"İlk grup toplantısını yaptığımız 2019 yılının ilk toplantısına hoşgeldiniz.

Her kötülüğün yerine bir iyiliğin geldiği bereketli bir yıl olmasını Allah'tan niyaz ediyor her partinin çalışmalarında başarılar diliyorum

2019 yılında inşallah zulüm ortadan kalkar, açlık azalır

Aziz milleti,m geçtiğimiz hafta yine şehitler verdik. Ruhları şad olsun milletimizin başı sağolsun

İktidar ülkeyi öyle bir yönetiyor ki bırakın geleceği konuşmayı

2018’e nereden başladı neler yaşadık ve nereye geldik

Geçen yılın en önemli siyasi olayı 24 haziran seçimiydi milletimizin idaresi mührünü vurdu ve biz de mecliste yerimizi aldık iyi ki varsınız cesur insanlar iyiki varsınız

Biz ömrümüz boyunca hakikatı haykırdık Allah ömür verdiği sürece de haykırmaya devam edeceğiz..

Yeni sistemde kriz olmayacak dediler

Hiçbir aksamayacak Türkiye uçacak dediler

Bütün kararları bir kişinin aldığı yargının tek bir beşere bağlandığı sistemi Türkiye'nin bekası olarak anlattılar. Sonuç tam tersi oldu. İYİ Parti olarak haklı çıktık maalesef haklı çıkmasaydık.

Hiçbir şey ve hiç kimse hakikatten daha büyük değildir.

Dün Demokrat Parti'nin kuruluş yıl dönümüydü. O günlerde Demokrat Parti'ye burun kıvıran statüko bugün de İYİ Parti'ye burun kıvırıyor. 

Demokrasi mücadelesinin tüm kahramanlarını Menderes, Celal Bayar, Hasan Polatkan'ı saygıyla anıyorum.

Yaşadığımız sıkıntıları Ak Parti'nin bu tutumu tarihte ne  ilk ne de son örnektir.

Hepimiz nihayetinde insanız beşeriz eksiklikleri hataları olabilir. Ben size desem ki filanca bir adam var hem en iyi doktordan daha iyi ameliyat yapar parayı en iyi yönetir öğrencileri de en yi öğretmenden iyi yetiştirir.

Ashab suresinde Tevbe süresinde bize elbette bize tek bir şey hatırlatılır elbet de her şeyi hakkıyla bilen sadece Allah'tır. Biz ilk günden beri bunları haykırdık. 

Türk milletinin huzura ihtiyacı var. Ülkenin yarısına düşman muamelesi yapıp yeni huzursuzluklar üretmek akıllı işi değildir. Hangi partiye oy vermiş olursa olsun Türk milletinin her ferdini kardeş biliyor ve bağrımıza basıyoruz.

Bir cahil size laf attığında selam deyip geçin. Kimsenin onuruna şerefine dokunacak tek bir söz etmeyin. Seçimlere ek havası vermeye çalışmayın. Kardeşi kardeşe düşürmeye çalışanlar var. Bunların fitnelerine uyup komşularınızla dostlarınızla akrabalarınızla tartışmayın.

Bugün kendine hakim olamayan iktidar sahiplerinin sözlerine baktıkça mübarek rehberimize daha çok sarılacağız. Önümüzdeki seçim bir beka meselesi değildir. Aziz milletim sen insan sarrafısın seçeceğin insanı iyi anlarsın. Şundan emin olun ki İYİ Parti yalan söylemeyecek, umut fakirin ekmeğidir deyip boş umutlar vermeyecek, çalışacak ama çaldırmayacak. Şehirlere ihanet etmeyecek, ranta rüşvete haram kazanca müsaade etmeyecek, torpile kayırmaya ihale fesatçılığına fırsat vermeyecek. İYİ Parti çalışkan olacak ve milletimize sözümüz budur.

Şimdi size belediye başkan adaylarımızın birkaçını daha açıklıyorum:

Mete Özdemir: Ardahan Belediye Başkan Adayı

Zühtü Bahadır Bayraç: Karaman Belediye Başkan Adayı

Yunus Özyıldırım: Bayburt Belediye Başkan Adayı

Ahmet Nalçacıoğlu: Kilis Belediye Başkan Adayı

Ahmet Özgür: Siirt Belediye Başkan Adayı

Ömer Küçük: Düzce Belediye Başkan Adayı

Verdiğiniz her sözün takipçisi ben olacağım. Öl söz verme öl sözünden dönme allahım bizi sözünden dönenlerden eyleme.

2018 yoldan çıkmış bir zihniyetin hataları yüzünden yanlışlarla dolu bir yıl oldu. Milletin cebine giren üç-beş kuruş da eriyip gitti. İşsizlik rekor kırıyor, ekonomimiz yerinde bile sayamıyor. Krizi durdurmak için ciddi bir tedbir de yok. Ekonomiyi yürüten Damat efendiler atlattık diyorlar ama çarşıya pazara çıktığımızda durum böyle değil.

2018 ne yazıkki zorluklarla dolu bir yıl oldu. 16 yıl aradan sonra enflasyon yine yüzde 20’lerin üzerine çıktı. Krizi durdurmak için ne yazıkki bir önlem alınmadı. Ekonomiyi yöneten Damat efendiler “ekonomiyi atlattık” diyor ama pazara çıkınca bunun böyle olmadığını görüyoruz. Emekliye bir huzur yok, çalışanlar mutsuz, esnaf siftahsız. Damat ekonomiden zerre kadar anlamıyor. O Damat efendi gelsin de ekonomiyi milletten öğrensin. Ama Damat efendi iddialı yok efendim atlattık yok efendim tutturduk. Sen neyi tutturuyorsun efendi.

