Her ikisi de kesin favori olduğu, aday olduklarında anketlerin bunu hemen doğrulayacağı konuşuluyor.

OY TABLOSU ANALİZİ

* AKP belediye seçimlerinde 2009’dan 2014’e artış göstermiş, bunu büyük oranda belediyeden sağlanan iş imkânları ve aylık gıda yardımları ile yapılan seçmen stoklarına bağlıyorum. Bir diğer faktör olarak AKP’nin giderek küstahlaşan ve kanun tanımaz hale gelen uygulamalarından cesaret bulan Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlarının AKP’de kamplaşma eğilimlerinin arttığını ve bundan Belediye seçimine de tesir eden genel bir oy artışı olduğunu sanıyorum. (Seçim hilelerinde ve oy hırsızlığında ustalaşmak da diğer bir faktördür..)

* CHP’nin oylarındaki artış da Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerini tehlikede görenlerin karşı kamplaşmasından kaynaklanmıştır çok büyük ihtimalle. Genel bir oy artışının tezahürüdür.

* HDP’nin kimlik bulma savaşı ile oy oranını muhafaza ettiğini söylemek mümkün ama, MHP dahil seçimde kazanma şansı olmayan partilerin oylarının giderek azaldığını, ki zaten iki karşı kampa taşınan oyların da bunlar olduğunu gözlemliyoruz.. (Küçük partiler tabloya dahil edilmemiştir ama bir yerde oransal artış varsa bu zaten başka bir yerdeki oransal kayıptan kaynaklanır tabii olarak..) 

* Tabloda CHP ile AKP arasında takribi 1 milyon oy ve %25 oran farkı vardır. Bu çok kolay kapanacak bir açıklık değilse de “asla kapanmaz” denilebilecek bir açıklık değildir. Çünkü burada görünen sadece 2 rakip vardır yarışan ve rakipten alınan 1 oy aslında 2 oy anlamındadır. ( Bunu bilmeyenler için şöyle açayım ; 4 milyon AKP oyu ve 3 milyon CHP oyu var diyelim, aradaki fark 1 milyon, AKP’den bir şekilde 100 bin oy CHP’ye geçtiğinde AKP’nin oyu 3.900.000 olur, CHP’nin oyu 3.100.000 olur, yer değiştiren oy 100 bin iken AKP CHP arasındaki makas açıklığı 200 bin kapanır ve 1 milyon fark 800 bin olur.)
Bu demektir ki AKP tarafından  500 bin oy CHP tarafına geçerse aradaki fark sıfırlanmış olur, oylar eşitlenir.

Geriye bu oy transferinin şatlarını oluşturmak kalır..
Bunun birinci çözüm hamlesi AKP’den kaçmaya hazır oyların yönelebilecekleri (Milliyetçi-muhafazakâr-demokrat  kimlikli) bir CHP adayı ile seçmenin huzuruna çıkmaktır.

Bunun bir örneği Ankara belediye seçimlerinde CHP’nin Mansur Yavaş ile katıldığı seçimde görülmüştür. Mansur Yavaş’ın seçmen stoku ve seçim hileleri konusunda ağını örmüş olan Melih Gökçek’in karşısında seçimi seçim hileleri ile ve az fark ile kaybetmiş olması bahsi geçen seçmen davranışı için bariz bir göstergedir.

Ankara’da artık Melih Gökçek’in örgütlenmiş yapısı rakip değildir ve Mansur Yavaş ile CHP’nin seçimi alması artık çok daha muhtemeldir. 

CHP’nin Ankara adayı yine MANSUR  YAVAŞ olmalıdır !..

*
CHP’nin İstanbul adayı ise İLHAN KESİCİ olmalıdır !
İlhan Kesici AKP’den kaçmaya aday oyları kendisinde toplama potansiyeli en yüksek olan isimdir. AKP’deki ANAP ve DYP mazili seçmenin oylarını almak potansiyeli en yüksek isimdir. Kazanma potansiyeli seçime yakın zamanlarda anketlerde de ortaya çıkınca bir kuvvetli rüzgâr esmeye başlar, başta İYİ Parti seçmeni olmak üzere, seçim kazanma potansiyeli olmayan küçük partilerin oylarının büyük çoğunluğu KESİCİ’ye akmaya başlar.

Kesici medyada da itibarı ve ilişkileri yüksek olan, toplumda da siyaset adamı olmaktan çok "Devlet adamı" hüviyeti ile tanınan ve saygı gören biridir.

DAHA DA MÜHİM OLAN;

Her seçimde seçime katılmayan ortalama %20 ile %30 arasındaki seçmenin 10’da 9’u liberal sağ seçmendir. AKP’ye oy vermeyi tercih etmeyen, maziden rakip CHP’ye de oy vermek istemeyen, dolayısıyla seçime katılmasının bir gereği olmadığını düşünen ANAP-DYP tandanslı liberal sağ seçmen. Bu seçmen daha Demirel zamanlarından beri KESİCİ ile tanışıktırlar ve gönül bağları vardır. Ona ulaşmak gerekirse aracılarla bu imkâna sahip olduklarını düşünürler ayrıca. Bu da seçmenin çok önemsediği bir şeydir. 
BU SEÇMENİN EN AZ YARISI KESİCİ İÇİN SANDIĞA GİDER !

CHP’nin Kesici’yi aday yapmaması için tek olumsuz sebep olabilir, o da akla gelecek olursa.. Kendisine geçmişte rakip olanları (Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu, Tuğrul Türkeş,  Devlet Bahçeli) bir şekilde kendi tarafına çekmeyi başarmış olan AKP’nin Kesici’ye de kancayı takması ve onu da AKP’ye transfer etmek için her yolu deneyecek olmasıdır.
Fakat bunun bir zorluğu vardır. 
Kesici yüksek şahsiyeti sebebiyle de, sadece inandığı ve altını doldurabildiği doğruları söylemek davranışında olan, popülist politikalara prim vermeyen tarzı ile de toplumda itibar kazanmıştır. Bundan vazgeçeceğini düşünmek zordur. Buna rağmen bu handikapın önünü alacak tedbirlere de başvurulabilir. ( Mesela toplumda itibarı olan, sözlerine güvenilir olan, artık bir makama müdanaası olmayan Altan Öymen ve Murat Karayalçın’ın her ikisinin ve Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu bir özel görüşmede, onların tanıklığında, Kesici’nin açık ve net bir beyan ile, böyle bir teslimiyete tevessül etmeyeceğini ifade etmesi ve anlaşılabilir bulduğum bu kaygıyı gidermesi mümkün olabilir bence..)

Kesici’nin adaylığı mümkün olduğunda ise;

Toplumda büyük tanınmışlığı ve sempatisi olan, dünya markası mimar ve “şehir plancısı”, Ahmet Vefik Alp’i kadrosunda bulunduracağını, İstanbul’u onun muhteşem projeleri ile uzay çağına yakışan bir kent haline getireceğini ilan etmesini önerilebilir.

Bunun büyük getirisi olur.. 

Ahmet Vefik Alp’in İYİ Parti’den adaylık teklifi alması dışında bu birlikteliğin önünde bir engel yoktur.
Hatta Ahmet Vefik Alp’in İYİ Parti’den adaylığı bile Kesici’nin “Şayet kabul ederse” şerhi ile bunu tek taraflı ilan etmesine mani olmaz.. Bu aşılabilir bir ayrıntı olur..
 

Editör: TE Bilişim