Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, bugünkü köşesinde İslamiyet’ten önceki Türk Tarihi’ni ve cumhuriyeti hedef alan ifadelere imza attı.

Türklerin İslamiyet’e geçmeden önce “pagan ve barbar batılılar”dan hiçbir farklarının bulunmadığını ileri süren Kaplan, cumhuriyeti, “Türklerin Türk kalmasını sağlayan Müslümanlıklarını tasfiye etmekle” suçladı.

Kaplan, Müslüman olmayan Türk topluluklarının hiçbirinin milli kimliklerini koruyamadıklarını ileri sürdü ve “Türklerin Türklüklerini, Kürtlerin Kürtlüklerini, Arapların Araplıklarını koruyabilmelerinin de yegâne şartı İslâm’dır” dedi.

“Cumhuriyet sekülerleşmesi”ni bir tehdit ve tehlike olarak yorumlayan Kaplan, bunun üzerinden cumhuriyete karşı bir “istiklal ve istikbal mücadelesi” çağrısı yaptı.

Yusuf Kaplan’ın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

“…Bu toplumun varlık sebebi İslâm’dır. Bu toplum Müslüman olduktan sonradır ki, sadece İslâm tarihini değil, dünya tarihini yapmaya başladı.

Bunun sağlamasını yapmak hiç de zor değil. Kabaca iki bin yıllık insanlık tarihi boyunca, Asya’nın içlerinden Avrupa’nın içlerine kadar iki büyük yolculuk gerçekleştirdik.

Müslüman olmadan önce gerçekleştirdiğimiz ilk yolculukta, pagan ve barbar Batılılardan farklı bir şey yapmadık: Yaktık, yıktık ve sonunda biz de yok olduk: Köken olarak esas itibariyle Türk olan Bulgarlara ve Macarlara bakmanız kâfî nasıl yok olduğumuzu görebilmeniz için. Ne Türklükleri kaldı, ne de Müslümanlıkları.

Türklerin Türklüklerini, Kürtlerin Kürtlüklerini, Arapların Araplıklarını koruyabilmelerinin de yegâne şartı İslâm’dır.

Bu toplumun yegâne varlık sebebi de, tarihte, üstelik de insanlık tarihinin akışını değiştirecek kadar varlık gösterebilmesinin yegâne sebebi İslâm’dır.

İSLÂM’LA İLİŞKİSİ SIFIRLANAN GENÇ KUŞAKLAR...

Türkiye, tarihî bir süreçten geçiyor: 7 milyonluk genç kuşağın 5 milyonu bu ülkeye, bu ülkenin ruhuna, ruh köklerine, İslâm’a olan aidiyet bilincini de aidiyet bağlarını da kaybetmiş durumda.

İslâm’la ilişkisi sıfırlanan, aidiyet bilinci yok olan kuşaklar, bu toprakları koruyamazlar. Köklü bir direniş, diriliş ve varoluş yolculuğuna ihtiyacı var bu toplumun.

Böyle giderse, bu toplum İslâm’ı terk eder ve yok olma sürecine sürüklenir -Allah muhafaza.

Bu toplum varlığını İslâm’a borçludur.

Tarihte varlık göstermesini, tarihin akışını değiştirecek büyük medeniyet yolculukları gerçekleştirmesini İslâm’a borçludur.

İki asırlık modernleşme tecrübesi, Cumhuriyet’le birlikte önce devletin bütün kurumlarının İslâm’dan arındırılmasıyla sonuçlandı.

İkinci aşamada da toplumun seküler zihin kodlarına göre yeniden inşa edilmesiyle birlikte İslâm’dan uzaklaştırılması projesi yürürlüğe konuldu.

Toplumun sekülerleşmesi süreci, sağ-muhafazakâr iktidarlar eliyle gerçeğe dönüştürüldü.

Gelinen noktada İslâmî kesimler güle oynaya sekülerleşiyor, İslâmî duyarlıklarını yitiriyor, hatta İslâmî kesimlerin çocukları deizme, ateizme doğru kayıyor...

ACİL VE KALICI ÖNLEMLER ŞART!

Toplumda süratle gerçekleşen bir İslâm’ı terketme süreci yaşanıyor...

Oysa bu toplum İslâm’ı kaybederse hiçbir şeyi kazanamaz, varlığını bile sürdüremez.

Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesi asıl şimdi başlıyor…"

Editör: TE Bilişim