Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan Türk Savunma Sanayii Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayinde bugüne kadar yaptıklarını egzersiz hareketleri olarak gördüklerini, bundan sonra koşmaya devam edeceklerini söyledi. Günümüzde savunma teknolojilerinde güçlü ve bağımsız olamayan ülkelerin ve milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 yıl önce göreve geldiğimizde savunma sanayi olarak bu mevcut yapı ne yazık ki yoktu. Bizler o zaman yüzde 20 gibi bir oranda savunma sanayi olarak imkanlara sahiptik, şuanda yüzde 65 gibi bir orana çıkmış bulunuyoruz. Eğer biz yine aynı yerde kalmış olsaydık herhalde ne Zeytindalı Harekatı’nda ne aslında Zeytinlik Operasyonu’nda atmamız gereken adımları atamaz, Fırat Kalkanı Harekatı’nda da hedefe ulaşamazdık.

Bu adımlar atılınca gerek Zeytindalı, gerek Fırat Kalkanı’nda hiçbir yerden herhangi bir destek gelmeden kendi imkanlarımızla bu operasyonları gerçekleştirebildik. Tüm imkanı seferber eden kardeşlerine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Zira bunları milletin bir zaferi olarak görürken, terör örgütlerini çökertme mücadelesinde bu operasyonlar bize savunma sanayindeki gücümüzle güç kattı. Bugün eğer terörle mücadele bu neticeleri alabiliyorsak, bunun tek nedeni, bu lojistik desteğin bize sürekli olarak gelmesidir. Yoksa batı verirse bir şey yaparız, kusura bakmayın batıdan hiçbir şey gelmez, hep kapılardan döndük.

Bize hep ‘kongre izin vermiyor.’ Başkalarına veriyor, ama Türkiye’ye gelince vermiyor. Bunu Kıbrıs’ta yaşadık. Herkes ‘muhabere sustu’ denildiği zamanda biz Kıbrıs’tan sonra Aselsan’ı kazandık. Şimdi elimizde bir Aselsan’ınımız var. Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Ev sahibi olarak çalışıyoruz ve artık ihracata başladık” diye konuştu.

“SANAYİ EKOSİSTEMİ KURMAKTA KARARLIYIZ”

Son 16 yılda yapılan hamlelerle savunma sanayinin işinin bir noktaya getirildiğini söyleyen Erdoğan, “Sadece doğal kaynağa ya da ticarete dayalı paranızın olması savunma sanayinde belirli bir seviyeye ulaşamamışsanız özgürlüğünüzü garanti almanızı asla size getirmez. Bulunduğumuz coğrafyada parası çok olup ta gerçek anlamda bağımsız hareket edemeyen pek çok devlet var. Buna karşılık Türkiye maddi imkanları nispeten sınırlı olmasına rağmen ordusunun ve savunma sanayinin gücü sayesinde bölgesel ve küresel düzeyde söz sahibi ülkeler arasında bulunuyor. Üstelik savunma sanayinde bulunduğumuz yerin önemli bir bölümünü son 16 yılda kat ettik. Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilk dönemlerinde bu doğrultuda atılan adımlar kararlılıkla devam ettirilmiş olsaydı bugün bambaşka bir Türkiye’yi konuşuyor olacaktık. Ancak sizlerin de çok iyi bildiği sebeplerden dolayı savunma sanayi hamlelerimiz maalesef hedefine ulaşamadan akim kaldı, akim bırakıldı. Her şeye rağmen son 16 yıldaki atılımlarımız sayesinde ülkemizi ileri bir noktaya getirmeye başardık. Bugüne kadar yaptıklarımızı ısınma, alıştırma, egzersiz hareketleri olarak görüyoruz. Bundan sonra koşmaya farklı bir şekilde devam edeceğiz.

Bazıları bu vizyonu anlamakta zorlanıyor, mesela, Türkiye’nin uzay çalışmalarında söz sahibi olma yolunda attığı adımlar onların küçük dünyalarında gereksiz, anlamsız görünebiliyor, halbuki biz geleceğe hazırlanıyoruz. Bilimi, araştırmayı, geliştirmeyi, tasarımı, üretimi bir biri ile uyumunu esas alan bir sanayi ekosistemi kurmakta kararlıyız. Kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın ötesinde ihracatı hedef alan, uluslararası ilişkilerimize katkı sağlayacak her çaba bizim için önemlidir. Ülkemizin en kıymetli zenginliği olan insan kaynağımızı eğitimden istihdama kadar bu doğrultuda yönlendirmenin gayreti içindeyiz. Hedeflerimiz doğrultusunda faaliyet gösteren her kişi ve kuruma devlet olarak iş ortağımız gözü ile bakıyoruz. Savunma sanayindeki vizyonumuzun sözde kalmayıp icraata dökülmesi için proje bedeli 60 milyar doları bulan 650 kalem işi takip ediyoruz. Bunlardan 100 tanesi doğrudan teknoloji geliştirme ve araştırma merkezidir ve projeleridir” şeklinde konuştu.

“ŞİMDİ DAHA DA İLERİ GİDECEKLER, ÇOK DAHA GÜÇLÜSÜNÜ YAPACAKLAR”

TSK’nın ülke güvenliğinin bel kemiği olduğunu kaydeden ve günümüzdeki güvenlik kavramının istihbarattan sağlığa, enerjiden iletişime, ulaştırmadan tarıma kadar farklı alanları da içine alacak şekilde genişlediğini kaydeden Erdoğan, “Önemli olan potansiyelimizi harekete geçirmek, kaynaklarımızı en doğru şekilde kullanmak, çalışmalarımızı verimlilik esasına göre yürütmektir. Savunma Sanayi Başkanlığımızın doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlamamızın sebebi budur. Böylece TSK’nın imkanları yanında TÜBİTAK’tan üniversitelerimize, diğer kurumlarımıza bağlı kuruluşlardan özel sektöre kadar geniş bir işbirliği alanı ortaya çıkmıştır.

Denizlerimizdeki gelişmeler bize bir uçak gemisi mahiyetindeki Anadolu amfibi hücum gemisinden firkateyn sınıfına yükseltilen 5. MİLGEM gemisine ve denizaltılarına kadar bu anlamda attığımız adımların isabetli olduğunu göstermiştir. Silahlı silahsız, insanlı insansız tüm hava araçlarımız konusunda çok önemli mesafeler kat ettik. Nereden nereye. Başbakanlığım döneminde insansız bir hava aracı almak istiyoruz stratejik ortağımızdan. ‘Bugün git, yarın gel.’ Hiç olmazsa kiralık verin, ‘yok.’ İsim söylemeyeceğim, hep söylenen şu ‘kongre izin vermiyor.’ Bıktık, bittik ama hamdolsun özel sektörümüz çıktı ortaya insansız hava aracını da yaptı, silahsız insansız hava aracını da yaptı. Şimdi daha da ileri gidecekler, çok daha güçlüsünü yapacaklar” ifadelerini kullandı.

FIRAT’IN DOĞUSUNA HAREKAT BAŞLIYOR

“Fırat’ın doğusu ile ikazlarımızı yaparken hazırlıklarımızı da tamamladık” diye devam eden Erdoğan, bu bölgeyi bölücü terör örgütünden temizlemek için yapılacak harekatın birkaç gün içinde başlayacağını duyurdu.

Kaynak: iha