Kılıçdaroğlu, gazetelerin Ankara Temsilcileriyle bir araya geldi. “Bir erken seçim çağrısında bulunmuyoruz, böyle bir ortam olduğunu da düşünmüyoruz” diyen Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Seçimden önce sormuşlardı, ben erken seçimin doğru olmadığını, toplumun seçimlerden bunaldığını da ifade etmiştim. Ama Erdoğan şöyle bir cümle kurmuştu: “Her şeyin sorumlusu benim. Ekonominin, atamaların sorumlusu benim”. Son anayasa değişikliği ile tek adam rejiminin doğal sonucu olan her şeyin sorumlusu pozisyonunda olduğunu itiraf etmişti. Dolayısıyla Erdoğan’ın ülkeyi sağlıklı yönetmesi, kırılganlıkları azaltması, işsizliği azaltması gerekir. Bunları yapmak için Erdoğan ne yapacak, hangi kararları alacak bilmiyoruz.”

Erdoğan’ın konuşma metnini okuduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Gerilimi yaratan, sonlandıracak olan da kendisidir. Ama Erdoğan’ın dakikası dakikasına uymuyor. Olaylardan çok hızlı etkileniyor. Olayları sağlıklı değerlendirmek, onları süzmek, istişare etmek, konuşmak yerine, bireysel tepki vererek gerilimin dozunu yükseltiyor” dedi.

‘Yaparlarsa alkışlarız’

Erdoğan’ın ve damadı Berat Albayrak’ın ekonomik konularda verdikleri sözleri yerine getirmelerini beklediklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yaparlarsa alkışlarız. Yapamazsa bunun bir sorumluluğu var. Özel erken seçim talebimiz söz konusu değil. Tam tersine belediye başkanlarımızın önümüzdeki süreçte vaatlerini yerine getirerek sorumlu birer politikacı olduklarını kamuoyuna göstermelerini istiyoruz. Özellikle CHP’li belediye başkanlarının verdikleri sözleri yerine getiren bir profil çizmelerini istiyoruz. Toplum iki kesimi de bir arada değerlendirebilsin. Bu tablonun ortaya çıkması için erken seçim olmaması lazım” diye konuştu.

‘Tarihe geçer’

Kılıçdaroğlu, kazanmalarına karşın bazı HDP’li belediye başkanlarının KHK’den ihraç edilmeleri nedeniyle mazbatalarını alamamalarına ilişkin “Bu karar demokrasiye, hukuka aykırıdır” dedi. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’a bu bölgelerde seçimin yenilenmesi çağrısı yapmak ister misiniz?” sorusuna, “Erdoğan bunu yaparsa demokrasi tarihine geçer” yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, İYİ Parti ile yapılan işbirliğinin bürokrasi boyutuyla belediyelerde sürmesinin söz konusu olmadığını dile getirerek şunları kaydetti:

“Seçimler sırasında işbirliğimiz oldu. Ama bunun yönetimlere yansıyacağını sanmıyorum. Meral Hanım’la yaptığımız görüşmelerde de kendisi liyakate dayalı bir yönetim oluşturmalarını istedi. Dolayısıyla partizanlığa yol açan, sadece partililerin olduğu bir belediye yönetimini doğru bulmuyoruz.”

CHP’li belediyeleri genel merkez olarak yakından izleyeceklerini de dile getiren Kılıçdaroğlu, “Biz belediye başkanlarımızdan genel merkezin istediği bilgileri sürekli olarak aktaracak bir görevli olmasını isteyeceğiz. Verilen sözlerin yerine getirilip getirilmeyeceğini kontrol edeceğiz” dedi.
Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarımıza “Sakın ola ki enkaz devraldık edebiyatı yapmayın. Bu göreve talip olduysanız, gereğini yapacaksınız” dediklerini belirterek, “Baştan ağlaşma, ‘mahvolduk, ben nasıl yöneteceğim’ diye bir atmosfere asla gelmeyeceğiz” dedi.

