Sanatçı Ahmet Yenilmez, Akit’e konuştu. BBP’nin kurucuları arasında da olan Ahmet Yenilmez, “Yarabbi arkasında duramayacağım söz söyletme” duasıyla röportaja başladı. Fetullah Gülen grubundan, kendilerini Hizmet Hareketi olarak adlandırdıkları için bu şekilde bahsetmemizi isteyen Yenilmez, ayrıca isimlerin önlerinde “Sayın” ifadesi kullanılmasına özellikle dikkat çekti. Yenilmez ile Fetullah Gülen grubunu, BBP’yi ve ülkemizdeki sanatçıların durumunu konuştuk…

HİZMET HAREKETİ HATA YAPTI

Paralel Yapı’yla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

- Kendilerini Hizmet Hareketi olarak adlandırdıkları için ben o gruba Paralel Yapı değil de, Hizmet Hareketi diyeceğim. Hizmet Hareketi şu anda hata yapıyor, hatta yaptıkları hatayı da aştı. Bir kere başından beri bu hareket misyonunu ve istikametini net olarak ortaya koymadı.  Ben Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi’nin ifade ettiği; “Ulu’l-emr’e itaat farzdır” düsturuna inanmış biriyim. Ulu’l-emr devlettir. İnsanlık onuru ve şerefiyle oynanan 28 Şubat döneminde, “Bütün elimizde olan her şeyi devlete hemen devretmeye hazırız” diyen Hizmet Hareketi’ndeki arkadaşlar, aynı hassasiyeti ve aynı hoşgörüyü hür bir şekilde, milletin iradesiyle seçilmiş olan iktidardan niye mahrum ediyor?

EVLER, SOFRALAR BÖLÜNDÜ

Hizmet Hareketi’nin yaptıklarının hatayı da aştığını söylerken neyi kastediyorsunuz?

- Hesaplaşma içerisindeler. İnsanları mide krizi şekline getiriyorlar. Evler bölündü, sofralar bölündü. Aileler, anneler, babalar sofranın başına oturamaz hale geldi. Aileler dağıldı. Bu durumu daha önce 1980’de görmüştüm. 

Hesaplaşmadan derken?

- Bu operasyonların öncesine kadar bir satır bile haber yapılamayan insanların şimdi manşetlere çekilişlerini görüyorum. Budur hesaplaşma…

Bu noktaya niye geldiler?

- Burada görev Hizmet’e düşer. Hizmet kendini kontrol etmelidir. Oturup aklıselim bir şekilde kendini tekrardan tahlil etmelidir.

7 Şubat MİT krizi ile 17 Aralık olaylarının arkasında Hizmet Hareketi mi var?

- Eğer dediğiniz bu operasyonların arkasında Hizmet Hareketi varsa o zaman eyvah ki eyvah bana… Ortada hoş olmayan durumlar var. Bu devlet sadece Hizmet’in devleti değil. Sünni’nin, Alevi’nin, Ermeni’nin, Rum’un da devleti… Bu çatı hepimizin... Hizmet yüzünden bu çatı çökerse vebal altında kalırlar.  Bu arada birebir tanık olduğum, ekmeğimi paylaştığım arada heder edilen insanlar var. Şu anda ne bahsettiğiniz operasyonların içerisinde olup herhangi bir yere mensup olmayan emniyet mensupları içerisindeki ülküdaşlarım çoluğuna çocuğuna ekmek götüremiyor. Ben zaten kıt olan ekmeğimi bu insanlarla paylaşıyorum. Allah kahretsin ki bunlar ne oradan ne de buradan olmadıkları için sahipsizler ve seslerini de duyuramıyorlar. Bunların sesini duyurmak gerekiyor.

DEVLETİMDEN TARAFIM

Hizmet Hareketi’nin Samanyolu kanalındaki Nizama Adanmış Ruhlar dizisinde oynuyorsunuz. Onlarla iletişiminiz nasıl?

