TİP Genel Başkanı Erkan Baş, yandaşlara seslenerek “Yolun sonuna geldiniz. Tüm mal varlığınıza el koyacağız. Halkın parasını hırsızların kursaklarından çekip alacağız” ifadelerini kullandı.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, partisinin haftalık basın açıklamasında konuştu. Meclis’te yaptığı açıklamaya, emekçi halkı selamlayarak başlayan Baş, “Bizi TV’lerde izleyemiyorlar onları selamlayamıyorum ama sosyal medya aracılığıyla sesimizi her yere taşıyan genç arkadaşlarımızı hem selamlıyorum, hem teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Bütçe görüşmelerinde grubu olmayan parti temsilcilerine söz verilmemesini eleştiren Baş, iktidar olağanüstü bir çabayla parlamentoda işçilerin sesini kısmaya çalıştığını vurguladı. İktidarın çabalarına rağmen seslerini yükselteceklerini belirten Baş, “O kürsüde halkın sesi mutlaka karşılığını bulacak. Geri adım atmayacağız” şeklinde konuştu.

Yurttaşlardan kendilerine “Bu iktidar neden saatlerce emekçilerin temsilcilerini konuşturmamak için çaba harcıyor?” sorusunu sormalarını isteyen Baş, Saray ittifakının 300’den fazla milletvekilinin olmasına rağmen, karşısındaki 2-3 milletvekilini susturma çabasının bir açıklaması olduğunu kaydetti. Baş, “Bizi 5 dakika olsun konuşturmamak için uğraşmalarının arkasında zayıflıkları var. 18 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar, 300’ün üzerinde milletvekilleri var ama gerçekler o kürsüden haykırılmasın diye uğraşıyorlar. Çünkü bir doğru, binlerce yalanları yer ile yeksan ediyor” dedi.

‘GERÇEKLER HEM ACITIYOR, HEM BAĞIRTIYOR’

Kürsüde konuşma yaptıkları sırada iktidar sıralarından seslerin hatırlatan Baş, AKP’lilere “Gerçekler hem acıtıyor, hem bağırtıyor. Ama bağırtılar gerçeklerin üzerini örtmez“ şeklinde seslendi.

‘GÖREVİMİZ HESAP SORMAK’

Bütçe döneminde TİP’in görevinin “hesap sormak” olduğunu söyleyen Baş, iktidarın hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.

TİP Genel Başkanı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kendi adımıza değil, bu bütçenin oluşumu için terini, kanını hatta canını veren işçiler, kadınlar, gençler, işsiz bırakılanlar, emekliler, emekli yapılmayanlar, engelliler, çiftçiler İçin bu iktidarda hesap soracağız!

Bu bütçe mutlu azınlık yaratma bütçesidir. Fakirden alıp önce Saray’a, sonra küfürbaz müteahhitlere verme bütçesidir. Bu bütçe, başta Katarlılar olmak üzere yabancı para babalarını servet sahibi kılma bütçesidir. Bu bütçe ezcümle mutlu azınlığı mesut etmek için hazırlanmış bir bütçedir.

Bu bütçe böyle geçerse, yeni vergiler gelir. Yoksullar ordusu büyür, açlık artar, yurt dışına çıkan ve çıkmak için fırsat arayan gençlerin sayısı artar, kadın cinayetleri artmaya devam eder. Cezaevlerinde insan sayısı artar.”

‘BÜTÇE YA MİLYONLAR, YA MİLYONERLER İÇİN YAPILIR’

Bunların bir iddia olmadığını dile getiren Baş, pandemi dönemini örnek verdi. “Bütçe ya milyonlar için yapılır, ya milyonerler için yapılır. Bütçe ya milyonlarca insan için yapılır, ya bir avuç milyoner için” diyen Baş, Fuat Oktay ve Numan Kurtulmuş’un “Başkalarının söylediklerine değil de bu ülkenin bakanlarının söylediklerine kulak verin” sözlerini yanıtladı. Baş, “Ben sizin yerinizde olsam utanırım, öyle bir ülke olduk ki Sağlık Bakanı’nın sözüne inanan insan kalmadı! Bu durumdan utanıyoruz” ifadelerini kullandı.

’YURTTAŞLARIN YÜZÜNE NASIL BAKACAKSINIZ?’

Her gün yüzlerce yurttaşın hastanelerde sıra beklediğini buna rağmen 600 binden fazla sağlık çalışanın atanmadığını hatırlatan Baş, şöyle devam etti:

“Halk için bütçe yapılsaydı, Sağlık Bakanlığı’nın müteahhitlere bu yıl ödeyeceği 10 milyar TL ile yüz binlerce sağlık çalışanının ataması yapılabilirdi.