İşte konuşmanın tam metni...

Değerli milletvekilleri kıymetli misafirler, sevgili gençler;

sizleri saygı ve sevgi ile selamlıyorum..

İlk grup toplantısını yaptığımız 2019 yılının, milletimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.. 2019’un, her kötünün yerine bir iyiliğin geldiği, bereketli bir yıl olmasını, Cenabı Haktan niyaz ediyorum.  Bu vesileyle, bütün siyasi partilere de, çalışmalarında başarılar diliyorum.

2019 yılında; İnşâallah zulüm ortadan kalkar..  İnşâallah açlık, yoksulluk azalır..  inşâallah gözyaşları diner, mazlumlar nefes alır..

Aziz milletim,

Geçtiğimiz hafta hain teröre yine şehitler verdik..

Bütün şehitlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum.. Ruhları şad olsun.. Milletimizin başı sağ olsun..

Türkiye yeni yılda yeni şeyler konuşmayı hak-ediyor..

Ancak iktidar ülkeyi öyle bir yönetiyor ki, bırakın geleceği konuşmayı, bugünü kurtarmanın telaşındayız..

Bu sebeple, yeni yılın ilk grup toplantısında, geçtiğimiz yılın muhasebesini yapmanın faydalı olacağı kanaatindeyim..

Türkiye 2018’e nereden başladı, neler yaşadık ve nereye geldik, buna bir bakalım..

Geçen yılın en önemli siyasi olayı,, 24 Haziran seçimleriydi..

Milletimizin iradesi mührü vurdu ve İYİ Parti de Milletin meclisinde yerini aldı..

40 cesur çerimizle buradayız..

İyi ki varsınız cesur insanlar..

İyi ki varsınız, ülküden, adaletten, bilgelikten, ahlâktan, erdemden sapmayan iyi insanlar..

Biz ömrümüz boyunca, hakkı ve hakikati haykırdık..

Ve Allah ömür verdiği sürece, memleket sevdası için, tüm iyilerle birlikte, haykırmaya devam edeceğiz..

İşte yılın o en önemli olayına, 24 Haziran’daki seçime giderken ne dediler?

Yeni sistemde kriz olmayacak dediler..

Hızlı karar alınacağı için, hiçbir iş aksamayacak dediler..

Türkiye uçacak dediler.

Bütün kararları bir kişinin aldığı,,, meclisin devre dışı bırakıldığı,,, yargının tek bir beşere bağlandığı sistemi, Türkiye’nin bekasının teminatı diye  anlattılar..

Peki sonuç ne oldu?

Ne yazık ki, sonuç tam tersi oldu..

İyi parti olarak,, bu sistemle ülke yönetilemez demiştik.. Maalesef haklı çıktık.. Korkarım ki, haklı çıkmaya da devam edeceğiz.. Görünen köy kılavuz istemiyor..

Bakın, size çok samimi bir şey söyleyeyim mi?

Hiç bir şey, ve hiç bir kimse, hakikatten daha büyük değildir..

Eğer,, Allah’ın kurduğu düzene ayak uydurursanız, huzurlu olursunuz..

Yok karşı gelirseniz, hayat sizi eze eze, gerçeğe boyun eğdirir..

Çünkü Hakk’a kılıç çekerseniz, galip gelemezsiniz..

Hak kelamı “Vakti gelen” der..

Bakın, dün, Demokrat Parti’nin kuruluş yıldönümüydü..

O günlerin “Vakti Gelen”i de, 7 Ocak 1946’da, siyaset hayatımızda yerini aldı..

O günlerde verilen demokrasi mücadelesini unutmak mümkün mü?

Emin olun, bugün çok daha çetin şartlarda, aynı mücadeleyi  İYİ Parti veriyor..

O günlerde, Demokrat Parti’ye burun kıvıran “Statüko”, bugün de, renk değiştirmiş haliyle, İYİ Parti’ye burun kıvırıyor..

Türkiye’nin bugün geldiği nokta da, budur..

Artık vakit geldi..

Türkiye’nin, 1950’deki atılıma,  bir iktidar değişikliğine ihtiyacı var..

Değişim olmadan, gelişme olmaz..

İYİ Parti, işte o, “vakti gelen”dir..

Vesileyle, Demokrasi mücadelesinin tüm kahramanlarını, Celal Bayar’ı, Adnan Menderes’i, Hasan Polatkan’ı, Fatin Rüştü Zorlu’yu rahmetle ve saygıyla anıyorum..

İktidarlar değişimi, hep bir tehdit olarak görmüşlerdir..

Ama tarih, değişime direnenleri her zaman haksız çıkarmıştır..

Bugün yaşadığımız sıkıntıların sebebi: ülkemizi geleceğe taşıyacak bir değişim talebinin, iktidar tarafından engellenmesidir..

Ak Parti’nin bu tutumu, tarihteki ne ilk,, ne de son örnektir..

Tarih, iktidarın gücüne kanmanın, Hakk’ın yolundan sapmanın bedelleriyle doludur..

Bakın size bir örnekle daha açık konuşayım; Hepimiz en nihâyetinde insanız.. Beşerin eksikleri, hataları olabilir..

