TBMM Genel Kurulunda 2019 yılı merkezi yönetim bütçe görüşmeleri devam ediyor. AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Altay arasında demokrasi tartışması yaşandı. Altay, gösteri hakkının en doğal hak olduğunu söyleyerek, demokrasiyi savunmanın 81 milyonun, AK Parti’li, HDP’li, CHP’li, MHP’li herkesin hukukunu savunmak da işleri olduğunu ifade etti.

AK Parti Gurup Başkanvekili Özlem Zengin toplumda ayrıştırma olmadığına inandığını söyleyerek, “3 gün sonra seçimler var. Burada da demokratik olarak eğer varsa tepkisi zaten ortaya koyacaktır. Sokağa da çıkabilir, bunun da yöntemleri bellidir sokağa çıkmayla alakalı ama daha evvel Gezi’den yola çıkarak özel bir kampanya yapmak şartıyla özel bir kampanyanın parçası olarak medyada, basında sokak kışkırtıcılığı yapmak ile demokratik hakkı kullanmayı ayırt etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Altay ise, milletin demokrasi aşığı olduğunu belirterek, “Eğer sokak olmasaydı bugün -Allah’ım esirgesin- 15 Temmuz başarılı olurdu. Ne diyorsunuz siz? 15 Temmuz’u engelleyen sokaktır, bu millettir. 15 Temmuz neydi? Bir demokrasi talebiydi. Sokağa iki şey için çıkılır: Ya demokrasiyle ilgili bir talebiniz vardır ya ekonomiyle ilgili bir talebiniz vardır. Sokağa başka türlü zaten çıkılmaz. Onun için gelin, elbet tekrar söylüyorum; vandalizme, kırmaya, yakmaya, dökmeye şiddete karşıyım, bunların hiçbirini meşru saymam, yapanın kusurunu bulurum, ayıplarım ama ‘Hak istiyorum, zam istemiyorum’ diye sokağa çıkana terörist yaftası yapıştırmak bu millete ve bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir ve biraz da ahlaksızlıktır” şeklinde konuştu.

Zengin, barışçıl anlamda yapılan, hukuka uygun yapılan bütün gösteriler zaten demokrasilerde serbest olduğunu kaydederek, “O sebeple bizim açımızdan birkaç tane aşaması var: Seçimlerde oy kullanmak tepkinizi göstermenin bir yöntemidir, barışçıl eylem yapmak hukuka uygun bir yöntemidir, bunların hiçbirine itirazımız yok ama siz şunu söylüyorsunuz, diyorsunuz ki: ‘Sokağa çıkan insanlar 15 Temmuzda vatanı kurtardı’. Amenna. Peki, kimin davetiyle çıktılar sokağa? Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle çıktılar. Şunu görmemiz lazım: Daha evvel Türkiye’de bunun bir örneği yok. Siz 1960’da darbecileri sokağa çağırdınız. Adnan Menderes’le ilgili yapılanları Türkiye unutmadı daha. Bunların hepsi hafızamızda. O sebeple siz insanları sokakta teröre çağırıyorsunuz Gezi’de olduğu gibi, terör yapmaya çağırıyorsunuz” diye konuştu.

Altay, şöyle konuştu:

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin resmi görüşü olarak söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partisi açısından 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle, darbesi ile 12 Eylül 1980 darbesi aynıdır, aynıdır. Yine, 12 Mart 1971 muhtırası ile 28 Şubat 1997 muhtırası aynıdır, aynıdır. Resmi görüşümüzü söylüyorum, hiçbir Cumhuriyet Halk Partili bunun aksini iddia edemez. Sayın mevkidaşım, aç, Meclis tutanaklarına bak, Engin Altay bunu 8 sene önce söylememişse siyaseti bırakırım, yazıklar olsun, tutanaklara bakın. Ve 27 Nisan elektronik muhtırası da 15 Temmuz kadar adi ve alçak bir girişimdir.”

Kaynak: iha