‘Kopyalama normal’

Kılıçdaroğlu, soru üzerine, İmamoğlu’nun “belediyedeki verilerin kopyasını almasının da normal olduğunu” söyledi. Kılıçdaroğlu, “Musakka-antrikot konusunu izleyebildiniz mi” sorusuna da gülerek, “Yemekle aram iyi değil” yanıtını verdi.

Yerel seçimler sonrasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş'tan ünlü edebiyatçılarımızın heykelinin yapılmasını istediğini söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart Yerel Seçimleri sonrası Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'nın da içinde olduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "kızgın demiri soğutmak gerekir" sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "gerilimi yaratan kendisidir, sonlandıracak olan da kendisidir" dedi.

1989’da yerel iktidara gelip, beş yıl içinde İSKİ skandalı başta olmak üzere bir anda heba olmasını istemediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, belediyeler ile Genel Merkez arasındaki irtibatı sağlamak üzere bir irtibat görevlisi tayin edilmesini istediğini belirtti.

Genel Merkez’de de bir denetim mekanizması kurulacağını da ifade eden Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “demiri soğutmak gerekir” ve “Türkiye ittifakını sağlamalıyız” yaklaşımlarına olumlu bakarak, “Milli konularda ittifak yapmak zorundayız” dedi.

Kılıçdaroğlu, Belediye başkanlarına, “devri sabık yaratmayacaksanız” ve “enkaz edebiyatı yapmayacaksınız” talimatı verdiğini de bildirdi.

Kılıçdaroğlu bu aşamada yeni seçilen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a Ankara ile ilgili öneride bulunduğunu da dile getirdi.

İstanbul sanılmasına karşın, sanatçıların ağırlıklı bölümünün Ankara’da yaşadıklarına dikkat çekti ve Yavaş’a önerisini şöyle açıkladı:

“Mansur Beye (Yavaş),Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Şinasi ve Rıfat Horozcu’nun fötr şapkalı meşhur fotoğrafını gösterdim ve bunun heykelinin yapılmasını önerdim. Melih Cevdet Anday da o fotoğrafa çok güzel bir şiir yazmıştır.”

Kılıçdaroğlu'nun bu önerisini kabul eden Mansur Yavaş, heykelin yapımı için söz vermiş.

"ERKEN SEÇİM OLMAMALI"

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Siz şartlar oluşursa erken seçimin de olabileceğini söylediniz. Bu bir erken seçim çağrısı mıydı?

Erken seçim çağrısında bulunmuyoruz; öyle bir ortamın olduğunu da düşünmüyorum. Seçimlerden önce de erken seçimin doğru olmadığını toplumun bunaldığını ifade etmiştim. Erdoğan şöyle bir cümle kurmuştu, ‘ekonominin sorumlusu benim, her şeyin sorumlusu benim’ demişti. Her şeyin sorumlusu olan Sayın Erdoğan’ın ülkeyi sağlıklı yönetmesi, ekonomideki kırılganlıkları azaltması, işsizliği azaltması temel hedefleri olmalı. Erdoğan ne yapacak bilmiyoruz, hangi adımları atacak bilmiyoruz. 100 Günlük Eylem Planı diyebilirsiniz ama, 100 günlük eylem planının içi boş. Ekonomi konusunda sağlıklı kararlar alamıyorlar, bunu tüm dünya görüyor. Temel nedeni devlette liyakat sistemi çöktü. Bürokraside liyakat değil, sadakat, partililik esas alındı. Bunların, Türkiye’yi sorunları doğru okuma, sağlıklı okuma, teşhis koyma kapasitesi yok. Kapasitenin yeniden olması için liyakat sistemi geri gelmeli.

