Genel Başkan Yardımcıları Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu, Avukat Burak Bengü ve Kurucular Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin Sungur heyet halinde Demokratik Sol Partisi’ni ziyaret ederek seçimlerde Milli Bakiye sisteminin uygulanması konusunda Zafer Partisi’nin görüşlerini anlattı. Görüşmenin ev sahipliğini Demokratik Sol Partisi Genel Sekreteri Müzeyyen Okur, Genel Başkan Yardımcısı Avukat Hasan Erçelebi, Genel Sekreter Yardımcısı Özen Şenyiğit ve Örgüt Kurulu Üyesi Hikmet Aydemir yaptı.

Ziyarette Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi, ekonomik ve toplumsal durum hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Özellikle milleti cepheleştiren ve partileri ittifaklara mecbur bırakan seçim sisteminin değiştirilmesi konusu üzerinde duruldu.Çoğulcu demokrasi ve temsilde adalet ve millî bakiye sisteminin uygulamaya geçirilmesi konusunda toplumsal talep yaratılması konusunda görüş birliğine varıldı ve Zafer Partisinin Milli Bakiye sistemi hakkında hazırladığı rapor DSP heyeti ile paylaşıldı.

MİLLÎ BAKİYE SİSTEMİ NEDİR?

Milli Bakiye ya da ulusal artık sistemi 1965 seçimlerinde uygulandı.

Vatandaşın kullandığı her bir oy bu sistemde değerlendirilmektedir. Ötesi önceden bilinen bu gerçek ışığında oyların maniplasyonu söz konusu olmamaktadır.

Gelmiş geçmiş en demokratik seçim sistemidir. Bütün partilerin aldığı oy değerlendirilmiş ve her oyun hakkı verilmiştir.

1965 milletvekili ve 1966 senato seçimlerinde uygulanmış, sonrasında bir daha denenmemiştir.

Türkiye İşçi Partisini meclise sokan sistem olmakla damgalanmış, adeta Türkiye’nin yönetimde istikrarsızlığa duçar olacağına dair korkuların ve vehimlerin tetiklemesiyle bundan vazgeçme milli beka sorunu olarak ortaya konmuştur. Temsilde adalet prensibini en kesin şekilde yansıtan bir sistemdir.

Malum temsilde adalet ve yönetimde istikrar kavramları seçim sistemleri masaya yatırılırken temel iki ilke olarak tebellür eder. Demokrasi için sandık önemlidir ve sandık için de iki hedef var: Temsilde adalet, yönetimde istikrar.

Fakat genellikle yönetimde istikrar ağır basar ve temsilde adalet ikinci planda kalır.

Hatta giderek temsilde adaletin hiçbir hükmü kalmaz.

Zaten liderlerin iki dudağı arasındaki bir sistem demokrasimize musallat olmuş ve meclisi itibarsızlaştırmıştır.

Bu sistemde toplam geçerli oy sayısı milletvekili sayısına bölünür. Bu rakam alınan oylara göre milletvekili sayısını ortaya koyar. İlgili seçim çevresinde Milletvekili çıkarmasa da herhangi bir partinin aldığı artık oy başka bir seçim çevresine aktarılabiliyordu bu sistemde. Dolayısıyla genelde alınan oy ile bazı küçük partiler milletvekili çıkaramaz duruma gelmiyordu.

Bu sistem, 2011 seçimlerinde uygulansaydı mesela;

Adalet ve Kalkınma Partisi 275 milletvekili çıkarabilecekti. Oysa 327 çıkardı.

CHP 143 çıkaracaktı, oysa 135 çıkardı.

MHP 72 çıkaracaktı, oysa 53 çıkardı.

Bağımsız 35, SP 7, HAS 4, BBP 4, HEP 2, DSP 1, DYP 1, TKP 1, MP 1

Görüldüğü gibi hemen her görüşe yer verilecek ve gizli koalisyonlara lüzum kalmayacaktı.

Mesela BBP belki de tek bir vekil çıkarmak için her şeyinden feragat ederek iktidara yaslanmayacak ve bağımsız fikirleriyle hareket edebilecek üstelik de bir değil 4 milletvekili çıkarabilecekti.

Belki de Millî Bakiye Sisteminin bu sonucu ortaya koyacağı bilgisiyle seçmen üzerindeki sosyo-psikolojik baskı da ortadan kalkacak, muhtemelen 4’ün de üzerine çıkabilecekti. Bu elbette ki Hasparti için de böyleydi, diğer partiler için de…

Güçlü hükümetler kurulmasını önlediği, yönetimde istikrar ilkesine uymadığı tezleri ileri sürülse de adaletin tecellisinde ve demokrasinin kalbi Meclisin teşekkülünde Millî Bakiye sistemi yapıcı bir rol üstlenmektedir. Gerçekte mevcut seçim sistemi antidemokratiktir ve birinci partiye gereğinden fazla vekil çıkartarak güç travmasına yol açmaktadır. Ayrıca partiler doğal yapısını fikirlerini bir kenara koyarak gizli koalisyonlara evrilmekte, farklı kesimlerden insanları bünyesine katarak demokratik bir işleyişin sulandırılmasına sebebiyet vermektedir.