Ama düşünün bir kere, ben size desem ki;

Filanca yerde bir adam var.. Bu öyle bir adam ki,,

Hem en iyi doktordan daha iyi ameliyat yapar,,, hem en iyi hâkimden, daha iyi adalet dağıtır..

Parayı en iyi ekonomistten daha iyi yönetir,,

Hem eşsiz müzikler besteler, hem de en iyi resimleri yapar..

Öğrencileri de, en iyi öğretmenden daha iyi yetiştirir..

Mevzu ne olursa olsun, en iyi bilen odur..

Tarife bakar mısınız.. Tövbe hâşâ, böyle bir şey olabilir mi?

Ahzap suresinde, Tevbe suresinde, Kuran’ın birçok yerinde, bize hep aynı şey hatırlatılır, “Elbette her şeyi hakkıyla bilen, ancak Allah’tır”

Biz, ilk günden beri, sadece bu hakikati haykırdık..

Alemlerin göz bebeği, Allah’ın resûlü bile, dikkat buyurdu bu hususta..

Oysa bugün ülkemiz, böylesine haddi aşan iddia sahipleri tarafından yönetiliyor..

Her şeyi en iyi bildiklerini zannedip, yoldan çıktıkları için de, sadece kendilerini düşünüyorlar..

İşte yaşadığımız sorunların kaynağında, bu çarpık anlayış var..

Bu hakikat ışığında, buradan tekrar hatırlatıyorum;

Memleketimiz için,,

şu üç günlük dünyada,, mazlumların âhını dindirmek için,,

nefs yapmadan, baş olma sevdasına kapılmadan, tekrar söylüyorum,,

İYİ Partinin her bir neferi, vatana hizmet için, karşılık beklemeden, göreve hazırdır.

Ekonomide, hukukta, eğitimde, tarımda, üretimde, sanayide, Türkiye’yi dünyanın önüne geçirecek kadrolarımız var.. Projelerimiz var.. Ve hepsinin, planları, ekonomik altyapıları hazır.

Daha önce de söyledim, mutfakta yangın var arkadaş.. Türkiye’yi düze çıkaracak, ve ekonominin önünü açacak çalışmalarımız hazır..

Bize kulak verin, alın uygulayın.. Yeter ki millet kurtulsun..

Bizim milletin mutluluğundan başka, hiç bir derdimiz yok!

Değerli milletvekilleri, aziz milletim;

2018’de maalesef milli şahsiyetimizi yaralayan ve boynumuzu öne eğdiren işler oldu..

Ayrıntıya girmeyeceğim, çünkü milletimiz yaşananları hatırlıyor..

“Al papazı-ver papazı” dediler.. “Bu teröristi kimse alamaz” dediler.. Sonra, özel uçağa bindirip gönderdiler.. Adam ülkesinde kahraman gibi karşılandı.. Bu olay milletimiz için bir yaradır.. Devletimizin itibarını yerle bir eden bu olayı hatırlamaktan, ve hatırlatmaktan haz-alıyor değiliz..

Ama yalanlara, yanlışlara ve her vesileyle, kendilerine oy vermeyen vatandaşlarımıza dil uzatanlara ayna tutmak, bizim milletimize karşı sorumluluğumuzdur..

Türk milletinin huzura ihtiyacı var.. Bu ihtiyaç ortadayken, ülkenin yarısına düşman muamelesi yapıp, yeni huzursuzluklar üretmek, akıllı işi değildir..

Biz hep birlikte güçlüyüz..

Şunu bilin ki;

Milletimi ayrıştıran her kim olursa olsun, dış güçlere hizmet ediyordur..

Biz bir aileyiz.. Ailenizden düşünün, bölününce mi güçlüsünüz, birlikte olunca mı?

Biz devlet bilinciyle hareket ediyoruz..

Hangi partiye oy vermiş olursa olsun, Türk milletinin her bir ferdini, kardeş biliyor ve bağrımıza basıyoruz.  Biz kalp kırmayız. Gönül yıkmayız. Çamur atmayız.

Biz Hoca Ahmed Yesevî Ocağı’nda tüten havayı, soluyanlardanız..

Biz, Türkmen oğlu Yunus’un, takipçileriyiz.. Bakın ne güzel söylemiş:

Ben gelmedim dava için,

Benim işim sevgi için

Dostun evi gönüllerdir

Gönüller yapmaya geldim..

Bizim rehberimiz de, misyonumuz da budur..

Bugünden ilan ediyorum ki;

Hangi partiye oy verirse versin,, 81 milyonun tamamı, Milletimizin şerefli ve izzetli evlatlarıdır..

Buradan bütün iyi partililere sesleniyorum:

Bir cahil size laf attığında, SELAM deyip geçin..

Hikmet ve güzel sözden vazgeçmeyin..

Kimsenin onuruna, şerefine dokunacak söz etmeyin..

Seçimlere cenk havası vermeye çalışanlara itibar etmeyin..

Bakın, kardeşi kardeşe düşürmeye çalışanlar var.. Bizi bölmeye çalışanlar var..

Aman ha, hangi kisve altında olursa olsun, hangi makamdan konuşursa konuşsun,,, bunların fitnelerine uyup, komşunuzla, arkadaşınızla, akrabanızla düşman olmayın..

