Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da PKK sempatizanı Alman milletvekili ile görüşmesine tepki gösterdi. “Ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini savunmak, yeni bağlantılar kurmak, var olan ilişkilerimizi güçlendirmek, geleceğimizi inşa etmek için çalışırken ana muhalefetin başının da boş durmadığını gördük” diyen Erdoğan, “O da çalışıyor, çok gayretli ama bu zat genellikle hep aynı ülkeye, Almanya’ya ve Avrupa’daki birkaç ülkeye gidiyor. Ne zaman bir seçim olsa soluğu Almanya’da alan bu zat, son seyahatinde de bir takım toplantılara katılmış, bir takım kişilerle görüşmüş. Ama katıldığı toplantılara, görüştüğü kişilere baktığımızda karşımıza bambaşka bir manzara ortaya çıkıyor. Programlarının neredeyse tamamının basına kapalı olarak gerçekleşmesi, bu geziyi daha ilginç hale getirdi.

Federal Mecliste görüştüğü milletvekilleri tüm siyasi hayatlarını, ekranları başında bizi izleyen milletimize özellikle sesleniyorum, CHP’ye gönül veren halkıma özellikle sesleniyorum; tüm siyasi hayatlarını Türkiye düşmanlığına adamış, ülkemize saldıran terör örgütlerine olan yakın ilgileriyle tanınan isimlerle görüşüyor. Ellerinde terör örgütlerinin paçavralarıyla Almanya’nın Federal Meclisinde kürsüye çıkanlarla beraber fotoğraf karelerinin içinde olduğunu görüyoruz. Kılıçdaroğlu’nun buluştuğu, birlikte poz verdiği milletvekillerinden biri de ismini ağzıma almak istemiyorum; güya ülkemiz kökenli bir Alman milletvekili. Bu kişi PKK’yı Almanya’da terör örgütü listesinde çıkartmak için mücadele vermesiyle tanınıyor. İsmini anarsam değer vermiş olurum.

Kendisi, PKK uzantısı tüm kuruluşların Almanya’daki toplantıların başmisafiri ve konuşmacısıdır. Bu şahıs Almanya’nın meclisinde PKK’nın Suriye kolu YPG bayrağı açacak kadar fanatik terör örgütü yandaşıdır. Aynı kişinin bir diğer özelliği de, bu ülkede ne zaman Türkiye ile ilgili bir konu gündeme gelse hemen mikrofonlara yönelip aleyhimizde zehir zemberek açıklamalar yapmasıdır. Kılıçdaroğlu’nun böyle karanlık sicile sahip Alman milletvekili ile ne konuştuğunu merak ediyoruz. CHP Genel Başkanının, Almanya’da buluştuğu diğer siyasetçiler olan onların da isimlerini vermek istemiyorum, onların da sicilleri aynı. Her ikisi de kamuoyunda terör örgütü PKK’nın en önde gelen destekçileri olarak biliniyor.

Kılıçdaroğlu’nun CHP Berlin Birliği Üyeleri ve Alman gazeteciler ile kapalı kapılar ardından yaptığı konuşmalarda ülkemiz aleyhine neler söylediğini tahmin ediyoruz. Bu zatın katıldığı ve medyaya açık olan paneldeki konuşması da neyse son anda televizyon kameraları ve gazeteciler dışarı çıkartılarak onu da kamuoyundan gizlediler. Onu da açık yapsaydın, niye gizledin. Bu panelde PKK sempatizanlarının yanı sıra FETÖ’nün Almanya’daki sözcüsü olarak bilinen bir isminde yer alıyor olması dikkat çekicidir. Her ne kadar medyaya kapalı olsa da Kılıçdaroğlu’nun bu panelde bir süre önce şahsımızın Almanya’ya yaptığı resmi davete olan tepkisini dile getirdiği anlaşılıyor. Açıkla Kılıçdaroğlu, çekinme, niye çekiniyorsun. Görüldüğü gibi bu zat Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında da siyasetini tamamen ülkemize ve milletimize husumet üzerine kurmuş durumdadır. Bunlar sana bir şey getirmez, sana bir şey sağlamaz. Zaten bu yerel seçim, hiç sağlamaz.

