Mübarek Ramazan ayına kavuştuk.

Müminler oruç ibadetlerini yerine getirirken, 11 ayın vur patlasın çal oynasın televizyon kanalları da bir aylığına dini bir kisveye bürünüp tv fenomeni hocalara programlar yaptıracaklar.

Hocaları karşılarında gören vatandaşlarımız da yine kapağı açılmamış zannettikleri ama aslında bin birinci kez tekrarlanan sorularla dolduracaklar renkli camı.

“Sakız orucu bozar mı ?”

“Biber kokladım orucum gitmiş midir ?”

“Ağzımı çalkaladım, bir su damlası küçük dilimden bir içeri girdi bir dışarı çıktı. Orucum ne haldedir ?”

Gibi gibi gibi...

İlahiyatçıdan ekran şovmenine evrilmiş meşhur yüzler de program başına indirdikleri hatırı sayılır meblağların sıcaklığıyla buğulu gözlerle bakıp, ekosu rejiden açılmış gizemli ses tonlarıyla cevaplayacaklar bu soruları.

Dünyanın en anlaşılır ibadetlerinin başında gelen “oruç” u, 1 milyon dolar ödüllü çözülemeyen fizik problemine çevirip ceplerini daha uzun süre sıcak tutmanın peşinde koşacaklar.

Oysa kolay anlaşılır bir dindir İslam.

Oruç ta öyle.

İmsaktan iftara kadar hiç bir şey yiyip içemezsin, kul hakkı da dahil.

Unutursan sayılmaz, ağzını çalkalar devam edersin. Burada hakem vicdanındır. Mış gibi yaparsan sana her yer Trabzon olur.(61)

Hastalanır da doktor nezaretinde ilaç almak zorunda kalırsan bir gün kaza yaparsın.

İftardan imsaka ise atış serbest. 

Canan Karatay’a görünmeden yumul gitsin, göm gitsin.

Bu kadar basit.

Şifreleri verdik. 

Yazı olduğundan eko, buğulu gözler ve gizemli ses tonumuz eksik kaldı.

Artık idare ediverin.

Haydi hayırlı Ramazanlar.