Mutlu azınlık için bütçe onaylanırsa bir yardım eli uzatılmasını bekleyen virüs bulaşmış yüz binlerce yurttaşımız hayatını kaybedecek. Yurttaşın yüzüne nasıl bakacaksınız?”

‘SİZ TARİKATLARIN TEMSİLCİSİ OLARAK MI O KOLTUKTASINIZ?’

Konuşmasına bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) ayrılan bütçe üzerinden devam eden TİP Genel Başkanı, Türkiye’de 1,5 milyon öğrencinin bilgisayara, yine yüz binlercesinin internete erişim imkanı olmadığını, 3 milyon gencin ise Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) borçlarını ödeyemediği için çaresiz durumda olduğunu ifade etti.

“Derneklere vakıflara ve cemaatlere MEB bütçesinden 6 milyar TL para aktarıyorlar” diyen Baş, iktidara “Siz o vakıfların, cemaatlerin temsilcisi olarak mı koltuktasınız? Bu halkın parasını nasıl tarikatlara aktarırsınız? Bu ülkenin evlatları yurt bulamıyor. İktidar sahipleri, 11 çocuğumuzun yanarak öldüğü bir Aladağ Katliamı daha mı bekliyorsunuz?” diye sordu.

‘SARAY BAHÇESİNE AYRILAN BÜTÇE EMEKÇİLERİN HAKLARINI KARŞILAR’

Bütçede Saray’a ayrılan ödeneğin bir kısmıyla, hakları için mücadele eden maden işçilerinin tüm ödemelerinin yapılacağını dile getiren Baş, şunları söyledi:

"Soma ve Ermenek’te on yıllardır haklarına el konan maden işçisini duymuşsunuzdur. Kimi 80 gün, kimi 100 gündür direniyorlar. Bu işçilerin toplam alacağı en fazla 50 milyon TL hesaplanıyor. Bütçede bu var mı, yok.

Ama Saray bahçesine 10 ayda 55 milyon TL ödeme var. Şu Saray bahçesi güzel olsun diye emekçiler haklarını alamıyor. Kendi bütçesini 36 kat artıran Cumhurbaşkanına sormak istiyorum: O Saray’da yetiştirdiğin meyveleri, sebzeleri işçilere mi bağışlayacaksın? Ye ye bitiremezsin zaten onları.

Saray’da bir günde bir stadyum dolusu işçi hayatını idame ettirmeye çalışıyor. İşsizlik Fonu’ndan işçilere patronlara aktarırken, sözde sigorta ödemeleri için yine patronlara İşsizlik Fonu’ndan para aktarılırken, işleri elinden alınan yaşayan 18 milyon yurttaş ne yiyecek, nasıl geleceğe güvenle bakacak?”

‘EMEKLİLİKTE İKTİDARA TAKILANLAR’

Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ın (EYT) artık  “Emeklilikte İktidara Takılanlar” olarak hatırlandığını dile getiren Baş, EYT’lilerin bütçeye maliyeti hakkında doğru haberler yapmayan TRT’yi “Yalan Radyo Televizyonu” olarak nitelerken TRT Genel Müdürü’ne “Vicdanın rahat mı? Bu insanların parasıyla maaş alıyorsun” şeklinde seslendi.

‘1000 KAT RÜŞVET Mİ OLUR?’

Baş, şöyle devam etti:

“Öğretmenlere, hemşirelere, polislere, din görevlilerine vermediğiniz 3600 Ek Göstergenin maliyeti 3 milyar TL bile değil onu vermeyen bütçe örtülü ödeneğe aktarılan 6 milyar TL öyle mi?

Resmi rakamlarla 2,5 milyon emekçimiz günde 39 TL’ye mahkumken  Küfürbaz Cengiz’e  bir tünel için 19 bin liralık iş için 17 milyon TL ödenmiş. 1000 kat rüşvet mi olur, yolsuzluk mu olur?

TEDAŞ’ın 103 milyon TL’lik hakkı dağıtım şirketlerine peşkeş çekilirken, diğer taraftan 3 milyon yurttaşın fatura nedeniyle elektrikleri kesiliyor. İnsanların evini partinizin ampulüyle mi aydınlatacaksınız?"

‘DİYANET İŞLERİ BAŞKANI FAİZLE KAZANIYOR’

Konuşmasına Diyanet İşleri Başkanı’nın faiz gelirleri kazandığını hatırlatarak devam eden Baş,   Diyanet’in 7 bakanlık ve 13 başkanlıktan fazla bütçeye sahip olduğunu, bunun üzerine faiz geliri kazandığını, lüks araçlara binip yoksulların yanından geçerken ise onlar için dua ettiğini vurguladı.

