Gazeteci- yazar Murat Yetkin, Ankara’da son zamanlarda hareketlilik yaşandığını belirterek, "Sadece AK Parti’nin muhalefetle, özellikle de CHP ile arasındaki tartışmalardan söz etmiyorum. Aynı zamanda AK Parti’de, kabine bünyesinde ve genel anlamıyla Cumhur İttifakı çerçevesinde ilginç gelişmeler var Korona kısıtlamalarından bu yana.Bunların bir kısmı ortaya dökülüyor, bir kısmı döküleceği zamanı bekliyor. Ortaya dökülenler ise, tek başlarına ayrı, bir araya gelince ayrı anlama geliyor. İşin ilginç yanı, kendi saflarında sorun çıktıkça Erdoğan’ın muhalefete daha çok yüklenmesi. Siyaset psikolojisiyle uğraşanlar eminim bu durumu, benim 'yansıtma' deme kolaycılığından daha derin ifadelerle tanımlayacaklardır” ifadelerini kullandı.

Soylu'nun istifa sürecini hatırlatan Yetkin, "Koronavirüs önlemleri arasına sokağa çıkma yasakları da alınınca Soylu (ilk gece ortaya çıkan tablodan kendisinin sorumlu olduğunu söyleyerek) istifa etti. Sokağa çıkma ve seyahat yasaklarının daha bir süre devam edeceği ve bütün yükün İçişleri üzerinde olacağı biliniyordu; kabinede konuşulmuştu. İlk karşı çıkanlardan biri Bahçeli oldu. Ama sadece o da değil, AK Parti ve MHP taraftarları pencerelere çıkarak istifasının kabul edilmemesini istediler Erdoğan’dan. Erdoğan da, üstelik canlı yayında ülkenin Soylu’ya ihtiyacı bulunduğunu, kendisinden çok memnun olduğunu kalmasını istediğini söyledi. Soylu’yu yemek isteyenler kaybetmiş, Soylu güçlenerek yerinde kalmıştı" ifadesini kullandı.

Yetkin yazısında şunları kaydetti:

"17 Mayıs Pazar günü Erdoğan’ın 62 numaralı bir cümlelik kararnamesi Resmi Gazete'de yayınlandı. Merkez Bankası Meclisine atamalarda devlet üniversitesindeki görevini bırakma şartı kaldırılmıştı. Herkes bu adrese teslim atamanın kim olduğunu merak ediyordu. Meraklar ertesi gün 18 Mayıs’ta yapılan Merkez Bankası Genel Kurulundaki atamayla giderildi.

Merkez Bankasındaki yeni atama İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Elif Haykır Hobikoğlu idi. Babası MHP milletvekili olan Hobikoğlu’nun 2000 yılındaki nikah şahitliğini yapanlardan biri de Bahçeli’ydi. Artık bu atamayı Merkez Bankasında bir bağlantısı olmasını isteyen Bahçeli mi arzu etmişti, yoksa Albayrak’ın bir jesti mi olmuştu? Her halükarda atama, Erdoğan’ın adrese teslim kararnamesiyle mümkün olmuştu.

MHP'li eski vekilin kızı, 'özel kararname'den bir gün sonra Merkez Bankası'na girdi

Yaycı’nın bir süredir çok öne çıkıp her şeyi kendine yontması ve Libya, İsrail gibi siyasi konularda görüş açıklamasının Akar’ı da Ankara’da başka mahfilleri, siyasi çevreleri de rahatsız ettiği bir gerçek. Akar’ın rahatsızlığının sadece şahsi boyutu olmadığı da. Ama neticede Akar istediğini aldı. Hem de kritik bir zamanda.

Zamanlama manidar klişesini kullanmak isteyen okurlar varsa eğer, MHP lideriyle şahsi bağı olan bir profesörün Merkez Bankasına atanmasını sağlayan kararın 16 Mayıs’ta imzalanıp 17 Mayıs’ta yayınlandığını az önce söylemiştim, tıpkı Yaycı’nın görevden alınması gibi.

Bunun üstüne bir de uzun süre sessiz kalan Soylu’nun 16 Mayıs’ta Şırnak dağlarında Mehmetçikle oruç açarak, medya orucunu da bozmuş olduğunu söyleyeyim; 17 Mayıs’ta medyadaydı. Muhtemelen tesadüftür. Ama geçtiğimiz hafta Ankara’da iktidar ilişkileri bünyesinde bir şeyler olmuş gibi duruyor"

Editör: TE Bilişim