Demokrasi insan neslinin daha iyi yaşaması için gene insanlarca bulunabilen en son yönetilme biçimidir.

Kuşkusuz insanlık daha iyisini de bulacaktır daha iyisi bulunduğunda da kullanmaya hazır olmak gerekir.

Dünyada bilinen ilk belgeli demokrasi uygulaması 1215 de İngiltere’de Magna Carta sözleşmesi ile İngiliz kralının bazı vergi yetkilerini derebeyleri ile kullanmasına imkan sağlamış yetki tek elden bir meclise geçmiştir.

Bir beldede veya bir devlette birey yönetime ne kadar katılıyor ise o beldenin veya devletin demokrasi ve gelişmişlik seviyesi o boydadır.

Dünya ölçeğinde demokraside yaşayan toplumlar ne kadar zenginlik ve güven içinde yaşıyorlarsa demokrasiden nasiplenememiş toplumlarda o kadar fakirlikte ve güvensizlikte yaşıyorlar.

Çağımızda yönettiği toplumu demokrasiden uzaklaştıran devlet yöneticisi veya siyasetçi içinde yaşadığı toplumu sevmiyor başkalarına hizmet ediyor demektir.

Tabii kapsayıcı katılımcı çoğulcu ve teşvikçi demokrasinin uygulandığı ülkeler ve toplumlarda bir demokratik gelenek de oluşuyor ve yönetime seçilenler hem oluşan bu geleneğe uyuyor hem de kendilerinden başkalarının ve halkın haklarına saygı duyuyor halkın hakkını teslim ediyor.

Demokrasi hiç bir topluma tepeden gelmedi 1789 Fransız ihtilalından sonra demokratik teamüllerin ivme kazandığı görülüyor tabii bu ivme her toplumda tabandan tavana bir baskı ile hak mücadelesi ile bu günlere geldi.

Batıda yaklaşık 250 yıl önce uygulanmaya başlayan demokrasi bizde 150 yıl önce yani batıdan 100 yıl sonra monarşi şeklinde kısmen uygulanmaya başlandı, bu günlere kesintiler yaşayarak düşe kalka geldi.

Ülkemizi yönetenlerin ülkemize demokrasi getireceğini beklemek ham bir hayaldir, çünkü böyle bir niyetleri yoktur

İktidarı ele geçiren güruh birleşimi 2016 da toplumumuzun önüne yönetimsel anlamda ülkemizi 150 yıl geriye götürecek bir başkanlık sistemi önerisi ile geldiler.

Garip olan toplumumuzun bu geri gidişe hileyle de olsa onay vermesidir.

Yönetim anlamında bizim toplumumuzun önüne gelen anti demokrat sistemi bir ileri demokraside yaşayan toplumun önüne sunsak acaba ileri demokraside yaşayan insanların ellerindeki yetkileri tek kişinin tasarrufuna devretme oranı yüzde 5 olabilir miydi?

Aslolan kişilerin kendi hakları için mücadele etmesidir tarihteki tüm hak kazanımları bir mücadelenin sonucunda olmuştur.

Üç tane belediyeye kayyum atamış.

İstanbul’a Ankara’ya kayyum atar mıymış?

Kişi tek başına Türkiye’ye kayyum atamış, istese her gün veya saat başı devletin her makamına kayyum atayabilir.

Hangi çoban sürüsünü serbest bırakmış.