Genel seçimlerde zaten sana oralardan gelen belli. Bu seçimde daha farklı bir şey alman zaten mümkün değil çünkü yerel için oy kullanma söz konusu değil. Yıllardır bu kişinin yalanlarını, iftiralarını, çarpıtmalarını, tahriklerini ifşa etmekten biz yorulduk. Kendisi hakkında açtığımız davaların, kazandığımız tazminatların haddi hesabı yok. Ama bu kişi aynı çarpık siyaseti tekrarlamaktan geri durmuyor.

Eskilerin dediği gibi konuş konuş faydası yok. CHP’nin mahalli idareler seçimi için bölücü örgütün güdümündeki partiyle kurmaya çalıştığı ittifak gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koymaktadır. Biz bu zatı muhatap almak istemiyoruz ancak milletimizin bu gerçekleri bilmeye hakkı olduğu için siyasetindeki çarpıklıkları gündeme getiriyoruz. Böyle hareket etmezsek, milletimize haksızlık yapmış olacağımızı düşünüyoruz. 31 Mart seçimlerinde milletimiz bu zata, partisine ve ittifak kurduğu partilere cevabını sandıkta verecektir. Milletimiz, Türkiye’nin bunca meselesi, sıkıntıları varken maruz kaldığı saldırılar karşısında birliğe, beraberliğe ihtiyacı bulunuyorken gidip ülkesini yurt dışında şikayet eden, terör örgütü yandaşlarıyla bir araya gelen zata ve partisine ne ülkeyi ne de belediyeyi emanet etmez. Yeter ki biz milletimizin karşısına hazırlıklı bir şekilde çıkalım. Hükmeden değil hizmet eden, hakim değil hadim, gönül kıran değil gönül yapan, böyle bir yönetim anlayışına uygun davrandığımız zaman milletimizin desteği hep yanımızda olacaktır.

Milletimiz, CHP’yi geçmişte halka tepeden baktığı, kadrolarının derebeyi gibi hareket etmesine göz yumduğu için gönül defterinden silmiştir. AK Parti’nin en büyük özelliği milli iradeye, demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere olan bağlılığını asla yitirmemiş, kadrolarını bu doğrultuda sürekli uyarmış, ikaz etmiş, gerekiyorsa revize etmiş olmasıdır. Önümüzdeki seçimler içinde adaylarımızı aynı şekilde, aynı anlayışla tespit edecek, kampanyamızı bu şekilde yürütecek, kazandığımız yerleri de aynı anlayışla yöneteceğiz” açıklamasını yaptı.

SEÇİM AFİŞLERİ VE BAYRAKLAR ARTIK KULLANILMAYACAK

31 Mart mahalli seçimlerinde gürültü ve görüntü kirliliği oluşturan propaganda yöntemlerinin tamamen terk edileceğine dikkat çeken Erdoğan, “Çok eskilerden beri yerleşmiş bir seçim kampanyası vardır. Her seçim döneminde şehirlerimizin caddeleri, sokakları, elektrik direklerinden binalara varıncaya kadar her yeri parti bayraklarıyla, afişleriyle donatılır.

Bununla ilgili bir düzenleme yaptık ama buna rağmen kimse buna riayet etmiyor. Tamamen partilerin ve adayların görünürlüğünü sağlamaya yönelik bu kampanya tarzı uzun süre siyasette bir güç gösterisi olarak devam etti. Kitle iletişim imkanlarının sınırlı olduğu dönemlerde bu tarz kampanya anlayışı belki mazur görülebilirdi ancak günümüzde artık buna ihtiyaç yok. Gerek açık hava reklamcılığı, gerek yazılı ve görsel medya, gerek internet mecrası partilere ve adaylara çok geniş iletişim imkanları sunuyor. Eski tarz kampanya yöntemleri artık şehirlerimizi kirleten, milletimizin de tepkisine yol açan bir hale geldi. AK Parti olarak 31 Mart 2019 seçim döneminden başlayarak gürültü ve görüntü kirliliği oluşturan propaganda yöntemlerini tamamen terk ediyoruz.

Çevreye ve insana saygılı bir seçim kampanyası yürütme kararı aldık. Sadece parti teşkilatlarının olduğu yerde ve seçim koordinasyon merkezlerinin olduğu yerde afişlerimiz asılabilir. Bunun dışında hiçbir yerde bu tür görüntü kirliliğine asla müsaade edilmeyecek ve belirlenen saatler dışında asla otobüs dolaştırılmayacak” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha