Bunlar Romanya'daki sıradan turist tuzakları değil; bunlar, ülkeye aşık olmanızı sağlayan vahşi, harika ve bazen düpedüz tuhaf yerlerdir. Öncelikle Cantacuzino Kalesi sadece tuğla ve harçtan ibaret değil; Romanya'nın zenginliğinin yaşayan, nefes alan bir zaman kapsülü. Gösterişli salonlarında dolaşırken, cömert partilerin yankılarını ve yüzyıllar öncesinden fısıldanan sırları neredeyse duyabilirsiniz.
Salvador Dali tablosundan koparılmış gibi görünen Kızıl Geçit'ten bahsedelim. Bu kızıl uçurumlar doğanın "Ben de gerçeküstü yapabilirim" deme şeklidir. Manzaranın başlı başına bir sanat eseri olduğu başka bir gezegene adım atmak gibi.
MaramuVe sonrares'in kalbinde yaşayan, nefes alan bir kartpostal gibi ilerleyen Mocanita Dar Hatlı Trenler var. Tekerleklerin raylara karşı ritmik takırtısı, Romanya'nın el değmemiş güzelliği boyunca size serenat yapan bir senfonidir.
Heyecan arayanlardansanız Transfagarasan'a doğru emniyet kemerinizi bağlayın; bu yol korkakların pek de uygun olmadığı bir yol. Bir hız trenini kıskandıracak kıvrımlar ve dönüşlerle burası bir dişli çark cenneti.
Drakula'nın sözde beşiği olan Bran Şatosu, karışıma Gotik bir drama dokunuşu katıyor; vampir yok, sadece yüzyıllarıMezarlaryosunık, ön tarihi ve biraz kitsch. Mutlu lüm senu tersine çevirerek bunu kasvetli bir olaydan ziyade bir kutlama haline getiriyor.
