Ümraniye Belediye Meclisi, Mart ayı oturumlarına start verdi. 1 Mart Pazartesi günü yapılan ilk oturumda gündem dışı konuşmak için söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Yakup Fındık, 28 Şubat döneminden bahsetti.

Gazeteci Murat Ağırel’in kitabı ‘Parsel Parsel’ hakkında da konuşan Fındık, kitapta yazılanların eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in kimyasını bozduğunu söyleyerek, “Kitap, okuyucuyla buluştuktan sonra Melih Gökçek’in kimyasının bozulduğunu gözlemlemekteyiz. Görevden alınmış olan Melih Gökçek’in, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı sayın Servet Avcı’ya fütursuzca söylemlerde bulunmuştur” dedi.

Yakup Fındık, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“HERKES MEVKİ PEŞİNDEYKEN…”

“Cesurlar hareketinin lideri Genel Başkanımız sayın Meral Akşaner’i, 28 Şubat’ta erkeklerin korkudan bacaklarının titrediği bir dönemde yiğit bir Türk kadını olarak tanıdığımı ifade etmek isterim. Çünkü o 28 Şubat’ta birçoklarının makam, mevki kapmak için asker kapısında esas duruşta beklediği ‘mehmetçik siyasetçi’ imajının geçerli olduğu günlerde, demokrasinin yiğit bir savunucusu ve yüz akı olmuştu. O günler, Başbakan'a Genelkurmay'ı ziyareti sırasında omuz atıldığı günlerdi diyeyim de gerisini siz anlayın. O günleri biraz hatırlayalım, askerler sürekli brifing veriyordu, savcılar ve hakimleri çağırdılar. Hakimlerimiz ve savcılarımız o birifingi ayakta 8 dakika alkışlamıştı. En son valileri çağırmak istemişlerdi. İşte o zaman cesur yürekli Türk kadını Meral Akşener şöyle dedi; “Valiler çağırabilinir, valilerden giden olursa, bu 81 ilin 81 valisi giderse hepsini açığa alırım’ dedikten sonra valiler çağrılmaktan vazgeçilmişti.”

“MERAL AKŞENER İLE YOL YÜRÜMEK BİZİM İÇİN ŞEREFTİR”

“Bunun üzerine o masada ‘işte söyleyin o hanıma’ şeklinde malum tehdit yapılmıştır. Tehdit mesajını getiren Ünüsan'a, ”Çetin Paşa'ya söyle. Ben tarihçiyim. Kazıklı Voyvoda eşcinseldi” diye karşılık veren yürekli bir kadındı Meral Akşener. Bizler, cesurlar hareketinin lideri sayın Genel Başkanımız Meral Akşaner’in deyimiyle ‘Ne 28 Şubat’ta ne de 15 Temmuz’da namlusunu Türk milletine çevirmiş tanka selam durmadık. Durmayız da.’Bizimkisi bir prensip meselesidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bu aziz millete 28 Şubat’ı yaşatanlar utansın, bu rezilliğin karşısında dimdik duran sayın Genel Başkanımız Meral Akşener ile yol yürümek bizim için şereftir…Tekrar ifade etmek isterim ki Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’e verdiğimiz sözün arkasındayız. Sana söz sayın Genel Başkanım, seni Cumhurbaşkanı yapacağız.”

“KİMYASI BOZULMUŞ”

Değerli arkadaşım gazeteci ve yazar Murat Ağırel hakkında birkaç cümle sarf etmek isterim. Murat Ağırel, 2008’de Ergenekon davasında göz altına alınmış, 11 yıl yargılanmış ve beraat etmiştir. 2020 Mart’ında şehitlerimize şehadet dilediği sosyal medya paylaşımı nedeniyle yedi ay tutuklu kalmıştır. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘Yılın Gazetecisi’ seçtiği, ‘Şaki’ ve ‘Sarmal’ adlı iki kitabı bulunan Ağırel, yolsuzluk ve usulsüzlük dosyalarını araştırıyor. Uzun zamandır Melih Gökçek üzerinde çalışan Ağırel’in yeni kitabı ‘Parsel Parsel’ ismiyle okuyucusuyla buluşmuştur. Okumak isteyen meclis üyesi arkadaşlara da hediye etmek isterim. Kitap, okuyucuyla buluştuktan sonra Melih Gökçek’in kimyasının bozulduğunu gözlemlemekteyiz. Melih Gökçek’in, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni kaybettikten sonraki şaşkınlık ve saldırganlığını anlayabiliyoruz. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde görevden alınmış olan Melih Gökçek’in, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı sayın Servet Avcı’ya fütursuzca söylemlerde bulunmuştur. Buna istinaden sayın Servet Avcı da Yeniçağ Gazetesi’nde bir yazı dile getirmiştir. Bu yazı dizisinide kıymetli meclis üyesi arkadaşlarımla paylaşmak isterim.

İşte itiraf ediyorum

Sahte isim ve imzalı bir ihbar mektubuyla FETÖ operasyonu yemiştik,

35 arkadaşla birlikte... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'At izi it izine karıştı' dediği gündü o gün...

İhbar mektubunun sahte imzalı olduğu anlaşılınca birkaç saat sonra serbest bırakılmıştık... Bazı arkadaşlar da birkaç gün sonra... Melih Gökçek, buradan sözde bizi yıpratacağını sanıyor ya... Aslında bu komik operasyonu hatırlatmasına gerek yoktu... Şimdi kendisine yardımcı olacağım ve sürekli kullanabilmesi için ne kadar büyük suçlu olduğumu itiraf edeceğim!.. Ben Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptım... Başka bir tek Belediye Başkanı çıkıp, "Ben FETÖ'ye senin dönemindeki belediyeden daha çok para kazandırdım" diyemez...