Aziz milletim;

Hz. Mevlana, Mesnevideki bir kıssada ne diyor;

"Adamın biri güpegündüz, elinde bir kandil, her sokak başında durup bir şeyler arardı.

Onun bu halini gören biri; “Be adam, günlerdir gündüz vakti, elinde bir kandille ne arayıp durursun?” diye sordu..

Kandilli adam cevap verdi; “Öfkelendiği ve hırslandığı zaman, kendine hakim olan, dilini tutmayı becerebilen, adam gibi bir adam arıyorum.."

Bu kıssa ilhamını nereden alıyor? Sevgili peygamberimizden alıyor..

Çünkü, Hazreti Peygamberimiz ne buyuruyor; “Gerçek pehlivan, er meydanında rakibini yenen değil; öfkelendiği vakit, öfkesini yenebilendir..”

Bugün, kendine hakim olamayan iktidar sahiplerinin sözlerine baktıkça, mübarek rehberimize daha çok sarılacağız..

Çünkü memlekete huzur gelmeli..

Önümüzdeki seçim bir beka meselesi değil.. Muhtarlarımızı, belediye başkanlarımızı ve belediye meclis üyelerimizi seçeceğiz, hepsi bu..

Aziz milletim, sen insan sarrafısın..

Seçeceğin insana iyi bak..

Sen, yürekten baktın mı, anlarsın..

Kim, ne maksatla seçilmek istiyor, görürsün..

Herkes gönlüne sorsun, ve o güzel gönlüne yatan adaya destek versin..

Kim ne yapıyor görüyorsunuz.. Herkesin ameli kendini bağlar..

Ama şundan emin olun ki;

İyi parti, yalan söylemeyecek.

İyi parti, umut fakirin ekmeğidir diyerek,, boş vaatler vermeyecek..

İyi parti çalışacak, ama çalmayacak, çaldırmayacak..

İyi parti, şehirlere ihanet etmeyecek..

İyi parti, tek kuruşu bile, israf etmeyecek..

Ranta, rüşvete, haram kazanca, müsaade etmeyecek..

Torpile, kayırmaya, ihale fesatçılığına geçit vermeyecek..

İyi parti, millet için çalışacak ve millete hesap verecek..

İyi parti adil olacak. Dürüst olacak. Çalışkan olacak..

Milletimize sözümüz budur..

Şimdi sizleri, bu sözlere sadık kalacak, iyi ve cesur insanlarla tanıştırmak istiyorum..

İYİ Parti’nin Belediye Başkan adaylarını kürsüye davet edeceğim..

Sayın Özhan Türemiş.. Aksaray Belediye Başkan Adayımız.. Buyrun sayın Başkan..

Sayın Zühtü Bahadır Bayraç.. Karaman Belediye Başkan Adayımız.. Buyrun Sayın Başkan..

Sayın Mete Özdemir.. Ardahan Belediye Başkan Adayımız.. Buyrun Sayın Başkan..

Sayın Yunus Özyıldırım.. Bayburt Belediye Başkan Adayımız.. Buyrun Sayın Başkan..

Sayın Ahmet Nalçacıoğlu.. Kilis Belediye Başkan Adayımız.. Buyrun Sayın Başkan..

Sayın Ahmet Özgür.. Siirt Belediye Başkan Adayımız.. Buyrun Sayın Başkan..

Sayın Ömer Küçük.. Düzce Belediye Başkan Adayımız.. Buyrun Sayın Başkan..

Allah yolunuzu, bahtınızı açık etsin..

Verdiğiniz her sözün, önce ben takipçisi olacağım..

Çok şükür, verdiğimiz her sözü tuttuk..

Ne diyor Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli;

“Öl, söz verme. Öl, sözünden dönme.”

Biz, buyuz..

Allah’ım! Bizi sözünden dönenlerden eyleme..

Sözünden dönenin vazgeçemeyeceği değeri yoktur..

Bugünün iktidar sahiplerinin yaptıklarıyla, bu gerçeği daha iyi görüyoruz..

Tek dertleri iktidarda kalmak..

Bunun için, milleti birbirine düşürmeyi bile göze alabilecek kadar hırslandılar..

Aziz milletim, 2018 ne yazık ki, yoldan çıkmış bir zihniyetin hataları yüzünden,  zorluklarla dolu bir yıl oldu..

Hatalı kararlarla, yanlış politikalarla, ekonomimiz krize sürüklendi.. Hayat pahalılığı, geçim darlığı milletimizin belini büktü... Milletin cebine giren üç beş kuruş da, pahalılık karşısında eriyip gitti..

16 yıl aradan sonra, enflasyon yine %20’lerin üstüne çıktı..

İşsizlik maalesef rekor kırıyor..

Ekonomimiz artık yerinde bile sayamıyor..

Krizi durdurmak için, ne yazık ki, ciddi bir çalışma ve program da yok..

Bakın çok açık söylüyorum, pansuman tedbirlerle seçime kadar milletimizi oyalamaya çalışmayın..

Ekonomiyi yöneten damat efendiler, “Atlattık, dengelendik, hedeflere ulaştık” diyorlar ama, çarşıya, pazara her çıktığımızda, durum hiç de anlatıldığı gibi değil.

Biz sırça bakanlık binalarında oturmuyoruz.. Pazara gidiyoruz, esnafla dertleşiyoruz, annelerimizin gözyaşını siliyoruz..

Ne yaşadığını görüyor, biliyoruz..

Gel bakalım benimle pazara.. N’oluyor, gör!