"GERİLİMİ AZALTACAK KENDİSİ"

Erdoğan gerilimsiz Türkiye istiyor. Bugüne kadar seçim öncesi de seçim sonrası da gerilimin olduğu Türkiye’yi doğru bulmadım. Gerilimi yaratan kendisidir, sonlandıracak olan da kendisidir. Ama Erdoğan’ın günü gününe dakikası dakikasına uymuyor. Olaylardan çok hızlı etkileniyor. Etkilendiği olaylarla da gerilimin dozunu yükseltiyor. Böyle bir alışkanlığı var. Erdoğan’ın, milletvekili seçimi öncesi verdiği sözü ortada duruyor; ‘bunların sorumlusu benim çözeceğim’ demişti. Damat beyin (Berat Albayrak) de 2,5 milyona iş bulma sözü vardı. O sözü yerine getirmesini bekliyoruz. Erdoğan, ‘Türk Lirası değer kazanacak, ekonomi rayına oturacak’ demişti; yapmasını bekliyoruz, yaparsa kendisini alkışlarız. Yapamazsa bunun herhalde bir sorumluluğu var, onu da kendisi yerine getirecektir diye düşünüyorum.

"ÖNCE VAATLERİNİ YERİNE GETİRSİNLER"

Bizim için bir erken seçim söz konusu değil. Biz tam aksine belediye başkanlarımızın vaatlerini yerine getirmesini, vaatlerimizi verdik ve yerine getirdik diye toplumun önüne çıkmalarını istiyoruz. İktidar verdiği sözünü yerine getirmezse, yerelde iktidar olanların sözlerini yerine getirmesini istiyoruz. Toplumun iki farklı profili görmesini istiyoruz. Bu tablonun ortaya çıkması için de erken seçim olmaması lazım diyorum.

"KHK’LILAR KARARI DEMOKRASİYE AYKIRI"

YSK’nın KHK’lılara mazbata verme kararına itirazı da ret etti, bunu nasıl yorumlarsınız?

YSK’nın KHK ile görevine son verilen kişilerin seçime girmesini kabul etmesi, sonra ‘siz kazandınız, ama kazandıktan sonra size vermeyeceğiz bu işi, siz belediye başkanı olamazsınız’ gibi bir karar verdi. Bu karar demokrasi ve hukuka aykırıdır. Kişilerden bağımsız olarak söylüyorum. Hangi partinin adayı olursa olsun, hukuk öngörülmesi gereken alandır. Sürprizlere kapalıdır, yasaların gereği yerine getirir. Böyle bir tablo aydınların siyasetçilerin doğal kabul etmesi gereken bir tablo değildir. YSK şunu yapabilirdi; ‘ben sizi kabul ettim ama hata yapmışım, dolayısıyla ben bu seçimi yeniliyorum’ diyebilirdi. Daha adaletli bir davranış olabilirdi. Bu ileride Türkiye’nin yüksek tazminatlar ödemesine neden olacak bir durumdur. Çünkü bu kişiler gidip haklarını arayacaklardır. Yasa dışı kuralların uygulandığı bir Türkiye tablosu tüm Dünyanın önüne konulacaktır.

"ERDOĞAN DEMOKRASİ TARİHİNE GEÇER"

Bu konuda Erdoğan'a bir çağrınız var mı? AKP’liler KHK ile ihraç edilenlerin yerini aldı. Onlar eğer istifa ederlerse seçime gidilir…

Erdoğan sizin söylediğiniz bir hareketi gerçekleştirirse demokrasi tarihine geçer. Ben YSK’nın kararını adil bulmuyorum ama AK Partili görevlendirenler istifa ederse, yolu Erdoğan açarsa farklı ve güzel bir tablo ortaya çıkar.

Evet, 10 maddede medya yok. Yerel yönetimler TV kanalı kuramıyor. Onların medya ile ilişkileri bağımsız ve tarafsız olmalı. Medyanın desteklenmesi, haberlerin sürekli okunuyor olması lazım. Haklı haksız eleştirilerin dikkate alınıp gözden geçirilmesi lazım. Özel bir gazete çıkarmak, mesela İstanbul doğru bulmuyorum.

Olağanüstü kurultay da demokratik çağrılardı. Bu süreçte böyle bir çağrı yapılır mı yapılmaz mı bilmiyorum. O takdire hep saygı gösterdik. Yine gösteririz.

Siz kurultay düşünüyor musunuz?

Zaten belli bir süre sonra yapacağız. Az kaldı.