Varsa bu anlamda rakip, gelsin televizyonda tartışalım... Alnını karışlarım beni geçecek olanın,

O imar değişiklikleriyle, O toprak oyunlarıyla, O tahsislerle örgütüme milyarlar aktı...

Ben Genel Sekreterlik makamını, yani ikinci adamlığı FETÖ'ye teslim etmişim...

O ve bir sürü bürokratım şimdi yurt dışında kaçak... Arkadaşlarım ve ben davamıza sadakâtin bedelini ödüyoruz...

Davası ve örgütü uğruna bunu göze almış kaç belediye başkanı var? Herkes 17-25 Aralık'ı milat yapıp kurtulmaya çalıştı, ben örgütüm uğruna sonuna kadar bürokratlarımı korudum...

O kadar büyük hizmetlerde bulundum ki, örgütüm eşimin adına Ankara'da okul bile açmıştı... Açılışta "Eşimin isminin bu güzide okula verilmesi ailemiz için büyük bir onur ve gururdur. İki oğlum Samanyolu lisesinden yetişti, iki torunum da Burç Akademi'de... Allah sizlerden razı olsun. Sizlerin hakkını ödeyemeyiz" diye gururla konuşan bendim ben...

Her konuda konuşurum... Peki 7 Şubat 2012'de MİT'e ve Hakan Fidan'a yapılan operasyonda ağzımı açtım mı? Açmadım, çünkü örgütüme sadıktım...

17-25 Aralık, Erdoğan'la örgüt arasındaki savaşın zirve noktasıydı...

O tarih 'kandırılanlar' için milat ilân edilmişti... Peki ben korktum mu, ben durdum mu? Hayır, örgütümün yayın organları belediye kasasından fonlanmaya devam etti...

Fethullah Gülen'e kimse benim yanında lâf edemedi... Defne J. Foster'e "Terbiyeni takın. Fetullah Gülen'e FETO diyemezsin. Ben sana lakap taksam hoşuna gider mi?" diye Twitter'da fırçayı basan benim...

Gülen için Türkçe Olimpiyatları'nda "Hoşgörünün, diyaloğun, barışın simgesi, değerli büyüğümüz, bu işin değerli mimarı Fethullah Gülen Hocamıza da sonsuz teşekkürler ediyoruz" nutku atan da benim...

Şahsım ve belediyem adına açılmış 100'den fazla davada takipsizlik kararı veren Savcı Şadan Sakınan da FETÖ'den firari...

Şadan kardeşimizin de mal varlığına el konuldu... Savcıydı ama kendisi ve çevresi imardan kalkınmıştı...

Aldıkları topraklar bir anda nasıl kıymetlenmişti? He nasıl? Unutmadan söyleyeyim, Şadan Sakınan öyle yiğit bir örgütçüydü ki, 2010 KPSS skandalını sümen altı edip işi temizleyen savcıydı...

Örgütümün MHP'ye savaş açtığı dönemde "Ülkeye barış gelirse MHP'ye gerek kalmayacak. MHP, hayatiyetini doğrudan PKK ile olan çatışma üzerine kurmuş vaziyette. PKK bitince varlık sebebi ortadan kalkacak. Bahçeli, Apo'yu asmak için İmralı'ya gidecekmiş. Dün baştaydın. Sen affettin. Şimdi mi aklına geldi?" diye diklenen de bendim...

İtiraf etmek için daha ne yapayım yani? 2014 seçimleri öncesindeki gibi televizyonlara çıkıp ağlayayım mı Bakın, şu gurur yeryüzünde sadece bana ait:

Kendi partilileri tarafından bile yönettiği şehri 'parsel parsel satmak'la suçlanan tek kişi benim... Bu başarının, bu fedakârlığın dünyada eşi yoktur...

Yaptım, yaptım ama bir sorun hele niye yaptım?

Her şeyi itiraf ediyorum işte... Bana inanmıyorsanız, kendi partililerime inanın... Onlara da inanmıyorsanız, Sayın Cumhurbaşkanımıza sorun...

Beni kaçak tombala oynatmaktan veya umreye gidecek olanları dolandırmaktan dolayı kapının önüne koymadığına göre, bir sorun bakalım ne yapmışım?

Ben iyiysem, beni niye görevden etti? Bütün bilgiler kendisinde.. En iyi o bilecektir...

Şimdi kum saati işliyor... Artık bir savcının çıkıp ifademi almasını bekliyorum... Söz, ifademde "Yaptım ama bu işleri bana üç harfliler yaptırdı" demeyeceğim...

"İnandım ve bilerek yaptım" diyeceğim..

Şimdi FETÖ'den firari Genel Sekreterim, Daire Başkanlarım, Genel Müdürlerim, o dönemde imar zengini olmuş kaçak örgüt üyeleri, irili ufaklı Ankara imamları ile 'son 11 yıllık' HTS kayıtlarımız bile çok şeyi anlatacak...

Bilinenden çok daha fazlasını...

Diye itiraf yazısını tamamlamıştır. sayın Servet Avcı.

Servet Avcı, Ülkücülerin ve Türk milliyetçilerinin kıymetli duruşu, düşüncesi ve kalemi ile tanınan, duygudaşlık hisseden ülküdaşları için kıvanç ve övünçtür!

Servet’imizin şahsiyetinin zekatının zekatı bile Melih Gökçek’e çok ağır gelir.

Ülkücü ve Türk milliyetçisi Servetimizin, varlığı Türk varlığına armağan, ömrü bereketli, Türk Milletine hizmet anlayışı ile geçmesi dileğiyle…”

Editör: TE Bilişim