Petrol ve Doğalgaz Arama - Üretim Sektörü İstişare Toplantısı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in katılımlarıyla gerçekleştirildi. Başkent Ankara’da bir araya gelen yerli ve yabancı firma temsilcilerine hitaben açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Dönmez, Türkiye’nin petrol ve doğal gaz kaynak zengini bir ülkede olduğunu ifade etti. Dünyadaki jeopolitik gerilimler ve ekonomik gelgitlerden dolayı etkilenen bu sektörün konjonktürel gelişmelere göre hareket edemeyeceğini dile getiren Bakan Dönmez, "Petrol ve doğalgaz bugün enerji ithalatımızın büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Sağlam bir ekonomi ve bağımsız politikalar için enerjide yerli üretimi artırarak, dışa bağımlı olduğumuz kaynaklarda kontrol edilebilir bir seviyeye gelmek durumundayız. Bütün gayretimiz yerli üretimi arttırmak, cari açığı mümkün olduğunca en aşağı çekmek şekilde olacaktır. Enerjinin gelecek vizyonu olan milli enerji ve maden politikası bu anlayışla doludur. Her zaman şu hususu dile getirdik, enerjide bağımsızlık güçlü bir ekonominin temeli demektir. Enerjide bağımsızlık, güçlü bir diplomasi ve ulusal güvenlik politikalarının anahtarı demektir" şeklinde konuştu.

"İKİNCİ SONDAJ GEMİSİ ALIMI İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLADIK"

"Biz hep şunu dedik varsa bulacağız" diyen Dönmez, daha fazla arama ve sondaj yapmak zorunda olunduğunu belirtti. Hidrokarbon arama ve üretiminin artırılması için son dönemde önemli adımlar atıldığını ifade eden Dönmez, "Bu oyunun rengini, geleceğini değiştirmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Bu yıl içerisinde kuzey ve güney sınır bölgelerimizde 35 yıl aradan sonra ilk defa petrol arama çalışmalarına yeniden başladık. Bölgenin jeolojik haritasının güncellenmesi için kayaç numuneleri topladık. Denizlerimizdeki varlığımızı Barbaros, Oruç Reis, Fatih sondaj gemilerimizle daha da güçlendirdik. Daha önce finansman ve insan kaynağı eksikliği nedeniyle bu operasyonları kendi imkanlarımızla yapamıyorduk. Aradan geçen süre zarfında bu alanda önemli adımlar attık, bu noktadaki yerli dönüşümün karşılığı olarak bu işleri artık kendi sondaj gemimiz, kendi mühendislerimiz ve işçilerimizle yapacağız. Fatih gemimiz önümüzdeki birkaç ay içerisinde ilk sondajını gerçekleştirmek için Akdeniz’de göreve başlayacak. İkinci sondaj gemimizin alımı için de çalışmalara başladık, onu da inşallah en kısa sürede envanterimize katarak milletimizin hizmetine sunmuş olacağız" bilgisini verdi.

DOĞU AKDENİZ’DEKİ HİDROKARBON ARAMALARI

Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arama faaliyetlerine değinen Dönmez, "Türkiye’nin onay vermediği, rızasının olmadığı hiçbir projenin oldu bittiye getirilmesine asla izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin ve KKTC’nin haklarını yok sayarak, adadaki tarafların eşit ve adil pay almadığı bir sisteme geçit vermeyeceğiz. Türkiye’nin bu konudaki tavrı ve duruşu nettir. Uluslararası hukuktan kaynaklı hak ve menfaatlerimizi sonuna kadar korumaya kararlıyız. Trakya ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde başlattığımız ankonvansiyonel çalışmalarda önemli aşamalar kaydettik. Ankonvansiyonel potansiyelimizin tespiti ve ticari hale gelmesi için bu alana hem özel sektör hem de kamu eliyle yatırımlara devam ediyoruz" diye konuştu.

"20 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE İTHALATI ÖNLEDİK"

Son 16 yılda petrol arama ve üretim faaliyetlerine yaklaşık 10 milyar dolar para harcanıldığını kaydeden Dönmez, bunun yüzde 50’sinin firmaların katkılarıyla olduğunu aktardı. Bu yatırımlar karşılığında yaklaşık 20 milyar doların üzerinde ithalatın da önlemiş olduğunu dile getiren Dönmez, "Yine de istediğimiz noktada olmadığımızı siz de biz de biliyoruz. Türkiye’de üretilen petrolün tüketimi karşılama oranı maalesef sadece yüzde 5’ler seviyesinde, doğal gazda ise bu ara çok daha düşük. Son dönemde yurt içi hidrokarbon arama ve üretiminde bariz bir artış söz konusu olsa da, bizleri hedeflediğimiz noktaya götürecek yeterlilikten henüz uzak bir yerde olduğumuzu göstermektedir. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de birincil enerji arzının yüzde 50’sinden fazlasını hidrokarbon kaynaklarından karşıladığımızı görüyoruz. Kamu özel sektör sinerjisini bundan sonra daha ileri bir aşamaya çıkartmak durumundayız. Özel sektörün bu alana daha fazla yatırım yaparak riskin paylaşılması konusunda daha cesur davranması gerekir. Burada şu hususun altını bir kez daha çizmek istiyorum, petrol ve doğal gaz endüstrisi dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerden bağımsız bir yapıda değildir. Enerji hinterlandında yaşanan bölgesel ve küresel gelişmeler, enerji arz tüketiminde meydana gelen değişimler, yeni enerji kaynaklarının doğuşu, sosyal ve çevresel baskılar gibi pek çok unsur bu endüstrinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Yerli üretim bu anlamda yurt dışı kaynaklı kriz ve dalgalanmalardan korunmak, arz ve fiyat güvenliğini sağlamak için büyük bir önem taşıyor. Uzun vadeli projeksiyonlarla Türkiye’yi enerjide güvenli bölgeye taşıyacak somut adımları hayata geçirmek istiyoruz. Bütün eylem planlarımızı bugünün gerçekleri ve yarının gereklilikleri üzerine kurtuluyoruz. Bu nedenle kaynak, ülke ve güzergah çeşitliliğine büyük önem veriyoruz Türkiye’yi dış kaynaklı iktisadi, siyasi etkenler karşısında korumak için enerji kaynaklarımızı mümkün olduğunca çeşitlendirmek durumundayız. Yapılan projeksiyonlara göre 2040 yılına kadar küresel enerjinin yarısını halihazırdaki petrol ve doğal gaz rezervlerinin karşılayacak olduğumuz bir gerçeği ile yüz yüzeyiz. Bu durumun kısır döngüye dönüşmemesi için yerli kaynaklara ayrı bir önem arz ediyoruz" ifadelerinde bulundu.

Programda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Mithat Cansız ve PETFORM Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Camcı da yer aldı.

Kaynak: iha