Mete Sönmez / Habererk / Muğla

Son olarak kimliği belirsiz bazı kişilerce, “MUĞLA DEVRİMCİLERİ” adı ile yayınlanan bir bildiri ise dikkat çekti. Bildiride 80 öncesi yaşanan olaylar nedeniyle Behçet Saatcı hedef gösteriliyor.
Bildiride şunlar söyleniyor; "31 Mart 2019 yerel seçimlerine sayılı günler kala özellikle Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı için artan rekabeti yakından gözlemlemekteyiz. Bugün Bağımsız Aday olarak karşımıza çıkan ancak yaşamı Ülkücü hareket içinde geçen Behçet Saatcı, Muğla seçmeninden oy istemektedir. Bu süreçte sol kimliğini ve siyasi hafızasını kaybederek Behçet Saatcı’ya destek verenleri üzüntü ve kaygı ile izlemekteyiz.

Muğla’nın devrimci hafızasında geçmişin yaralarını taşıyanlar, devrimci mücadeleden gelenler var. Ülkücülerle ve faşistlerle mücadele eden devrimciler var. Acısını içine gömen analar, babalar, ötesinde aileler var. İstanbul’da öldürülen ve cesedine bile ulaşılamayan Muğlalı Mükremin Meşeli var. Dövülerek öldürülen Bozarmutlu İbrahim Kocakarın var.

Ankara’da katledilen Göktepeli Emin Arslan var. Yine aynı şekilde Trabzon’da katledilen, Bayırlı Güner Ekiz var. Muğlalı Doktor Baki Ünlü var. Mustafa Sarı var, İzmir’de vurularak öldürülen. Fethiye Kapıkargın’da işkenceyle öldürülen Ulalı Mehmet Karaduman var. Ve Antep’te vurulan Muğlalı Korkut Söğüt var. Tüm bunları unutanlara hatırlatmak isteriz. Solun dolayısıyla devrimcilerin kalesi olan Muğla’da demokrasi dekoru ve halk ittifakı söylemiyle kuzu postu giyen Behçet Saatcı’ya Muğla’da geçit vermeyeceğimizi, bu toprakları ülkücü ve faşist zihniyete teslim etmeyeceğimizi kamuoyuna duyururuz. MUĞLA DEVRİMCİLERİ"

İTTİFAK ORTAKLARI SESSİZ
Bilindiği üzere Muğla’da CHP ve İYİ Parti Büyükşehir Belediye Başkanlığı konusunda anlaşmış ve CHP’li mevcut başkan Osman Gürün’ü ortak aday olarak göstermişti. İki parti 6 ilçede de birlikte seçime girme kararı almıştı. 
Her platformda İYİ Parti’nin de adayı olduğunu belirterek Ülkücülerden de oy isteyen Osman Gürün’ün yanı sıra, Ülkücü tabanın ağırlıkta olduğu İYİ Parti’den, Behçet Saatcı’nın şahsında Ülkücülere yönelik yapılan hakaret dolu bu paylaşıma ise hala hiçbir tepki gösterilmemesi ise şaşkınlık yarattı.

HABERERK TEMSİLCİSİ METE SÖNMEZ'İN KONU İLE İLGİLİ YAZISI

KLAVYE DEVRİMCİLERİ

Geçtiğimiz günlerde kimliği belirsiz olan ancak kendilerini “Muğla Devrimcileri” olarak adlandıran ama “Klavye Devrimciliği”nden öte gidemeyen bir grup soytarıdan bir akıllara zarar bir açıklama yayınlandı. Açıklamada, 1980 öncesi yaşanan süreç hatırlatılıyor, o süreçte hayatını kaybeden bazı isimler belirtiliyor, tüm bu sürecin suçlusu olarak Behçet Saatcı gösteriliyor. Birçok itham ile Saatcı’ya oy vermenin Muğla’yı faşist zihniyete teslim edeceği belirtiliyor. Bildirinin tamamını okuyunca, Muğla’nın geleceğine yönelik doğru bir yere temas etmiş bir tek kelime görmüyorsunuz. Tek gördüğünüz nefrete, kine ve kavgaya çağrı.

Yazıda insanların siyasi düşüncelerdeki farklılığı yüzünden yeniden kanlı-bıçaklı olmaya adeta bir çağrı yapılırken, tamamen ayrıştırıcı ve yeniden kavga edin tarzı bir çağrı çıkıyor karşımıza. Sözde bildiriyi okuduktan sonra, “Herkesin Başkanıyım” diyen, Ülkücüler ve İYİ Partililerin de aralarında olduğu Tüm Muğlalılardan oy isteyen, “Ben kimse ile kavga etmem, herkesi kucaklarım” diyen mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan yazıyı eleştiren, tepki gösteren ve kınayan bir açıklama bekledim. Ama nafile çıt yok. Yine Belediye Başkan adayları için İYİ Partilerle beraber oy isteyen CHP’li yetkililerden ses duymak istedim, yine çıt yok. Çıtı bırakın paylaşanlar bile var!

Olayın tabi birde hafıza yönü var. “Klavye Devrimcileri” yakın geçmişi unutmuş olsa gerek. Hatırlatalım.

