CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun TEMA Vakfı Yönetim Kurulu üyeleriyle gerçekleştirdiği toplantıdaki sunumda, Kaz Dağları yöresinde bin 634 tane maden ruhsatı olduğu ve orman alanlarının yüzde 80’inin, koruma alanlarının yüzde 55’nin madencilik faaliyetlerine tahsis edildiği açıklandı. Sunumda maden mevzuatının doğayı ve ormanları korumadığı da ifade edildi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ve yönetim kurulu üyeleri ile toplantı yaptı.

Video konferansla yapılan toplantıda, madencilik mevzuatına ilişkin detaylı bir sunum yapılarak, öneriler dile getirildi. Toplantıda Kılıçdaroğlu'na, Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca eşlik etti.

Kılıçdaroğlu, "Koronavirüs salgını dolayısıyla da doğayı bir daha umarım halkımız keşfetmiş olur. Doğanın ne kadar güzel olduğunu aslında evde kalarak, belki biraz yaşamı sorgulayarak yeniden keşfetmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç yıllardır doğal varlıkları korumak için çalıştıklarını belirterek, madenlerin mücadelelerinin odağında olduğunu açıkladı:

“2000’li yılların başında maden yasalarıyla ilgili mücadele ettik. Arkasından Turgutlu’daki nikel madeni geldi. Arkasından kömür ve bu yaz özellikle Kaz Dağları’na girişimiz oldu.”

Vakıf yöneticileri maden mevzuatıyla ilgili yaptıkları sunumda şu ifadeleri kullandı:

“Maden kanunun 22 kez değiştiğini duyunca kanunla ilgili önerileri inceledik. Maden Kanunu 1954 yılında başlıyor. Bu yıla kadar madencilik politikası millileştirme üzerine. 54’te arama faaliyetleri sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve Türk şirketlerine veriliyor. İşletmelerde ortaklık dengeleri gözetiliyor. Temel kırılma 1984 yılında yaşanıyor. 85 yılında yüzde 100 yabancı sermayenin maden arama faaliyetlerine girmesiyle beraber Türkiye’nin her yerinde sayısız sondajlar açılmaya başlıyor. 85-90 arası yerel ve ulusal basında o kadar fazla arama faaliyetlerine direnen insanlar yer alıyor. Bergama ile beraber mücadele seslerinin duyulmaya başladığı dönemler oluyor.”

‘1634 MADEN RUHSATI VAR’

“Kirazlı’daki altın arama madeni süreciyle beraber hareket yükselince insanlar şunu söylemeye başladı: ‘Burada çok ruhsat var ama biz nereler ruhsatlı, nereler maden alanı hiç kimse bilmiyor’. Biz Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) verileri satın alarak haritalandırma sürecine girdik.  Kaz Dağları yöresi dediğimiz Çanakkale ve Balıkesir’in bir bölümünü içine alan alandaki bütün ruhsatları satın alarak haritalandırdık. Kaz Dağları’nda bin 634 tane maden ruhsatı var ve bu ruhsatları metalik maden kategorisinde.”

‘KAZ DAĞLARI MADEN RUHSAT ALANINDA’

“Orman alanlarının yüzde 80’ni maden ruhsatlarına tahsis edilmiş durumda. Korunan alanların da yüzde 55’i maden ruhsatlı. Kaz Dağları Milli Parkı’nın yüzde 80’i,  Troya Milli Parkı’nın yüzde 10’u, Kaz Dağı Göknarı Tabiat Koruma Alanı’nın yüzde 99.9’u ihale ruhsat alanında. Yani bu alanlara madencilik faaliyeti yapabilmek mümkün.”

“Önemli doğa alanlarının yüzde 95’i, kültür varlıklarının yüzde 66’sı, Çanakkale ve Balıkesir’in tarım alanlarının yüzde 78’i maden ruhsatlarına tahsis edildi.”

“Türkiye’de Toprak Kanunu ile beraber arazi kullanım alanı yapmak zorundayız ancak plan yapmıyoruz. Bu plan şu demek. Araziye bakıldığında nereler tarım, turizm ve maden alanı olacak bunu görüyoruz.”

“Ormanlar madencilik için teşvik alanı gibi görülüyor. Madencilik faaliyetlerinin teşvik edilmesi için 2017 yılında orman izinlerinde indirimler yapıldı. Bu ormanı ağaca, oduna, keresteye indirme yaklaşımı.”

“Kirazlı’da şirket 46 bin ağaç keseceğim dediği yerde 195 bin ağaç kesti. Bunların hiçbiri denetime tabi tutulmadığı için faaliyetlerine devam edecekti eğer toplumsal tepki olmasaydı.”

Kılıçdaroğlu sunumun ardından şu değerlendirmeleri yaptı:

-Anladığım kadarıyla kamudan sağlanması gereken tüm bilgileri sağlayamıyorsunuz. Parti olarak size nasıl katkı sağlayabiliriz? Gülizar Hanım tüm sivil toplum örgütleriyle konuşuyor.

-Kaz Dağları ile ilgili aklımda şu soru var: ‘O kadar ağaç kesildiği zaman kimsenin sesi çıkmadı da adamlar kazma vurmaya başladığı zaman gürültü çıktı.

-Evde kaldığımız zaman ağaç ve çevreyi göremiyoruz. Bizim de doğanın parçası olduğumuzu evde kalarak, yeniden düşünerek sorgulamamız gerekiyor.

Editör: TE Bilişim