BELEDİYELERE İRTİBAT GÖREVLİSİ

Bundan sonra bu on ilkeye belediye başkanlarımız ne kadar uyuyor bunları izleyeceğiz. Belediye başkanımız yoğun olacaktır. Onun yetkilendireceği bir kişi olanları takip etmemiz yani sözlerin ne kadar yerine getirildiği için onunla temasla olacağız.

Kaybettiğimiz belediyeler var. Giresun, Zonguldak; kıl payı kaçırdığımız Bursa gibi. Yüreğimde yaradır Bursa. Bunları masaya yatıracağız. Biz MYK olarak değerlendireceğiz.

Belediye başkanlarımız seçildi, hepsi keyifli, sıcak mesajlar veriyor. Vatandaşlar mesajlardan memnun. Görev yeni başladı. Asıl bundan sonra çalışmak gerekiyor. Verilen sözlerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Örneğin yoksul mahallelere kreş açılacak. Bunun yapılması izlenmesi gerekiyor.

Örgütlerle ilgili sorunlarımız da var. Kaybettiğimiz yerlerde örgütün kusuru var ise bakacağız, belediye başkan adayımızın kusuru var ise bakacağız, soğukkanlı değerlendireceğiz.

"BELEDİYELER İSTİHDAM YARATMALI"

İşsizlik için belediyelerinizin bir çözümü olacak mı? S-400 konusunda Milli Savunma Bakanı Ankara ve İstanbul’u koruyacak dedi. Oysa daha önce İran ve Suriye’ye karşı denmişti. Çelişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Belediyeler yatırımla istihdam yaratmalıdır. Bunu yapıyor belediyelerimiz kooperatifler aracılığıyla zaten yapıyor; İzmir, Aydın, Eskişehir gibi. Belediyenin her yatırımı zaten istihdam yaratır. Mesela kreş, açtığınızda zaten 15 kişiye yakın çalıştırmanız gerek. Bu şu anlama gelmesin bizim belediyeler tüm işsizlik sorununu çözecek.

Mesela Seyhan Belediyemiz en büyük meydanı yaptı; demokratikleşmenin olduğu, insanların düşüncelerini ifade ettiği alanlar CHP’li belediyelerin olduğu alanlardır. Meydan açmak sıradan bir iş değildir, etrafında yirmi otuz kahve açılacaktır. Onlarca yüzlerce genç çalışacaktır. Kentin enerjisini boşaltacağı yerdir.

MERKEZDEN DENETİM

CHP’nin sosyolojik tabanının uzun yıllardır belediyelerde, kamuda işe girme konusunda sıkıntıları vardı. Belediye başkanlıklarını alarak onlar açısından bir umut olarak bakıyor musunuz? Tabandan gelen talepleri nasıl kontrol edeceksiniz? İSKİ skandalı siyasi değil, bürokratik kadroların işiydi. Kendi bürokratlarınızı belediyelerde nasıl kontrol altında tutacaksınız? İmamoğlu’nun hafta sonundaki mitingine katılacak mısınız?

Yeni talepler elbette gelecektir, değerlendirilir bakılır. Gerçekten bilgisi yönetim anlayışı daha mükemmel ise partizanlık yapmayacaksa alınır. Ama siyaseti belediye başkanı yapacak. Bürokratlar talimatı yerine getirmiyorsa kusura bakmayın diyecek. Merkezden bütün belediyeleri denetleyeceğiz. Bağımsız bir denetim istiyoruz.

Yeni alanlar çıkar, emekli olan olur, görevinden ayrılan olur. Türkiye’de çok iyi yetişmiş kadrolar var. Bürokraside şu an çalışan nitelikli isimler var. Bunlara da fırsat vermek gerekiyor. Alan boşalırsa liyakatli isimlerin oturtulması lazım…

"GEÇMİŞ HATALARA DÜŞMEYECEĞİZ"

Geçmişteki hatalara yeniden düşmek istemiyoruz. Bu konuda çok dikkatliyiz.

"İMAMOĞLU ŞENLİĞİNE GİTMEYECEĞİM"

Ekrem Bey miting yapmıyor, şenlik yapacak; katılmayacağım. Kendi aralarında oturup eğlenecekler. Daha sonra ziyaretine gideceğim.