1999 yılı. Sol’un TBMM’deki tek temsilcisi olan Bülent Ecevit’in önderliğindeki DSP, Ülkücü MHP’yi ve yine orta sağdaki ANAP’ı alarak koalisyon kurdu. Birçok Bakanlık MHP’ye verildi.

Sonraki süreçte dağılan DSP sonrası Sol’u temsil eden CHP ile MHP pek çok açıda aynı noktada hareket etti.

Yakın tarihe bakalım. 2014 yılı. Sağ cenahtan sonraki süreçte de MHP’den Milletvekili Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP ve MHP’nin ortak adayı olarak Cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. Ortak mitingler düzenlendi, Ekmek için Ekmeleddin denildi.

Yine 2014 seçimleri. 3 dönem üst üste MHP’den Beypazarı Belediye başkanlığı yapan ve Ülkücü kimliği ile tanınan Mansur Yavaş CHP’nin Ankara adayı oldu.

Yakın zamana dönelim. MHP’den ayrılan Ülkücülerin ağırlıkta olduğu İYİ Parti kuruldu. Seçimlere katılması belirsiz olan İYİ Parti için CHP’den tarihi bir hamle geldi. 15 CHP’li Milletvekili İYİ Parti’ye gönderildi. CHP tabanında dahi bu hareket büyük alkış aldı.

Son Milletvekili seçimleri. CHP, Ülkücülerin ağırlıkta olduğu İYİ Parti’nin yanı sıra, 80 öncesi kanlı-bıçaklı olduğu orta sağın temsilcisi Demokrat Parti ve Saadet Partisi ile ittifak yaptı. Bırakın Muğla’yı, Türkiye çapında yapılan bu politikalar sonucu “Muğla Devrimcileri” hiç “Ülkeyi faşistlere teslim etmeyeceğiz” tarzı bir açıklama yapmadı.

Ama “Muğla Devrimcileri”nden bu yazdıklarım için bugüne kadar bir açıklama duyamadık. Geçmişi bırakalım.

CHP ile İYİ Parti’nin ortaklığı devam ediyor. Ülkücü bir isim olan olan Mansur Yavaş yine Ankara’dan CHP’nin ve İYİ Parti’nin ortak adayı. Yine hemen yanımızdaki Denizli ve birçok ilde CHP ve İYİ Parti’nin ortak adayı olarak İYİ Parti’nin adayı seçimlere giriyor. Muğla’da 6 ilçede CHP ve İYİ Parti tek çatı altında seçimlere giriyor.

Muğla’da anlaşılamayan ilçelerde ittifaka dahil olsaydı Fethiye’de Saatcı İYİ Parti adına, Muğla’da da büyük ihtimal Ülkücü olduğu bilinen Mehmet Tosun CHP çatısı altında ortak aday olacaktı. Tüm buralarda Ülkücü kökenli isimlere oy vermekte sorun yok!

Şu anki Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, CHP ve İYİ Parti’nin ortak adayı. Gürün için İYİ Parti’deki Ülkücülerin oy vermesinde de sorun yok!

Ama herhangi bir parti logosu altında yer almadan Bağımsız olarak seçimlere giren, 4 dönem yönettiği Fethiye’de yaptığı Belediye Başkanlığında en yakın çalışma arkadaşı dahi Solcu olan Behçet Saatcı’ya oy vermek ise çok büyük sorun.

İşin aslı ne biliyor musunuz. Asıl sorun, bu yazıyı yazan, paylaşanlar ve susanlarda var.

GÜRÜN, ETİK’LİK VE HEP BANA!

CHP ve İYİ Parti’nin ortak Büyükşehir Adayı Osman Gürün geçtiğimiz gün bir televizyon programın katıldı. Gürün hangi partinin adayısınız sorusuna “Ben ittifak adayıyım” dedi ve İYİ Partililerin bir başka adaya oy vermesinin etik olmayacağını söyledi.

Yine programda CHP’nin Bodrum Adayı Ahmet Aras ile seçim çalışmasına katıldığını söylerken, “Ahmet Aras seçilirse ne olur, diğerleri seçilirse ne olur onu anlatıyorum” dedi.

Ancak aynı Gürün, Aynı programda ittifak ortağı olan İYİ Parti’nin adayı Mehmet Tosun’un, Miting düzenlemesi halinde katılır mısınız yönünde sorulan soruda ise, “Ben İYİ Parti’nin adayı değilim. CHP’nin ortak adayıyım” dedi ve Tosun’un mitingine katılmasının etik olmayacağını söyledi.

Kısaca, CHP ve İYİ Parti’nin ortak aday olan ancak İYİ Parti’nin adayı olmayıp CHP’nin adayı olan Gürün’ün, CHP’nin adayının toplantısında seçim çalışması yapması Etik, ama İYİ Parti’nin adayının mitingine katılmak Etik değil. Sonuç olarak ise İYİ Partililerin Osman Gürün harici bir aday oy vermesi ise asla ve asla Etik değil. Yani “Rabbena, hep bana”


 

Editör: TE Bilişim