-  İlla birilerinin yanında mı olmam lazım? Bu olaylar olmadan önce Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın iftarına davet edilmiyordum ama bu krizler çıkınca akla geldim, davet edildim. 2002 yılında iş bulamıyordum. O zaman bana niye dizi teklifi yapmıyorlardı? Ben bunları bile bile onların yanında oluyorsam, beni niye taraf olmaya zorluyorlar? İnsanları bir taraf olmaya zorlamak günahtır, ayıptır. Burada tarafsam eğer devletimden tarafım. Devletin, bu milletin hizmetçisi olduğuna inanıyorum. Hür seçimlerle bugün devlet makamında bize hizmet eden iktidarın AK Parti olduğuna inanıyorum.

FETULLAH GÜLENCİ DEĞİLİM

Samanyolu’ndaki Nizama Adanmış Ruhlar dizisinde oynamanız sizin o gruptan olduğunuz yönünde algı veriyor. Buna ne diyeceksiniz?

- Aydın Doğan’ın kanalında, Ekmek Teknesi dizisinde oynadığımda, Aydın Doğancı olmadıysam, Erol Aksoy’un kanalında, Deli Yürek dizisinde oynadığımda Erol Aksoycu olmadıysam, bugün de Hizmet Hareketi’nin kanalında Nizama Adanmış Ruhlar dizisinde oynuyorsam, Fetullah Gülenci değilim. Çok zora sokan senaryo önüme geldiğinde de oynamayacağım. Bir de bu noktanın özellikle altını çiziyorum: Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Sayın Başbakanımızdan ve herhangi bir AK Partili yetkiliden, “Sen de bu kanalın dizisinde oynuyorsun” diye bir tepki almadım.

Hizmet Hareketi tarafından bir tepki aldınız mı?

- Benimle samimiyet ilişkisi olanların dışında başka birisinden bir tepki almadım.

Bu açıklamalarınızdan sonra sizi diziden çıkartırlar mı?

- Rızık Allah’tandır. Çıkaracakları zaman “Eyvallah” derim. Bu zamana kadar çıkarıldığım dizilere nasıl “Eyvallah” ettimse ona da “Eyvallah” ederim.

BBP’NİN MUHSİN YAZICIOĞLU İDEOLOJİSİYLE İLGİSİ KALMADI

Mustafa Destici başkanlığındaki BBP’yi nasıl buluyorsunuz?

- Mustafa Destici, Genel Başkan olduğu dönemden itibaren hiçbir tutulur tarafı olmayacak şekilde Büyük Birlik Partisi’nin misyonu üzerine bir duruş sergilememiştir ve ısrarla bu kuruluş felsefesi dışında hareket etmeye devam etmektedir. Kurucusu olduğum ve her kademesinde görev yaptığım merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile beraber hülyasını ve hayalini bildiğim Büyük Birlik Partisi’nin artık merhum Genel Başkanla ve onun ideolojisiyle alakasının kalmadığını üzülerek görmekteyim.

CUMHURBAŞKANLIĞI SÜRECİNDE YANLIŞ YAPTI

BBP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Her partinin belki bu noktada Cumhuriyet Halk Partisi ile ve irili ufaklı diğer partilerle beraber olma gibi bir hakkı vardır. Bu durum kendilerini ilgilendirir. Ama Büyük Birlik Partisi’nin Cumhurbaşkanlığı sürecinde sergilemiş olduğu tavrı yapma hakkı yoktur. BBP, Cumhurbaşkanlığı sürecinde yanlış yaptı.

BBP’ye, Hizmet Hareketi mi yön veriyor?

- Aahh keşke Büyük Birlik Partisi’nde sadece Hizmet Hareketi etkili olsa, o zaman gam yemeyeceğim.

17 Aralık’tan sonra BBP’nin sürekli Hizmet Hareketi’nin yayın organlarında boy gösterdiğini görüyoruz. Hizmet Hareketi’nin BBP’ye sızdığını düşünüyor musunuz?

BBP’deki idarecilerin oportünist duruşundan dolayı bu tavrı belirlediklerine inanıyorum. Gündemde kalmak için bunu yapıyorlar. Yoksa birilerinin sızması değildir. BBP’ciler sızmaya bile hacet bırakmadı. Kendileri koştular. Hizmet Hareketi de bu şekilde davranarak, kendilerine yandaş arıyorlar. “Bak bunlar da bizimle beraber” dedirtmek istiyorlar. Kavgada elini attığın zaman eline taş da gelir, çöp de gelir. Hadise budur.