Bir pazardan kaça çıkılıyor,,, bil..

Çarşıya, pazara çıkanlar, o günü atlatmanın, tencereyi kaynatmanın derdinde.

Emekliye bir huzur yok.. Çalışan mutsuz.. Ev hanımı analarımız, artık gün yapıp konu komşuyu çağırmaya cesaret edemiyor.. Esnaf siftahsız..

Ben size söyleyeyim; Damat ekonomiden zerre anlamıyor ama, bu şartlarda ayakta kalabildiği için, milletimizin her ferdi, vallahi de billahi de bunların hepsinden daha iyi ekonomist..

Bu pahalılıkta,  üç kuruş parayla ev geçindirmek neymiş, nasıl olurmuş, çocuk nasıl okutulurmuş, o maliye ve hazine bakanı damat efendi, gelsin de milletimden öğrensin.

Millet ne yaşadığını biliyor ama, damat efendi iddialı, diyor ki; yok efendim atlattık, yok efendim dengelendik.. Bir de hedefleri tutturduk demez mi?

Enflasyon hedefin yüzde 5’ti.. Yılsonunda enflasyon yüzde 20.. Neyi tutturdun?

Dolar tahminin 4 liraydı.. Yılsonunda 5.3 lira.. Neyi tutturdun?

Dengelenmişiz.. Milletin dengesi şaştı..

Çıksana sen  bir pazara.. Girsene bir markete.. Asgari ücretle, emekli maaşıyla geçinmeyi becer de görelim..

Sayın Cumhurbaşkanına buradan sesleniyorum.

Gözünüzün içine baka baka, tüyü bitmedik yetim hakkıyla sefa sürenlerden hesap sorun..

Size, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı olarak değil, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak sesleniyorum, “Hırsızlık yapan kızım Fâtıma da olsa, elini keserdim” diyen adaletin izinden gidin!

Hani ekonomimiz dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girecekti? Türkiye gire gire, enflasyonda ilk 10’a girdi..

Şampiyonluk vadedip, bitime iki hafta kala, “Kesin küme düşeriz” diyorsunuz.. Ayıptır ayıp.. Azıcık utanmanız olsun.

Biz Millet olarak, kadınımızla-erkeğimizle, delikanlılığı severiz.. Delikanlı olun, doğruyu söyleyin..

1 Ocak 2018’de,, 1 dolar 3,76 liraydı.. Bugün 5,3 lira.. Papaz yok. Ambargo yok. Trump’dan Tweet yok. Putin’den Tehdit yok.. Ama dolar hala 5,3 lira.. Demek ki sebep iktidarmış..

Paramız bir yılda yüzde %40 değer kaybetmiş.. Milletimiz %40 fakirleşmiş.. İşin aslı şu, Hasan amca 10 ekmek alabilirken, 6 ekmek alır hâle gelmiş.. O 4 ekmeğin hesabını kim verecek? Bunun övünülecek bir tarafı var mı?

Millet evini barkını satmaya başlamış.. Hedefi tutturduk dediğiniz bu mu? Hedefiniz milletimizi evsiz-barksız bırakmak mıydı?

Enflesyon hedefin tutmadı.. Döviz hedefin tutmadı.. Büyümeyi geçtim, aksine küçüldük.. Damat hala hayal aleminde..

Amaaaaa, haksızlık etmeyeyim.. Bir avuç para babasının işleri büyüdükçe büyüdü.. Bakın, küçük bir azınlık, ülke servetinin %77sine sahip olmuş..

Böyle adaletsiz bir gelir dağılımı olur mu? Ne diyor Necip Fazıl;

Allah’ın on pulunu bekleye dursun, on kul,

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul,

Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa,

Yaşasın kefenimin kefili karaborsa.

Peki nasıl geldik bu noktaya?

Bakın, yanlış dış politikayla, Suriyeli sığınmacılar için 40 milyar dolarımızı harcadık.

Yani tek bir yanlış kararla, 230 milyar, eski parayla 230 katrilyon liramızı kaybettik.

Bu para, Türkiye’nin 2019 bütçesinin dörtte biridir.

Cebinize giren her 100 liranın, 25 lirasıdır.

Ama bakın, daha ilginç bir nokta var.

Suriye’nin 2018 yılı bütçesi ne kadar biliyor musunuz?

8 milyar dolar.

Yani Esad, 18 milyon Suriyeliye 8 milyar dolar harcıyor..

Bizim iktidarsa, 4 milyon sığınmacıya, 40 milyar dolar harcıyor..

E kardeşim adam daha hesaplı yönetiyor işi..

4 milyon için 2 milyar dolar verelim de, o baksın..

Ne zorumuz var da paramızı bu maceraya harcıyoruz..

Aziz milletim;

İktidar değişmediği taktirde, Suriyeli sığınmacı sorunu artarak devam edecektir.

4 milyon, yarın bir gün, 7-8 milyona çıkacak.. Güney illerimiz Türk kentleri olmaktan çıkacak..

Şimdi sizlere soruyorum;

Bu gidişi değiştirecek miyiz?

Kaybettiklerimizi geri alacak mıyız?

Bu paraları, Türk milletinin cebine koyacak mıyız?

Aziz milletim;

Dişinle—tırnağınla doldurduğun kasayı, böyle boşaltıyorlar..

Bu para, benim milletimin parası..

Bu para, çalışanlarımızın alamadığı maaş zammı..

