İstanbul Sözleşmesinin neden ayrıca ele alnmadığına diğer maddlerle birlikte konu olduğuna dikakkat çekilerek "İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesine 100.000.000 TL Sermaye Tahsis Edilmesi Hakkındaki Karar, birlikte alınıp yayımlanmıştır.Kadın haklarının, kadınlarımızı güvence altına almayı hedefleyen bir anlaşmanın, döner sermaye tahsisiyle birlikte anılması ve konu olması meseleye bakıştaki basitliğin de bir göstergesidir." denildi.

İYİ Parti tarafından İstanbul Sözleşmesi için yapılan açıklma metni içererisine ayrıca TCMB Başkanı Naci Ağbal’ın görev alınmasına dair bir açıklanma eklenmesi, AKP ile aynı mantık çerçevesinde olduklarını göstermiş oldu.

İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz tarafından yapılan açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti’nin idaresini, bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştıran Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin gerçek yüzü, dün gece keyfiyetle alınan kararlarla bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır" ifadelerine yer verildi.

İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz'ın imzasıyla yayınlanan açıklamada "24 Kasım 2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, millî uzlaşı ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi o dönem “evet” oyu kullanan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın aksine artık Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün gece yarısından sonra tek başına aldığı karar ile feshedildi. Milletin meclisi tarafından kabul edilen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkanlığındaki Bakanlar Kurulunca onaylanan İstanbul Sözleşmesi’nin fesih şekli, Türk demokrasisi açısından utanç verici bir adımdır" ifadelerine yer verildi. 

"İstanbul Sözleşmesi Yaşatır" başlıklı açıklamanın tamamı şu şekilde:

"Türkiye Cumhuriyeti’nin idaresini, bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştıran Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin gerçek yüzü, dün gece keyfiyetle alınan kararlarla bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır.

24 Kasım 2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, millî uzlaşı ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi o dönem “evet” oyu kullanan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın aksine artık Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün gece yarısından sonra tek başına aldığı karar ile feshedildi.

Milletin meclisi tarafından kabul edilen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başkanlığındaki Bakanlar Kurulunca onaylanan İstanbul Sözleşmesi’nin fesih şekli, Türk demokrasisi açısından utanç verici bir adımdır.

Anayasa’yı, kanunları, millet iradesini yok sayıp bir kişinin tek başına aldığı bir kararı ülkemize ve özellikle de kadınlarımıza dayatması, 150 yıllık demokrasi tarihimizin silinmeyecek ayıbı oldu.

Adını İstanbul’dan alan; “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Sözleşmesi” Türk kadını için hayati bir kazanımdı.

Her fırsatta kadın ve kadına yönelik şiddet ile ilgili nutuk atan ancak adım atmayan iktidar ve onun başı;

Kadına şiddetin tırmandığı, kadın cinayetlerinin arttığı, kutsalımız olan ailenin temelinin sarsıldığı bugünlerde attığı bu devlet ciddiyetinden uzak adımla, gerçek yüzünü ve niyetini bir kez daha gözler önüne serdi.

Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine dair girişimler karşısında bazı soruları tarihe not düşmüş ve demişti ki;

“İstanbul Sözleşmesinin nesinden rahatsızsınız? Kadınlarımızın durumu ortada iken ve daha yapılacak çok şey var iken neden geri adım atıyorsunuz?

İstanbul Sözleşmesi diyor ki; Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı önlemek için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu hedefin nesinden rahatsızsınız?

İstanbul Sözleşmesi diyor ki; Devlet, kadına yönelik şiddeti önlemek için, etkili ve kapsamlı politikalar geliştirmelidir. Bundan mı rahatsızsınız?

Allah’ın huzurundaki gibi eşit olmaktan mı rahatsızsınız? Yoksa insan olmaktan mı rahatsızsınız?”

İYİ Parti olarak TBMM tarafından kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nin, tek bir kişinin keyfi kararıyla feshedilmesinin, bir yetki, hukuk ve insan hakları gaspı olduğuna inanıyoruz.

İktidarı;

Sokakta güven içinde yürüyemeyen, şiddete, tacize, saldırıya maruz kalan kadınlarımıza şikâyet ediyoruz.

