Her şey o zaman 3Y'yle başladı

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu TBMM’deki konuşmasında AKP’den önce Türkiye’nin ekonomik krizle birlikte kaos ortamına düştüğünü ve dönemin hükümeti kaostan kurtulmak için çare olarak Kemal Derviş ve IMF getirdiğini belirtti. Türk ekonomisi toparlanma sürecindeyken erken seçime gidildi ve Adalet ve Kalkınma Partisi seçimi kazanarak iktidar olduğunu belirtti.

AKP iktidara geldiğinde sloganlaştırdığı 3 Y ifadesine atıfta bulunan Nuhoğlu Ne demekti 3Y? Yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele etmek demekti. Yoksulluk ve yolsuzluk bitecek, yasaklar sona erecekti. İlk günden itibaren hızla büyüyen ekonomi sayesinde parayla tanışan kadrolar ortaya çıktı. Takip edilen politika tüketim ekonomisine dayanıyordu, kafalarında yatırım ve üretim yoktu. "Paranın dini olmaz." anlayışıyla varlıklarımız teker teker satılmaya başladığını ifade ederek ülkemizin tüm kazanımlarının elden çıkarıldığını hatırlattı.

Türk Milleti Borçlu Yaşamaya Alıştırıldı

Diğer taraftan, toplumun tüketim alışkanlıkları değiştirilerek borçlandırılmaya ve tüketim çılgınlığına savrulması bankaların öncülük ettiğini belirten Nuhoğlu; “Bankalar öncülük etti; inşaat sektörü patladı; konut kredileri öyle pazarlandı ki müşteri getiren emlakçılara sıfır arabalar hediye edildi, yurt dışında tatillere gönderildi. Daha önce "Tasarruf edilsin." diye ailelere kumbara veren bankalar, kredi kartı vermeye başladı, çocuklara bile ek kartlar verildi. Yeter ki tüketim artsın. Bunun için cazibe merkezleri oluşturuldu; alışveriş merkezleri küçük şehirlere, ilçelere varıncaya kadar çoğaldı. Yeni alışkanlıklar oluştu, ahenk bozuldu. Para yetmeyince bankalar devreye girdi; konut kredisinden sonra, taşıt kredisi, tüketici kredisi, tatil kredisi, eğitim kredisi, hatta bayram kredisinden askerlik kredisine kadar akla gelen her konuda kredi verildi ve nihayet, herkes borçlu oldu.” diyerek Türk aileleri borçlu yaşamayı hayat tarzı hâline getirildiğini belirtti.

3Y ile geldiler, 3Y ile Gidiyorlar

Ekonomik krizle birlikte, sosyal yapı sarsıldı; şiddet eylemleri, aile içi sorunlar, boşanmalar, uyuşturucu alışkanlıklarının yayılması, ahlaki değerlerin çöküşü, ümitsizlik, çaresizlik ve intiharlar vicdan sahibi herkesi yürekten yaraladığını belirten Nuhoğlu “Saray başta olmak üzere, kamuda israf, yolsuzluk, akraba ve partilileri kayırma üst seviyelere çıktı. 3Y'yle, başlangıçta verilen sözlere uygun mücadele edilemedi; tam tersine, yolsuzluk ve yoksulluk çok arttı, bu artışa sebep olanlar zengin oldu. Yasaklar ise alan değiştirerek yaygınlaştı. Sonuç itibarıyla 3Y'yle geldiler, 3Y'yle gitmeye hazırlanıyorlar.” diyerek AKP iktidarının sonunun yaklaştığını hatırlattı.

Meclisin İtibarını Korumak Hepimizin Görevidir

Konuşmasında TBMM’nin itibarını ve kuvvetler ayrılığına değinen Nuhoğlu “Türk milletinin geleceğini kurtarmak için yasama, yürütme ve yargı olarak üç kuvvet üstüne düşen görevleri yapmak zorundadır. Yürütmenin başı Cumhurbaşkanıdır, yargı da Cumhurbaşkanına bağlı gibi çalışıyor. Geriye yasama kalıyor, bu görev Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Peki, bu görevi yerine getirebiliyor muyuz? Kamuoyunda Türkiye Büyük Millet Meclisine güven var mıdır? İtibarını koruyabiliyor muyuz? Türkiye Büyük Millet Meclisine itibar kazandırmak ve yeniden, Türk milletinin güven duyacağı bir konuma getirmek mümkündür. Bu Meclis, İstiklal Savaşı'mızı yöneten, başarılı olan ve Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Gazi Meclistir. Bu Meclisin kuruluş felsefesine ve kurucu iradeye sahip çıkmak ve saygı göstermek her milletvekilinin esas görevi olmalıdır.” dedi.

Milletvekillerine Yemin Hatırlatması

Nuhoğlu ayrıca milletvekillerine sorumluluklarını hatırlatarak “Büyük Türk milleti önünde namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ettik; o hâlde, hiçbir milletvekili, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne kasteden örgütlerle beraber olamaz, olmamalıdır.

Hiçbir milletvekili, hukukun üstünlüğüne uygun olmayan davranışta bulunamaz.

Hiçbir milletvekili, Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı çıkan, hatta hakaret eden kişi veya kuruluşlarla beraber olamaz, olmamalıdır.

Hiçbir milletvekili, 82 milyon vatandaşımızın insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanmasına engel olacak davranışta bulunamaz.

Hiçbir milletvekili, Anayasa'ya sadakatten ayrılamaz, ayrılmamalıdır. Bunları yapabilirsek Türkiye Büyük Millet Meclisine ve siyaset kurumuna güveni artırır, yeniden itibar kazandırırız.” diyerek milletvekillerine yemini ve sorumluluklarını hatırlattı.

Editör: TE Bilişim