Bu para, milletimin emeklilikte yaşa takılmasının sebebi..

Bu savurganlık yüzünden, memurlarımız 3600 ek gösterge alamıyor..

Bu para, çarşıda-pazardaki zamların sebebi..

Bu para, kapanan kepenklerin, ödenemeyen senetlerin sebebi..

Oysa bununla uğraşmak yerine, İYİ Parti’ye kulak verseler, krizi örtbas etmek yerine, çözecekler..

Daha işbaşına gelmeden önerdiklerimizle, milletimiz nefes alıyor..

Dedik ki;

Otomotivde ÖTV indirimi yapın, sektöre nefes aldırın.. Kısmen de olsa yaptılar.. Otomotiv soluklandı..

Dedik ki;

Elektrik ve Doğalgaz fiyatlarında indirim yapın.. Yüzde 10 yaptılar.. Elbette yetmez.. Ama faturalar az da olsa hafifleyecek..

Dedik ki;

Millete binlerce liralık cezalar geliyor.. Bu yağmuru durdurun.. Bu haksız cezaları iptal edin.. Ettiler.. Ne yapacağını şaşıran şoför esnafı,, derin bir nefes aldı..

Dedik ki;

Asgari ücreti 2020 liraya çıkarın.. Çıkardılar..

Şimdi sırada;

Memura 3600 ek göster talebimiz var.. Emeklilikte Yaşa Takılanların mağduriyeti var..

Geçenlerde gazete ilanına not düşmüş arkadaşlarımız, demişler ki;

“İYİ Parti muhalefetteyken bunları yaptırıyor.. İktidarını siz düşünün..”

Elhak doğru..

Muhalefette bunları yaptık, iktidarımızı siz düşünün.

Aziz milletim,

O televizyonlarda söylemezler ama, biz buradan söylüyoruz, dikkatle dinleyin;

Türkiye’de binlerce firma var, ama nedense her taşın altından 5 tanesi çıkıyor..

Bu beşli ne hikmetse, dünya listesinde de, devletten en çok iş alan firmalar içinde ilk 10’da..

Dikkat buyrun, Türkiye’de değil, Dünya’da ilk 10’da..

Lafa geldi mi “Dünya 5’ten büyük” ama, bizim bu beşli de Türkiye’den büyük..

Bu firmalar sadece geçen  yıl, 30 milyar dolardan fazla iş aldılar..

Hazine garantili bütün işler yine bunlara verilmiş. Bu beşli adeta bir iç sömürü vasıtası haline gelmiştir. “Asgari ücretten vergi alınmasın” dediğimizde reddeden iktidar, bu yandaş kodamanlar içinse,, 16 yılda dokuz defa trilyonlarca lira vergi affı getirmiştir.. Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda, iktidarın önceliğinin kimler olduğu anlaşılıyor..

İktidar kriz yok derken, galiba bu kodamanlardan bahsediyor..

Bunlara ihale verenlere söylüyorum, kardeşim siz mi iktidarsınız, onlar mı iktidar belli değil..

Size, “Şu köprü ve otoyol sözleşmelerini Türk Lirası’na çevirin” dedik.. Kulak arkası ettiniz, yapamadınız.. Üstüne de köprülere yüzde 45 zam yaptılar.. Yollarla beraber, köprüden geçen araç başına 135 lira alıyorlar.. Zam döviz artışını karşılamıyor tabi.. Ve sıkın durun, bu durumda ne oluyor biliyor musunuz;

Milletimiz, geçmeyen araç başına da 238 lira kesesinden ödüyor.. Yani geçenden 135, geçmeyenden 238 lira alıyorlar..

Bu nasıl bir hesap bilmezliktir..

Aziz milletim,

Burayı iyi dinleyin

Kamu Özel Sektör İşbirliği ile

1986-2001 yılları arasında, yani Ak Parti iktidarından önceki 15 yıllık dönemde, 67 proje gerçekleşti..

67 projenin yatırım bedeli,, 11.1 milyar dolar.

Bu projelerden şirketlerin toplam karı ise 454 milyon dolar.

Kar oranı %4. Yani işi üstlenen firmalar bu projelerden %4 oranında kar etti.

Ve para kazandılar, büyüdüler. Kazandıklarıyla yeni işler yaptılar. Allah bereket versin, Helal-i hoş olsun.

2003-2017 dönemindeyse, yani Ak Parti iktidarıyla geçen 15 senede toplam 158 proje yapıldı.

Projelerin Yatırım bedeli 50.5 milyar dolar.

Önceki dönemdeki gibi %4 kar etseler,, 2 milyar dolar kar etmeleri gerekirdi.

Ancak bu projeleri yapan şirketler, sözleşme süreleri sonunda 72.7 milyar dolar kar edecekler. Dikkat edin. Yatırım bedeli 50 milyar dolar. Kar 72 milyar dolar.

Kar oranı %4’ten,, %143’e çıkmış. İşte bunlara, haram zıkkım olsun.

Özel sektör kar etmesin mi? Elbette etsin.

Ama simitçi kardeşime soruyorum; Sen 1 buçuk liraya sattığın simitten,, 2 lira kar edebiliyor musun?

Esnaf kardeşime sesleniyorum; Sen 5 liraya sattığın soğandan 7 lira kar edebiliyor musun?

Bu nedir kardeşim? %143 kar etmek nedir?

milletin cebinden çıkan para 60 milyar dolar. Yani 320 milyar lira.