‘DAMAT NEREDE?’

Bütçe görüşmelerinin Hazine ve Maliye Bakanı olarak Berat Albayrak ile başladığını ancak Lütfi Elvan ile devam ettiğini belirten Baş, “Damada ‘damat’ denildiği için insanlar gözaltına alındı bu ülkede ama Instagram’dan istifa ederek tarihe adını yazdırdı” dedi.

Baş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Saray’da neler olduğunu bilmiyoruz, hazır herkes buradayken halkın merak ettiği bir soruyu sorayım. Benim aklıma gelmemişti ama Osmanlı Saray’ında biliyorsunuz garip şeyler olabiliyordu, kardeş katli gibi konulardan bahsediyorum. Vatandaş merak ediyor; Damat nerede? Saray’da başına bir şey gelmiş olabilir. Eski bakanın sağlığı, sıhhati yerinde mi?”

‘ÇIKAR ORTAKLIĞI BUDUR’

Konuşmasında yine AKP’li vekillere seslenen Baş, “Damat Bey sağlık gerekçelerini gösterip affını istedi, geçen sene burada tüm AKP vekilleri önünde sıraya girmişti, hatıra fotoğrafı çektirmişti. İstifadan sonra bir kişi bile ‘geçmiş olsun’ mesajı yayınlamadı. Böyle yol arkadaşlığı olur mu? İşte çıkar ortaklığı böyle bir şey. Mutlu azınlık budur.”

‘YOLUN SONU GÖRÜNDÜ’

İktidara seslenmeyi sürdüren Baş, “Her güzel şeyin bir sonu var” diyerek, AKP için yolun sonunun göründüğünü ifade etti.

Baş’ın konuşmasının son kısmındaki ifadeleri şöyle:

“Çok yakında hepinizi dinlendireceğiz. Nasıl mı? Bu Bütçeyi adalet gözeterek, liyakatla, halk için yeniden ele alacağız. Eğitimde araştırmaya bütçe ayıracağız. Bir pandemi beklemeye gerek yok, tüm çocuklarımız aydınlık bir gelecek için son teknoloji ile eşit ve parasız eğitim hakkı sağlayacağız. Sağlık hizmeti herkes için eşit ve ücretsiz olacak. Sağlık emekçileri hakkını alacak. Sağlık emekçileri bu sürecin piyonları değil kahramanlarıdır. Hiçbirini bu iktidara ezdirmeyeceğiz. Devlet yeniden üretecek geçeceğiz. Madenleri işleteceğiz, Tank-Palet’i geri alacağız Tarım emekçisi sefaletten kurtaracağız. Enerji bağımlılığından kurtulmak için yenilenebilir temiz enerjiye yatırım yapacağız!  Ülkemiz hem yeşil hem güçlü olacak. Ülkeyi nefessiz bıraktınız, nefes olacağız.

‘ARTIK HALKIN YAŞAMA ZAMANI GELDİ’

Bunları nasıl yapacağız?

Önce parti adından ibaret sandıkları ‘adalet’ kelimesinin gerçeği ile yüzleşecekler. Bu 18 yılın hesabını verecekler. Şimdiye kadar bütçeler patronlar için yapıldı, yandaşlar için yapıldı mutlu azınlık için yapıldı. Deyim yerindeyse bunlar yaşadı. Artık halkın yaşama zamanı geldi. Bu iktidar, yaşamak için bu ülkede işçi iktidarının gerektiğini bize gösterdi.

‘HALKIN PARALARINI KURSAKLARINDAN ÇEKİP ALACAĞIZ’

Buradan TİP adına iktidarın etrafında halkın anasını ağlatıp mutlu mesut yaşayan yandaşlara sesleniyorum: Yolun sonuna geldiniz. Tüm mal varlığınıza el koyacağız Bakın, bu işten kaçışın yolu yok. Yapılan her hırsızlığın hesabı verilmek durumunda. Bu yoksul halkın parasını çalanların o hırsızların kursaklarından çekip alacağız halkın parasını”

Yolsuzluk yapanların, hırsızlık yapanların, halkın malına çökenlerin tüm servetine el koyacağız. Kamuya ait olan ne varsa Katarlılar, ABD’liler, Avrupalılar başta olmak üzere, tüm peşkeş çekilen kamu varlıklarına tazminatsız olarak el koyacağız.

TİP’İN SÖZÜ: ‘KİMSENİN YANINA KAR KALMAYACAK’

Bu da Türkiye İşçi Partisi’nin bu halka sözümüz olsun; bu devran dönecek. Hırsızlıklar kimsenin yayına kâr kalmayacak. “

Editör: TE Bilişim