Karen Horney, Çağımızın Tedirgin İnsanı eserinde:

“Boyun eğme tavrı sevilme yolu ile güvenliğe erişme halidir. Güvenlik duygusu ile bu mutlak itaate evrilir. Bu kişilerde endişe o derece şiddetli, sevildiğine inanmama duygusu o kadar güçlüdür ki, sevgi yolu büsbütün tıkanmıştır.”( s 103) demektedir.

Kendi kaderini belirlemede sınırsız bir gücü olduğu duygusu ile tam bir güçsüzlük duygusu arasında bocalayan siyasi insan boyun eğerek bir sevgi ve güvenlik ortamına kavuşacağını umar. Fetö metodolojisi bu vehimden istifade etme sanatıdır. Bu metodolojiyi kullanan teorik olarak fetöcüdür.

Boyun eğme davranışı gösterenlerde temel ilke şudur:

Boyun eğersem kimse bana kötülük edemez.

Bugünkü siyasamız bu cendereye sıkışmıştır.

Dolayısıyla seçim sistemini değiştirerek biraz olsun demokrasiyi daha işler hale getirebiliriz.

Milli bakiye sistemi gelmiş geçmiş en iyi seçim sistemlerimiz arasındadır.

Milli bakiye ne için gerekli: adalet için. Mevcut seçim sisteminin adil olmadığı ortada… Meclisin itibarındaki gerileme de bu açıdan değerlendirilebilir.

Demokrasi niye işlemiyor? Halkın oyu çöpe gidiyor da ondan.

Yıllardan beri:

Temsilde adalet

Yönetimde istikrar

dengesi adaleti perdeleyip istikrarı öne geçirdi. Temsilde adalet olmadığı için oylarımız sömürüldü.

Kul hakkı yendi. Temsilde adalet için milli bakiye sistemi çözüm olabilir.

Oy çalma kul hakkına girer. Temsilde adalet yönetimde istikrarı da sağlar. Milli bakiye sistemine geçilmeli ve her oy yerini bulmalı.

Milli bakiye sistemi olsaydı her oyun hakkı meclise yansıyacaktı.

Temsilde adalet olmayınca yönetimde istikrar kılıfında milletin tercihlerini istismar kolaylaştı ve denge bozuldu.

Adalet ortadan kalkınca istikrar her türlü sömürünün bahanesi oldu.

Meclis milli bakiye kararı almalı ve itibarını geliştirmeli.

Temsilde adalet olmadığı zaman yönetimde istikrar tek adam rejimini geliştirdi. Mevcut sistemde oylar boşa gidiyor. Hatta haksız yere başka partiye yazılıyor.

Temsilde adalet olmazsa yönetimde istikrar istismar edilebiliyor. Bu ucube sistemden vazgeçip milli bakiye sistemine geçmeliyiz ve her türlü soyguna son vermeliyiz. Oy gaspı en büyük haksızlıktır. Zira başka haksızlıkları davet etmektedir.

Vatandaş oy veriyor; o oy başka partiye yazılıyor ve başka partiden milletvekili çıkarıyor. Bu adalet mi?

Bu kul hakkının gaspı değil mi? temsilde adalet istiyoruz. Temsilde adalet olmadan yıllar boyu yönetimde istikrar perdesi arkasında demokrasi oyunu oynandı, gerçek demokrasi rafa kalktı.

Her oy değerlidir.

Türkiye demokrasisi 1966’dan bu yana hep geriye gitmiştir.

Biz diyoruz ki, seçim sisteminde yapılacak böyle bir değişiklik, bugünkü gerginliği biraz olsun hafifletecek; çoğulculuğu temin edip seçmenin iradesinin tam yansımasına zemin hazırlayacak ve toplumdaki bezginliği, yılgınlığı, rejime olan güvensizliği ortadan kaldıracak bir kapı açacaktır.

bu sistem değişikliği iktidar partisi için de hayırlı olacaktır. Çoğulculuğu temin rolünün bir getirisi olarak muhalefetin cephe oluşturmasını da gereksiz kılacağı için ilanihaye sürdürülemeyecek olan gerginlikten, korku ve vehim telaşından daha da önemlisi Fetö metodolojisinden kurtulmuş olacaktır. Sevgisiz, mutlak itaate dayanan boyun eğme nevrotik halinden kurtulan geniş kitleler de özgürlüğe kavuşacaklardır.

Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu Zafer Partisi Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Bşk.Yrd.

Editör: TE Bilişim