Üstelik bunlar kazandıklarından vergi de vermiyorlar.

Vatandaşın 5 liralık vergi borcu için haciz peşinde koşan Maliye Bakanlığı

Bu şirketin 424 trilyonluk vergi borcunu bir kalemde sildi.

Öyle vatandaşa yaptıkları gibi yapılandırma, uzlaşma falan değil.

Faizini cezasını silmek de değil.

Verginin aslını sildi kardeşim aslını.

Şimdi tüm vatandaşlarıma bir çağrıda bulunuyorum. Gidin bağlı bulunduğunuz vergi dairesine, ve dilekçenizi verin.

“Bu şirkete sunulan vergi indiriminden ben de yararlanmak istiyorum” deyin.

Bu şirketlere bu kıyağı yapıyorsan,,, aynı hakkı benim vatandaşıma da tanıyacaksın.

Bu hakkı,, dara düşmüş esnafa da tanıyacaksın.

Bak, doğruyu söyleyin, yoksa bunlar sizi tehdit mi ediyor? Ki her seferinde bunların  dümen suyuna gidiyorsunuz, her dediklerini yapıyorsunuz? Varsa öyle bir şey, gel bize.. Anlat, dara düşenin halinden anlarız, elinden tutarız. O servetleri de alıp milletimize dağıtmayı, garip gurebânın cebine koymayı biliriz..

Sığınmacılara 230 milyar.. Kodamanlara 300 milyar.. Faize 117 milyar.. Ondan sonra da “Vay efendim dış güçler..”

Gel de rahmetli Erbakan hocayı anma burada..

Ne güzel söylemişti bunlar için;

Sizi gidi faizciler siziiii… Sizi gidi faizciler siziiii.

Bu savurganlığa iş bilmezlik de eklenince, fatura iyice büyüyor..

Bakın, Türk Telekom Türkiye’nin göz bebeğiydi. Özelleştirilmeden önce, yıllık 2.1 milyar dolar kar ediyordu.. Devletimize yıllık 1 milyar vergi ödeyen bir kurumdu.. Acemice özelleştirdiler.. Yıllardır yapılan uyarıları dinlemediler.. Ve bugün Türk Telekom, Türk Bankalarına 5 milyar dolara yakın borç bıraktı..

Türk Telekom’u satın alan yabancı grup, şirketin içini boşalttı, taşınmazlarını sattı..

Yani gelirini alıp, borcunu Türk milletine bıraktı.. Bu milyarlarca dolarlık borç, Türk milletinin sermayesi, Türk milletinin mevduatıdır..

Gözümüzün önünde yaşanan Türk Telekom beceriksizliği sebebiyle, Türk bankaları, yurt dışından 5 milyar dolar daha fazla borç bulmak zorunda..

Aziz milletimizin takdirine sunmak isterim;

İşte bütün bunlar yüzünden, faizler %30’lara dayandı.

İşte bütün bunlar yüzünden, dolar 5 buçuk lira.

İşte bunlar yüzünden, yiğit muhtaç olmuş kuru soğana..

Bunlar yüzünden, soğanın kilosu 5 lira, beyaz peynir 25 lira.

İşte bütün bunlar yüzünden iş bulamıyorsun.

Bunlar yüzünden ayın sonunu getiremiyorsun.

Bunlar yüzünden, poşete bile 25 kuruş ödüyorsun..

Biz bu paralı poşet işine laf edince de, çevrecilik diyorlar..

Yazlık sarayı için 50 bin ağaç kestiren zihniyetin, çevrecilikle ne işi olur..

O 25 kuruşun 15 kuruşunu Bakanlık alıyor.. Hale bak, memleketi 15 kuruşa muhtaç hale getirdiler..

Değerli milletvekilleri, kıymetli misafirler;

Telekom mevzuu geçmişken, bir konuya daha dikkatinizi çekmek isterim..

Lafa geldi mi “Milli ve yerli” olmaktan dem vuran iktidar, gayr-ı milli bir operasyona daha hazırlanıyor..

Biliyorsunuz Sakarya ayakta.. Milli Savunma bakanlığımızın ve ülkemizin yüz akı olan, Arifiye’deki 1’inci Ana Bakım Merkezi, milli fabrikamız, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle özelleştirme kapsamına alındı..

Konuyu Sakarya Milletvekilimiz Ümit Dikbayır yakından takip ediyor.. Bu konuyla ilgili bir araştırma önergesi de hazırladı..

Aziz milletim, bu iktidarı sana şikayet ediyorum..

Satılmak istenen fabrika, Türk Ordusu’nun herhangi bir birliğinden farklı değildir.. Ha bu fabrikayı satmışsın, ha Ordumuzun bir birliğini..

Bu girişim, özelleştirmeyle ilgili kanuna da aykırı bir iştir.. Çünkü kanun, stratejik öneme sahip tesisleri, özelleştirmeden muaf tutar..

Haber bültenlerinde sıkça duyarsınız, “Operasyonda yerli ve milli silahlar kullanıldı” diye..

İşte o silahların önemli bir bölümü, bu fabrikamızda üretiliyor..

Diğer ülkelerin 9-10 milyon dolara mal ettiği silahlar, bu fabrikamızda, işçimizin alın teriyle, 4 milyon dolara mal-ediliyor..

Üstelik, yapılacak sözde ihaleyi kimin kazanacağı konusunda da, daha şimdiden açık bilgiler var..