Bir zaman, “MHP hain üreten bir fabrika” demiştiniz. Bu sözünüzle ne anlatmak istemiştiniz?

Kendi camiamızla alakalıydı. MHP’ye göre MHP’li olmayan haindir. Bu bağlamda söyledim. MHP hiçbir zaman “vatan haini” yetiştirmemiştir aksine herkesten daha fazla vatanperver yetiştirmiştir. İç olarak MHP’li olmayan ülkücü haindir. Yoksa öyle bir hain değil.

O zaman MHP, BBP’cilerin hepsine hain mi diyor?

Öyle dediler zaten bize. “Davayı Özal’a sattınız” dediler.

“AHLAKSIZ İNSANDAN DEMOKRAT OLMAZ “

Türkiye’deki sanat camiasında sol kesimin bir ağırlığı söz konusu mu?

- Bu çok derin bir konu ve sosyolojik olarak incelenmelidir. Lenin; “Tiyatrolar ve sinema salonları komünizmin okullarıdır” der. Sağ kesim devleti kutsadığı için devlet, sistem kargaşası yaşar. Sol kesim ise devlete ve sisteme direkt muhaliftir. İdeolojisi gereği sanatın bütün dallarını komünizmin okulu gördüğü için horlandı, dışlandı, ötelendi ama bu konuda uzman kadrolarını yetiştirdi. Toplum, sanatçı, aydın ahlakını taşımalıdır. Örneğin; Volkan Konak, Büyükşehir Belediyesi’nin stada Recep Tayyip Erdoğan ismini verelim teklifine karşın üyelikten istifa etti. Bu duruma karşı tepem attı. Bu aydın ahlakı değildir. Dersim’i bombalayan ve binlerce insanın katledilmesine vesile olan Sabiha Gökçen’in adının bir havaalanına verilmesini içine yutacaksın, utanmadan o havaalanından uçağa bineceksin ama ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanının adının bir stada verilmesine tepki koyuyorsan, bu; sanatın içinde bulunmuş olduğu ikiyüzlülüktür.

GEZİ'DE AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI

Ağaç bahanesiyle yapılan Gezi Parkı olaylarına sanatçılar da destek verdi. Burada sanat kullanıldı mı?

- Gezi olayları başta “ağaç kesilmesin” diye yapıldı ama.. Sonrasında 17 gün boyunca Atatürk Kültür Merkezi’nde, bütün çevresi Marksist, Leninist silahlı terör örgütleri liderlerinin resmi asılı durdu. Taksim’deki anıta, Atatürk’ün baş kısmına gelen yere PKK bayrağı asıldı. Benim karşı çıktığım budur. Gezi’de at izi it izine karıştı ve ortalık içinden çıkılamaz bir hale geldi. Gezi’de sanatın değil, bireyin kullanılması vardır.

O zaman Mehmet Ali Alabora ve Levent Üzümcü gibi kişiler oyuna mı geldi?

- Oyuna geldiler tabii. Bu memlekette tüyü bitmemiş insanın malı olan, bizde emanet duran, torunlarımızın hakkı olan, memleketin ve milletin milyarca liralık zenginlikleri heba edildi. Ortalık yıkıldı, döküldü. En önemlisi kaç tane can gitti.

PEKKAN HAYVANA GÖSTERDİĞİ HASSASİYETİ İNSANA GÖSTERSİN

Türkiye’deki sanatçılarda sosyal sorumluluk projesi denildiğinde akla ilk kedi, köpek gelir. Ajda Pekkan, Erdoğan’la hayvan haklarını konuşuyor. Bu noktada sanatçıların Afrika, Filistin ve Suriye gibi yerlerdeki insanlık dramlarına ses çıkarmayıp, hayvanlarla ilgilenmesinin sebebi nedir?

- Kedinin ve köpeğin hakkını koruduğu için kimseye karşı durmayacağız ve aşağılamayacağız. Köpek, kedi, fare, taş, buz aklına gelebilen bütün bu kâinat, yaratılmışların en şereflisi insan için yaratılmıştır. Ajda Pekkan, onlara göstermiş olduğu hassasiyeti insana da göstersin. İnsan olmadığı zaman senin o hakkını korumak istediğin köpeğin bir kıymeti  harbiyesi olmaz.

Editör: TE Bilişim