Hükümet Cemaat savaşında Akit yazarları Fethullah Gülen'e karşı topyekün atak başlattı. Akit'in kadın yazarı ise en ağır benzetmeyi yaptı.

 

 Yeni Akit Gazetesi'nin kadın yazarı Mehtap Yılmaz, Fethullah Gülen'in 'Harun iken milletin hayır için verdiği paralarla Karun" olduğunu iddia etti.

Gülen için yaptığı ağır benzetme ise Kur'daki Araf Suresi'nde geçen Belam oldu. "Yahudilere dua, Müslüman'a beddua! Belam mı olmaya kastediyorsun Gülen Hoca?" diye yazan Yılmaz, Gülen için 'Cübbe altında fuhuş' sözünü kullandı. 

Belam, Hazreti Musa'ya beddua ettiği için Allah'ın lanetlediği, dili uzayarak göğsüne yapışan bir alim...

İşte Yılmaz'ın Gülen için yazdığı zehir gibi satırlar;

"Yahudilere dua, Müslüman'a beddua! Belam mı olmaya kastediyorsun Gülen Hoca?
Hoşgörü, diyalog hikâye oldu... Hoca'nın kimyası bozuldu. Artık Fethullah Gülen, ağzını bedduayla, lanetle açar oldu.

 

CÜPPE ALTINDAN FUHUŞ

Papanın elini öpen Gülenistler, Müslümanlara "hadi lanetleşelim" dedi.
Yahudi Lobileriyle kol kola girerek millet iradesine karşı çirkin bir düşmanlığa girişti.
Cüppe altından fuhuş isnad etti.
Fuhuş istihbaratları gittiği ilk adresti.

HARUN İKEN KARUN OLDU

Milletten burs istedi. Zaman'a, Sızıntıya zorla abone etti. Himmet adı altında, zenginlerden belgesiz-makbuzsuz para temin etti.

Kısacası; Harun iken milletin hayır paralarıyla Karun olundu. Karun olunca ilk iş, Müslümanlardan topladığı helal paralarla banka kurdu. Müslümanlar dışında herkesle ittifak kurdu. ABD'deki Yahudi lobileri kalk deyince kalktı, otur deyince oturdu.
İsrail'le arası açılan iktidara düşman oldu.

BELAM GİBİ OLDUN

Bu bana A'raf Suresi'nde sözü edilen Belam-ı hatırlattı. Kim bu Belam peki?
İçinde bulunduğumuz fırtınalı süreci çok andıran bir hikâye olduğu için bunu sizinle de paylaşacağım. Bildiğiniz gibi Belam-ı Baura, Musa (a.s) zamanında yaşamıştı. İsm-i Azam'ı bildiği için, duaları kabul oluyordu. Kalabalık bir cemaati olan, âlim ibadet ehli bir insandı. Derken, bulunduğu şehrin valisi, Hz. Musa'nın askerlerinin şehre girmemesi için dua etmesini istedi. Öldürmekle tehdit etti.

DİLİ GÖĞSÜNE YAPIŞTI

Nihayet Belam-ı Baura, hem can korkusu hem de halkın verdiği rüşvete aldanarak, Musa (a.s)'a beddua etti. Bu sözleri işiten Belka şehri ahalisi; "Ey Belam! Ne yapıyorsun? Onlara dua ederken, neden bize beddua ediyorsun!" dediler.

Sonrasında, Belam-ı Baura'nın dili göğsüne kadar sarkıp yapıştı. Vaktiyle ilim irfan sahibi ve binlerce cemaati olan Belam, menfaat uğruna Müminlerden yüz çevirdiği için Allah tarafından cezalandırıldı. Onun son hali Kuran'ı Kerim'de, "dilini sarkıtıp soluma" ile benzeştirilir.

Editör: TE Bilişim