Bir noktayı aziz milletimizin dikkatine sunmayı borç biliyoruz;

İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesine 100.000.000 TL Sermaye Tahsis Edilmesi Hakkındaki Karar, birlikte alınıp yayımlanmıştır.

Kadın haklarının, kadınlarımızı güvence altına almayı hedefleyen bir anlaşmanın, döner sermaye tahsisiyle birlikte anılması ve konu olması meseleye bakıştaki basitliğin de bir göstergesidir.

İYİ Parti olarak;

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi garabetinin, keyfi uygulama ve kararları ile artık demokratik hukuk devleti gerçeğimizi de ihlal ettiğine inanıyoruz.

Bu sistem;

Acele kamulaştırma kararının da,

SİT alanı ilan edilmesi kararının da,

Tescil kararının da,

Hatta uluslararası sözleşmeden çıkma kararının da sadece Cumhurbaşkanı kararı ile alındığı bir tek adam sistemidir.

Bu ucube işleyişi de, onun sistemini de bir kez daha kamuoyunun dikkat ve ferasetine sunuyoruz.

Partili Cumhurbaşkanı Yönetim Sistemi’nin ciddiyetten uzak ve ülkenin iktisadi ve siyasi itibarını zedeleyici icraatlarına en iyi örneklerinden biri de; yine bu süre zarfında TCMB Başkanı Sayın Naci Ağbal’ın göreve geldikten dört buçuk ay sonra görevden alınmasıyla yaşanmıştır.

Türkiye’nin en önemli makroekonomik problemlerinden biri olarak gördüğümüz; yüksek enflasyonun kalıcı olarak ve düşük maliyetle önlenmesi için TCMB gibi politika yapıcı kurumların siyasi baskılardan uzak olması ve piyasalarda güven tesis etmesi esastır.

Dünyada enflasyonu kalıcı olarak ve düşük maliyetlerle düşürebilmiş ülkeler incelendiğinde bu ülkelerin Merkez Bankaları’nın siyasi keyfiyetten uzak ve bağımsız bir yapıda olduğu görülmektedir. Bağımsız bir Merkez Bankası ülke risk primini de düşürerek ekonomideki faizleri de düşürücü ve yatırımları teşvik edici rol oynamaktadır.

Bütün bu bilgiler ışığında siyasi hesap verebilirlikten uzak bir anlayışla Sayın Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası Başkanları’nı tamamen keyfi bir tutumla görevden alması ve bunu olağan hale getirmesi, ülkedeki fiyat istikrarına zarar verdiği gibi yatırım iklimini de olumsuz etkilemektedir. Türkiye’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek ikinci enflasyon ve faiz oranına sahip olmasının arkasındaki en önemli yapısal faktör, hesap verebilirlikten uzak bu siyasi keyfiyettir.

İYİ Parti olarak;

Kimin Cumhurbaşkanı, kimin Başbakan olacağını ya da Cumhurbaşkanı veya Başbakanın nasıl bir sisteme ihtiyacı olacağını değil, milletimizin ihtiyaçlarını önemsiyoruz.

Bu amaçla önerdiğimiz İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in, milletimizin hukuki, ekonomik ve sosyal huzuru ile güvenliği için ne kadar hayati önemde olduğunu daha iyi anlıyoruz.

İYİ Parti olarak milletimize ve kadınlarımıza sözümüzdür;

İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin, tacizlerin önlenmesi için güçlü bir mücadele verilecektir.

İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de kadın ve erkek arasındaki toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve korumak için her türlü kanuni ve idari düzenlemeler yapılacak, idari tedbirler uygulanacaktır.

İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Türkiye Cumhuriyeti’nin, imzalayarak taahhüdünü verdiği İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı Ailenin Korunmasına İlişkin Kanunun hükümleri eksiksiz uygulanacaktır.

Millet iradesini hiçe sayan,

Tek kişinin keyfiyle alınan,

Yasama yetkisinin de açıkça ihlali olan bu kararın, derhal geri çekilmesini talep ediyor,

Kadınlarımızın güvenliği için bu konunun takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz.

İktidar; şiddeti, tacizi, ölümleri sadece izler ama İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!

Editör: TE Bilişim