Diğer partiler kampa girdi, sizin de belediye başkanları ve il başkanları ile kampınız olacak mı?

Haftaya cuma günü büyükşehir belediye başkanlarımızı davet ettik. Onlarla ön görüşme sonra tüm belediye başkanlarımızla görüşme yapacağız.

Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Belediyesi’nin dijital alt yapısını kopyalatmasının nedenini biliyor musunuz? İşe gelmeden maaş alan belediye çalışanları olduğu iddiası doğru mu?

Böyle bir bilgi gelmedi. Ama hiçi denetlenmeyecek değil; haksızlık var ise usulsüzlük var ise işlem görmeyecek anlamına gelmiyor. Mesela eski belediye başkanına bir araç tahsis edilir ama üç tane beş tane ise bu olmaz. Biri kalsın diğerlerini iade edin denir. Başkan hukuk içinde yapılaması gerekeni yapacak, yapmazsa suç işler. Bunu yaparken kin ve öfke ile değil. Öyle bir anlayış doğru olmaz zaten.

Yolsuzluğa tabii ki izin vermeyeceğiz. Ama denetim olacaksa uzmanı gelecek.

"BELEDİYELERİ DEVLET DENETLEMELİ"

Belediyelerin iktidar tarafından sıkı denetim altına alınmasından söz ediliyor…

Devir teslimler yerel yönetimlerle ilgili. Yerel yönetimler idari mali açıdan özerk kuruluşları. Ama merkezi yönetimin denetimi altında. Bu denetimlerin tarafsız olması lazım. Hangi partiden belediye başkanı olursa olsun, bağımsız bir denetim kuralları olan, Sayıştay gibi kuruluşlar olması lazım. Bunların belli aralıklar denetlenmesi lazım. Hepsine aynı şekilde yürümesi lazım. Geçmişteki hata şu idi, iktidar kanadında ise belediye hiç denetlenmiyordu. Savurganlık, göreve gelmeden maaş alma ortaya çıkıyordu. Bütün denetim diğer belediyeler üzerinde idi. Biz tüm belediyelerin yasalar çerçevesinde denetlenmesinden yanayız.

"MİLLİ KONULARDA İTTİFAK OLUR"

Cumhurbaşkanı’nın Türkiye İttifakı çağrısına ne diyorsunuz?

Türkiye milli konularda ittifak yapmak zorundadır. İttifak arayışında olanlar yönetenlerdir, onların olması lazım. İttifakın önünü tıkayanlar kim onlardır. Bizler değiliz.

Belediyelerde sendika değişimi konusundaki eleştirilere ne diyorsunuz?

Kişiler kendi istekleri ile istedikleri sendikaya üye olabilirler. Memur-Sen’i sendika olarak görmüyoruz. İktidar sendikası. İktidar gittiği zaman bu sendikanın dağılacağını herkes biliyor.

"HAKİMLER VARSA İPTAL OLMAZ"

Seçim iptal edilirse sokak karışır mı? Bir kaos ortamı yaratır mı?

Türkiye de hakimler var ise iptal edilmez… YSK’da da Yargıtay ve Danıştay’dan gelmiş hakimler var. Benzer konularda daha önce vermiş oldukları kararlar var. İptal edilmeyecek ki sokak hareketlensin. Arzu edenler olabilir. Hukukun kırıntısı kaldıysa iptal edilmezi. İptal edilecek bir durum yok. Bir sayıldı, iki sayıldı, her şey yapıldı. Hiçbir seçimde yapılmayan tüm yollar denendi. Her yolun sonunda da İmamoğlu çıktı. Nesini iptal edilecek? Niye iptal edilsin.

"BENİ ÜZEN BAHÇELİ SUSKUNLUĞU"

Tank Paleti Fabrikası ile ilgili iddianızın ardında mısınız? Sözcü Gazetesi ve yazarlarının FETÖ ile suçlanmasına ne diyorsunuz?

Tank Paleti Fabrikası’nın peşini bırakmayacağız asla… Umarım sendikalar da bırakmazlar. Beni asıl üzen Sayın (Devlet) Bahçeli’nin suskunluğu.

Editör: TE Bilişim