Milli Savunma Bakanı da, ordumuzun eski bir komutanı olarak fabrikaya gitti.. Sahip çıkacak sandık.. Ama, fabrikayı umursamadı.. İşçilerin hakları korunacak diyerek, şimdiden satışı onayladı....

Sayın Bakan; o fabrika, tek kuruş devlet desteği olmadan, bölgedeki komutanların çabaları ve Sakaryalıların desteğiyle kuruldu..

Orada çalışan alnı öpülesi işçilerimiz ve aileleri, kendi hakları için değil, Peygamber Ocağı’nın ve ülkelerinin menfaati için isyan ediyor..

Buradan ilan ediyorum; Hakikatle “Yerli ve milli “ davranacak, ve bu işin peşini bırakmayacağız..

Aziz milletim,

Biz memleketin halini, gidişatını anlatınca, Ak partili kardeşlerimiz bazen sitem ediyorlar.. “Hiç mi doğru iş yapmadık” diyorlar..

Elbette yaptılar. Ama yaptıklarını, bire bin katarak 24 saat ekranlarda anlatıyorlar.. Müsaade etsinler de, biz de yapmadıklarını, yapamadıklarını, yanlış yaptıklarını anlatalım..

Ama yaptıklarını bizden de duymak istiyorlarsa söyleriz. Doğruya doğru demekten, yapılana yapıldı demekten yüksünmeyiz..

Yol yaptınız.. Allah razı olsun.. Ama 3 tane yapılacak parayla,, 1 tane yaptınız..

Tünel, köprü, havaalanı da yaptınız.. Ama 1 liralık işi, 5 liraya yaptınız..

Dün yaptınız, ama bugün batırıyorsunuz..

Yaptığınız zaman millet nasıl arkanızda durduysa, batırdığınız zaman da karşınızda durur..

Bunda kızılacak, bağırılacak, savaş tamtamları çalınacak bir durum yok..

İyi yönetirseniz kalırsınız. Krize götürürseniz, gidersiniz. Siyasetin kuralı bu..

Millet getirir, Millet götürür.. Buna da herkes boyun eğer, razı olur.. Demokrasinin kuralı bu..

31 Mart’ta da böyle olacak.

31 Mart’ta milletimize soracağız;

“Hayatınızdan memnun musunuz?” diyeceğiz..

“Gidişattan ümitli misiniz?” diyeceğiz..

“İktidarı bir uyarmak, bir silkelemek lazım” diyeceğiz.. Sonuçlarını da hep birlikte kabul edeceğiz..

Bu bir mahalli idareler seçimi.. Cumhurbaşkanı zaten görevine devam edecek..

Ama belediyeleri kaybederse, politikalarına bir çeki düzen vermek zorunda kalacak.. Bir bahar temizliği her eve lazım, ve Türkiye’nin hayrınadır..

İktidara hatırlatıyorum; zulümle Abad-olunmaz..

Zulüm, illa fiziksel şiddet demek değildir.. Her hak ihlali de, bir zulümdür..

Bu ülkede hakkın yerine gücü hakim kılmaya kalkarsanız, ninelerimizin, ak sakallıların bastonunu sırtınıza yersiniz..

Değerli milletvekilleri;

“Bir gece ansızın gelebiliriz” nidalarıyla başlayan, sınır ötesi operasyon meselesi, görünen o ki başka bahara kaldı..

Türkiye yalnızlaşıyor..

Fırat’ın doğusuna operasyon dendiği anda devreye giren Rusya ve Amerika iktidara yine “Dur” dedi..

Hatta, Amerikan heyeti Ankara’ya gelmeden öyle bir mesaj yolladı ki, bunu kabul etmemiz mümkün değildir..

Bu haddi aşan sözler ve tutumların sorumlusu iktidardır..

Ancak, milli bir mesele üzerinden siyasi rant devşirecek değiliz..

Görevimiz uyarmak.. Ve iktidara bir kez daha sesleniyorum;

Suriye’de, Irak’ta, Türk milletinin bekasına göz diken kim varsa, ordumuz girsin ve gereğini yapsın..

Amerika’nın, Rusya’nın her sözünü emir telakki etmekten vazgeçin.. Türk milletinin onurunu daha fazla yerde bırakmayın..               

İktidarın Doğu Türkistan konusundaki sessizliği de artık endişe verici hale geldi..

Çin’den gelecek birkaç milyar dolar için, milyonlarca soydaşını, dindaşını yok saymaya kalkanlar, gün gelecek,, o mazlumlarla yüzleşecektir..

Ama  bilsinler ki;

Cihan sussa, iyi parti susmayacak.

Gök bayrak hür ufuklarda dalgalanıncaya kadar, susmayacağız..

Lop-Nor’da,, kaplanlar hür dolaşıncaya kadar, susmayacağız..

Ey Türk oğlu davran:

 Yanar Kırım, Kerkük, Karabağ, Keşmir,,

Sonra Kıbrıs, Lübnan, sayamam bir bir,,

Aklıma Abhazya, Urumçi gelir..

Türk birliği kurulmayı bekliyor,

Ölü dünya, dirilmeyi bekliyor..

Türk milleti İslam’ın, güzel ahlakın kılıcıdır..

Siz,,, iyi ve cesur insanlar, Siz, o güzel ahlakın kılıcını kuşandınız..

Editör: TE Bilişim