Posta gazetesi yazarı Oral Çalışlar, bugünkü köşesinde, "Bir anı: İsmet İnönü, Türkeş’i CHP’ye davet etti mi?" başlıklı bir yazı kaleme alması dikkat çekti.

Yazısını, Liderler Hapishanesi adlı kitabından bir bölüme yer vererek oluşturan Çalışlar, 1980 darbesi dönemindeki hapishane günlerinden dikkat çeken bir anısını paylaştı.

Çalışlar, MHP'nin Kurucu lideri Başbuğ Alparslan Türkeş'in o dönem kendisini hapishanede ziyaret ettiğini ve sohbet ettiklerini anlatırken, Türkeş'in İsmet İnönü ile ilgili ilginç diyaloğundan bahsetti.

Türkeş'in, “İsmet Paşa bana 27 Mayıs’tan sonra, siyasete girmeyi teklif etti. CHP’ye davet etti. Metin Toker, Genel Sekreter İsmail Rüştü Aksal, Ecevit, Nüvit Yetkin gelip benimle görüşürlerdi" dediğini aktaran Çalışlar, yine Türkeş'in, "Sonra birden tutumları değişti. Beni çekememeye başladılar. CHP, bir an önce iktidarı bırakıp gitmemiz yönünde tazyik ediyordu. İsmet Paşa’yla başa çıkamadık. Benim iktidarı tek başıma ele geçirmeyi düşündüğümü yayıyorlardı" ifadelerini kullandığını belirtti.

İşte Oral Çalışlar'ın yazısı:

"Tarihi bir anımı paylaşmak istiyorum. 12 Eylül 1980 darbesinin ağır günleri. Ankara’da Merkez Komutanlığı tutukevindeyiz. Sabah kahvaltısını yeni bitirmiştim. Odamın kapısı çalındı, açtım, karşımda MHP lideri Alparslan Türkeş’i gördüm. Merak ettim, benim odama ilk kez geliyordu. İçeriye buyur ettim. Türkeş söze başladı: Bir halinizi sorayım demiştim. Benim kaldığım oda iki yataklıydı.

Ancak tutukevinde kalanlar iyice azaldığı için hepimiz ikişer kişilik odalarda tek tek kalıyorduk. Topu topu 10 kişiydik. Türkeş’e yeni öğrendiğim bir haberi aktardım: “Efendim, biraz önce BBC’yi dinledim, Anayasa oylaması 7 Kasım’da yapılacakmış.” Türkeş, “Oral Bey, iyi olur inşallah.

Bu gelişme dilerim bir yumuşamaya yol açar. Sertleşmeden tüm memleket zarar görür. Askerlerin yumuşak geçişi hazırlamaları önemlidir. Ancak askerlikten gelenler siyaseti beceremiyor” dedi.

"BENİ ÇEKEMEDİLER"

Türkeş bunları söyledikten sonra, yeniden eski günlere döndü: “Bir gün İsmet Paşa’yla sohbet ediyorduk. Bana, ‘Askerler siyaset yapamaz, bu işi bir ben, bir de sen becerdik’ dedi. Ben de ‘Aman Paşam, sizin için doğru da benim için değil’, cevabını verince; ‘Yok yok, sen yok olmuş bir partiyi canlandırdın’ demişti.”

Türkeş, anılarını anlatırken ilgiyle izlediğimi görünce, geçmişin derinliklerine daldı ve keyifle anlatmayı sürdürdü: “İsmet Paşa bana 27 Mayıs’tan sonra, siyasete girmeyi teklif etti. CHP’ye davet etti. Metin Toker, Genel Sekreter İsmail Rüştü Aksal, Ecevit, Nüvit Yetkin gelip benimle görüşürlerdi. Sonra birden tutumları değişti. Beni çekememeye başladılar. CHP, bir an önce iktidarı bırakıp gitmemiz yönünde tazyik ediyordu.

İsmet Paşa’yla başa çıkamadık. Benim iktidarı tek başıma ele geçirmeyi düşündüğümü yayıyorlardı. Mucip Ataklı, ‘İsmet Paşa ne derse onu yapalım’ diyordu, dinletemedim. En sonunda Cemal Gürsel Paşa’ya da etki yaptılar. Cemal Paşa beni çok severdi, ben de onu. Ben bir gün Cemal Paşa’ya ‘Paşam beni istemiyorlarsa gideyim’ dedim. Cemal Paşa: ‘Evladım ben seni biliyorum ve sana güveniyorum.

Ama o kadar çok söylenti çıkardılar ki, istersen biraz ayrıl, ben yine seni her şeyden haberdar ederim’ sözleriyle düşüncelerini dile getirdi. Eylül 1960’ta Başbakanlık Müsteşarlığından ayrıldım.” 40 sene geçmiş aradan. (Liderler Hapishanesi kitabımdan)."

Editör: TE Bilişim