MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın son günlerde gündeme gelen Sedat Peker hakkında ajan suçlamasında bulunarak, Ceza Hukuku Profesörü Prof. Dr. Ersan Şen'in Peker'in açıklamalarının araştırılmasını istemesine sert tepkide bulundu.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Ceza Hukuku Profesörü Prof. Dr. Ersan Şen'i HDP'ye yönelik kapatma davası hakkındaki açıklamaları ve Sedat Peker'in dile getirdiği iddialarının araştırılması gerektiğine ilişkin sözleri nedeniyle hedef gösterdi.

MHP'li Semih Yalçın, bir televizyon programındaki açıklamaları bahane ederek hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen'i hedef gösterdi.

SEDAT PEKER TEPKİSİ

Ersan Şen'in Sedat Peker'in açıklamalarının araştırılmasını istemesine de karşı çıkan Yalçın, şu ifadeleri kullandı:

"Ersan Şen’in mesleki birikimine güvenerek siyaset kurumuna ayar vermeye cüret ederken yediği herzelerden biri de, eline yabancı servisler tarafından dosya tutuşturulan bir suç örgütü liderinin Türkiye’nin istikrarını hedef alan iddialarının teker teker araştırılmasını istemesi."

Semih Yalçın'ın sosyal medya hesabından kullandığı ifadeler şöyle:

"Bir zamanlar adalet terazisi insaf, vicdan, hakkaniyet ve aklıselimle tartan ceza hukukçusu Ersan Şen’de son zamanlarda fikrî ve ilmî mürtedlik alametleri gözleniyor.

E. Şen’de; âdeta FETÖ’nün sihirli asası değmişçesine, bölücü başının selamı gelmişçesine hükümet ve Cumhur İttifakı aleyhtarı bir söylem ve tavır değişikliği var.

E. Şen, HDP’nin kapatılması istemiyle yeniden dava açılması tartışılırken; parti kapatmaya karşı olduğunu hukuki gerekçelerle değil, sudan bahanelerle ortaya koydu. İhanetin ve bölücülüğün acentesi olan HDP’nin kapatılmasını istemediğini böylece ikrar etmiş oldu.

E. Şen, parti kapatmanın bir işe yaramayacağı tezine hukuki ve vicdani dayanak bulamayacağı için, siyasi mugalatalara başvurdu. Türk vatandaşlarının birliğini, devletin bekasını Anayasa temelinde müdafaa yerine açıkça millet ve devlet düşmanı HDP’nin avukatlığına soyundu.

Ceza hukukçusu E. Şen, aynı muzır kanalda birkaç gün önce de organize suç örgütü elebaşının dile getirdiği uçuk iddialar konuşulduğu sırada “Yargı bağımsızlığı tam olarak uygulanabilseydi Türkiye’nin temiz siyaset sorunu olmazdı.” dedi.

Oysaki bu ifade, yargının FETÖ tasallutu atında olduğu 2016 öncesi dönem için geçerli. Bugünkü yargı sisteminin bağımsız olmadığını ileri sürenler, FETÖ’yü temize çıkarma çabasındaki iş birlikçi ve destekçilerdir.

Gerek yargıda gerekse devletin bütün kurumlarına yuvalanan FETÖ’cüler 15 Temmuz 2016’dan sonra birer birer temizlendi ve kalıntılarının da temizliği titizlikle sürdürülüyor.

Ersan Şen’in mesleki birikimine güvenerek siyaset kurumuna ayar vermeye cüret ederken yediği herzelerden biri de, eline yabancı servisler tarafından dosya tutuşturulan bir suç örgütü liderinin Türkiye’nin istikrarını hedef alan iddialarının teker teker araştırılmasını istemesi.

Her önüne gelenin dillendirdiği ipe sapa gelmez iddia ciddiye alınsa, asıl o zaman ne temiz siyaset ne de yargı bağımsızlığı kalır. Türkiye gibi güçlü bir ülkede, göbek taşında ısıtılan hamam koğuculuğuna rahmet okutan sefil dedikodular ciddiye alınarak iş görülmez.

Yurt dışında yüzlerce kaçak FETÖ firarisi ve PKK militanı bulundukları ülkelerde sosyal medya üzerinden başka binlerce temelsiz iddia ortaya atsa hepsini araştıracak mıyız?

9. Yargı erki ve siyaset kurumu arasındaki ilişkiler açısından asıl endişe duyulması ve araştırılması gereken şey, Ersan Şen gibi hukukçuların FETÖ ve HDPKK propagandalarına alet olmasıdır."

Editör: TE Bilişim