~~

 

 


Selim Kaptanoğlu


.

 

 

BİR ÜLKÜCÜ'NÜN NOTLARI-12

 


   Yıl 1973. Genel seçimler öncesi. Avukat Bekir Berk ve benzeri islami yazar geçinen kişiler bütün Türkiye’de binlerce broşür dağıtarak Türkeş’in ırkçı olduğunu, din düşmanı olduğunu, Adnan Menderes’i astırdığını, MSP’nin islam partisi olduğunun propagandasını yaptılar.

    Seçim sonuçları MHP - 3 milletvekili, MSP – 48 milletvekili çıkardı. Başbuğ ne yaptı: İslam’a sahip çıktı. Fikrimizi Türk-İslam sentezi olarak ortaya koydu. Tanrı dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslümanız dedi. Türklükle İslam etle tırnak gibidir, ayrılamaz dedi. Büyük İslam mütefekkiri rahmetli Necip Fazıl Kısakürek’i partiye davet etti. Ona bu teklifi rahmetli ülkücü gazeteci ve fikir adamı Ahmet Kabaklı götürdü. Bunun hikayesini yiğit ülkücü kardeşim gazeteci Servet Kabaklı’dan öğrenebilirsiniz. Ayrıca Başbuğum Anadolu’nun değişik illerindeki İslami kanaat önderleriyle dostluklar kurdu, onların ziyaretlerine gitti. Basında onlarla birlikte gözüktü. Dört sene sonra yıl 1977. Seçim sonuçları; MHP – 16, MSP – 24 milletvekili çıkardı. Yani bizim sayımız beş misli artarken MSP yarıya düştü.


     Bu yaptıklarından Başbuğumuzun yaşasaydı neleri yapmayacağının sonuçlarını çıkarabiliriz:

     Kesinlikle Başbuğum MHP’den başörtülü bir milletvekili çıktığı takdirde Mecliste onun başını açtırmazdı. ( Ya listeye almazdı ya da sonradan başını açtırmazdı.)

      Bundan önceki Cumhurbaşkanı seçimlerinde RTE Cumhurbaşkanı olmak istediğinde AKP’nin oyu % 23 iken Atatürk’ün evine başörtülü hanımı sokmam diye karşı çıkmazdı. Daha sonra da Türk Milletini hiç tanımayan general eski komünistlerin yaptığı, kahrolsun şeriat sloganlarının atıldığı Cumhuriyet mitinglerinde asla sessiz kalmazdı.

Milletin çoğunluğunun kahrolsun şeriat sözünü kahrolsun İslam diye değerlendirebileceğini bilirdi, durun bakalım biz Tanrı dağı kadar Türk Hıra dağı kadar Müslümanız derdi. AKP dini istismar ediyor demez İslam’ı AKP’nin tekeline bırakmaz, AKP’nin oylarını %45 lere çıkarıp iki misli arttırmazdı. Hemen ardından da yine hanımının başı örtülü olan, üstelik Türkiye’yi AİHM’e şikayet eden Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmak için HADEP’lilerle birlikte Meclise gidip çoğunluğu sağlamazdı.

        Başbuğum sağ olsaydı Türkiye’deki oyların %65-70 inin sağ, %30-35 inin sol oyu olduğunu bile bile Milliyetçi ve maneviyatçı oylara hiç talip olmayıp gidip %35 lik sol sahada yani deplasmanda oynamazdı. MHP’nin yıllarca kanla – canla çarpışarak kazandığı illeri AKP’nin tekeline bırakmazdı.

      Sözün kısası MHP Başbuğun çizgisinde yoluna devam edebilseydi RTE’nin Ülkeyi bölücü parçalayıcı yok eden zihniyeti Ülkenin başına bela olamazdı.

       O halde ilk hedef MHP’yi özüne Alparslan Türkeş’in çizgisine döndürecek gerçek ülkücü kadroların MHP’ye hakim olması. Onyedi yıldır Başbuğu anlayamayan ve yönetimi beceremeyenler bir an önce işi ehillerine bırakmalı.

       Olmaz demeyin, ümitsizliğe kapılmayın. Olur, olur, Allah izin verirse olur. Milletin de başka şansı yok. Yoksa bölünür, yok olur.

Editör: TE Bilişim