365 oda ve borsa yöneticilerinin katıldığı TOBB Ekonomi Şurası’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye’nin güvenliğinin sınırlardan değil, ötesinden başladığına inandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yıllarca bu milleti kendi içine kapatarak başına gelen her kötü hadiseye rıza göstermeye mecbur bırakanlar bizim bu politikamıza engel olmak için her yola başvuruyorlar. Artık biz Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te teröristlerle mücadele etmiyoruz, o bizim artık ikinci plan, birinci planla sınır ötesinde terörle mücadele ediyoruz.

Bu vesile ile Afrin şehitlerimize, Zeytin Dalı Harekatı’nda şehitlerimize birinci yılında Allah’tan rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum, milletimizin başı sağ olsun. Bu mücadele kolay bir mücadele değil, bundan sonra da kolay olmayacak, bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Kim olursa olsun, ülkemize en ufak bir saldırıda bulunanlar bunun bedelini çok ağır ödeyecekler. DEAŞ başta olmak üzere YPG-PYD hepsi bunun bedelini ağır öderler. Kimse bizi rahatsız etmeye kalkmasın. Sayın Trump ile görüştüğümüz gibi 20 mil sınırlarımızın ötesinde, bu bizim bir koridor. Yaklaşık 32 kilometre.

Rusya seyahatimiz var, Sayın Putin ile bölgedeki gelişmeleri ele alacağız. Terörden arındırılmış bu bölgelerde Suriye halkının huzurunu sağlama ahdimiz var. İdlib’de eğer biz olmasaydık 100 binlerce insanın ölüm haberini alacaktır. Attığımız adımlar bir sulh zeminini sağladı. Şimdi Afrin’de gelinen durum ortada, Cerablus’ta ortada.

Bu süreci devam ettireceğiz. Münbiç üzerindeki çalışmalarımızı ilgili arkadaşlarımız yapıyorlar, Münbiç’in güvenliğini alacak ve orayı da sahiplerine teslim edeceğiz. Bizim Suriye’nin toprak bütünlüğü üzerinde hesabımız yok. Birileri siyaset yoluyla, birileri sahada silahla, birileri masada diplomasi ile Türkiye’yi yeniden kendi kafalarındaki o dar kalıplara sokmak için cansiperane bir şekilde çalışıyor.

O günler halbuki geride kaldı. Bir başka ifade ile cin şişeden çıktı. Türkiye geçtiğimiz 16 yılda kat ettiği mesafe sayesinde gerçek gücünün ve imkanlarının farkına vardı. her kim ki, bu ülkeyi yeniden çeyrek asır, yarım asır öncesine döndürmeye heveslenirse karşısında milletimizi bulur. Her sıkıntıyı, her dalgalanmayı ‘öldük, bittik’ havasıyla bir yılgınlık, moral bozma, karamsarlık aşılama kampanyasına dönüştürenler bu özlemle yanıp tutuşanlardır” diye konuştu.

"YPG TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PAÇAVRASI İLE GÖSTERİ YAPAN KADINI ALMANYA’DA YANINA ALIYOR, POZ VERİYOR"

1 yıl önce Afrin harekatı başladığında yapılan eleştirileri hatırlatan Erdoğan, "Bize ısrarla Afrin’e girmememizi söyleyenlerin niyetini orada karşılaştığımız tahkimatın boyutları gayet iyi anlatıyordu. Meğer bizi bir süre daha Afrin’den uzak tutup yapılan hazırlıkların tamamlanmasını istiyorlarmış. Daha önce Fırat Kalkanı Harekatı’nda da aynı durumu yaşadık.

Bizi uzunca bir süre oyalayanların amacının sınırlarımızı DEAŞ, PKK, YPG terör örgütleri vasıtasıyla delik deşik etmek olduğunu oraları kontrol altına alınca daha iyi gördük. Almanya seyahatinde ana muhalefet partisinin başındaki zat AP’de YPG terör örgütünün paçavrası ile gösteri yapan kadını Almanya’da yanına alıyor, onunla birlikte poz veriyor.

Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu, bunlar bu. Bu ne haldir, bu ne durumdur? Şimdi aynı gerçekle Münbiç’te ve Fırat’ın doğusunda karşı karşıyayız. Bizi ısrarla bu bölgelerden uzak tutmak isteyenler terör örgütlerini iyice palazlandırmak, güçlendirmek, bilemek peşindeler. Suriye’yi paramparça eden güçlere ve terör örgütlerine seslerini çıkartmayıp, ağızlarını her açtığında Türkiye’nin bölgedeki varlığından duydukları rahatsızlığı dile getirenler de bu oyunun bir parçasıdır” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’YE KARŞI BİR GÜVENLİ BÖLGEDEN DEĞİL, TERÖRİSTLERE KARŞI BİR GÜVENLİ BÖLGEDEN SÖZ EDİYORUZ”

ABD-Rusya ve diğer kesimlerle yapılan görüşmelerin anlayış birliğine varılarak sonuçlanmasını arzuladıklarını söyleyen Erdoğan, “Ama bu demek değil ki, ilanihaye bekleyecek, gözümüzün önünde yürütülen hazırlıkların neticelenmesini seyredeceğiz. İşte sınırlardayız, bütün gücümüzle oralardayız. En yakından gelişmeleri takip ediyoruz. Şayet bize verilen sözler tutulur ve süreç işlerse ne ala.

Aksi taktirde hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık, kendi stratejimiz doğrultusunda gereken adımları atmaya başlayacağız. Güvenli bölge teklifimiz terör örgütlerini Türkiye’nin kontrolünde bir şekilde sınırlarımızdan uzak tutma amacını taşıyor. Bir başka ifade ile biz Türkiye’ye karşı bir güvenli bölgeden değil, teröristlere karşı bir güvenli bölgeden söz ediyoruz.

Kuzey Irak’ta hala sıkıntılarını yaşadığımız türden ülkemize karşı yeni bataklık haline dönüşecek bir güvenli bölge uygulamasına asla izin veremeyiz. Suriye sınırımızı güvenli hale bizzat kendimiz getireceğiz. Bu çabamıza lojistik destek verecek herkesle birlikte çalışmaya hazırız. Bunu Sayın Trump’a da ifade ettim, siz bize lojistik destek verin DEAŞ’i biz buradan temizleriz.

Diğer terör örgütlerini buradan biz temizleriz. Bunları kendisine bizzat söyledim. Yeter ki siz bize lojistik desteği verin. Buradan açıkça belirtmek mecburiyetindeyim ki, Türkiye özellikle Suriye’de kendisine verilen sözlerin tutulmaması sebebiyle çok sıkıntılar yaşamış, bedeller ödemiştir. Sayın Obama döneminde verilen sözler yerine gelseydi Zeytinlik Harekatı ile zaten bütün işleri bitirmiş olacaktık.

Ama verilen sözleri tutmadılar. Şuanda Sayın Trump da onu tespit ediyor, teyit ediyor. Artık ülkemize ve milletimize yeni bedeller ödetilmesine rıza göstermeyeceğiz. Bedel ödeyecek birileri varsa o da sadece ülkemizi hedef alan terör örgütleridir, onları destekleyenlerdir. Güney sınırlarımızdaki Kıbrıs ve Ege’deki güvenlik sınırlarımızı çözerek ekonomideki ve diğer alanlardaki hedeflerimize doğru yürüyüşümüzü daha da hızlandırmakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha