uzun yıllara rağmen GAP’ın tamamlanmasında, başta son 17 yıldır ülkeyi yöneten AKP olmak üzere bu sürede görev yapan tüm hükümetlerin ihmali var.

·       Bir bölgesel kalkınma planı olarak başlanan GAP’ta, bölgeye doğrudan katkısı olmayan baraj yapımları ve sudan üretilecek elektriğe öncelik verildi, asıl bölgeyi kalkındıracak sulama projeleri ihmal edildi. GAP, bölge için kalkınma projesinden çok Batı için enerji yatırımına dönüştü.

·       Bölgede yapılacak sulama şebekesinin de ancak bir bölümü tamamlanabildi ve öngörülen 1.8 milyon hektar arazinin sadece yüzde 45’i sulamaya açılabildi. Arazinin tamamı sulanabilse, Türkiye’nin tarımsal üretimini iki üç katına çıkacak.

·       GAP Bölgesinde yeterli istihdam artışı sağlanamadı, Türkiye ortalamasının çok üzerindeki işsizlik en temel sosyo ekonomik sorun. 

·       17 yılda Bölgeye yönelik kamu yatırım tahsisleri yetersiz kalırken, halka iş ve aş yaratacak yatırımlar için art arda açıklanan teşvik paketlerine rağmen özel sektör de yatırıma gitmedi. Sonuçta Bölgede üretim ve istihdam yeterince artmadı, kalkınma ve refah artışı sağlanamadı.

·       GAP’ta yaşanan ağır ihmal nedeniyle olumsuz sosyo ekonomik tablo değişmezken, Suriyeli mülteci göçü bu sorunu kat kat büyüttü.

·       Bölgede mülkiyet eşitsizliği had safhada ve tarıma verilecek teşvikler de karşılık bulsa bile daha çok büyük toprak sahiplerinin işine yarıyor, sosyal yapıyı iyileştirmiyor.

·       GAP bölgesindeki iller hızla göç veriyor. Bu da ülke genelinde sosyal ve demografik sorunların büyümesine katkı yapıyor. Göçlere karşılık yoğun mülteci akını ile bölgenin demografik yapısı da hızla değişiyor.

GÖSTERİŞ PROJELERİNİ BIRAK, GAP’A BAK!..

·       Çok boyutlu entegre bir bölgesel kalkınma planı olan GAP, hedefine uygun biçimde tamamlansaydı, 4 milyon kişiye ilave istihdam sağlanacaktı.

·       GAP’la öngörülen hedeflere ulaşılmış olunsaydı, bugün GAP illerindeki 1,2 milyon dolayındaki Suriyeli mülteci varlığı, bölgenin sosyo ekonomik dinamiklerini, üretim, tüketim ilişkilerini, toplumsal huzurunu bozamayacaktı.

·       GAP, bölge ve ülke kalkınmasına, milli gelir artışına, sosyal barış ve ülke bütünlüğüne, ayrılıkçı terörün bitirilmesine çok büyük katkılar yapacak bir projedir. Proje, günümüz koşullarında, günün ihtiyaçları da göz önüne alınarak güncellenmelidir. Yeterli kaynak aktarımı yoluyla GAP’ın bütün olarak hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

·       Ekonomide geçici ve suni canlılık yaratma amacıyla; yandaş firmalara fahiş ve haksız karlar sağlayıp maliyeti vatandaşa yüklenen, geçiş sayısı taahhütleri, Hazine garantili krediler vb. ile tüm millete ve milli ekonomiye ağır bedeller ödetilen köprü, yol, havaalanı gibi “rant” ve popülist gösteriş projeleri yerine, ülke kalkınması ve sosyal barış açısından kalıcı ve büyük yararlar sağlayacak, uzun soluklu getirisi olacak GAP’a ağırlık verilmelidir! 

Editör: TE Bilişim