S-400 hava savunma sistemi alınacağına karar verildiği günlerde bir yazı yatmıştım. Bir NATO ülkesinin, üstelik Türkiye gibi bir Müslüman ülkenin böyle bir teşebbüse kalkması ABD tarafından cezasın bırakılmayacağını yazmıştım. ABD bunun hesabını er veya geç bizden çok ağır olarak bedelini ödettirecektir diye bir iddiada bulunmuştum. Buradan sakın hava savunma sistemine karşı olduğum gibi bir sonuç çıkarılmasın. Hani bir söz vardır. Beni bilenler bilir, bilmeyenlerde kendi bilir…! Ben bir Türk Milliyetçisi ve Ülkücüyüm. Türkiye’nin böyle bir hava savunma sistemini temin etmesinden mutluluk duyarım. Ancak alınacak hava savunma sisteminin getirisinden fazla götürüsü olacaksa burada biraz düşünmemiz gerektiğini söylüyorum.

Patriotlar konusunda ABD ikna edilmeydi. Efendim ABD vermek istemedi de vermek istedi ama teknoloji transferi yapmak istemedi de biz o nedenle alamadık. Evet bunların hepsi de doğru. Ama bunlar diplomasi yolu ile çözülebilirdi. Kaldıki 4 yıldır ABD Başkanı Donald Trump’la kanka olduğunu iddia eden sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu kankası ile çözebilirdi. Komşularla sıfır sorun diye başlayan iktidar tüm komşularımızla olduğu gibi diğer dünyanın süper güçleri sayılan ABD, Rusya, Fransa ve İngiltere ile de sorumlar yaşayan bir ülke haline getirildik.

Konu başlığımıza dönecek olursak. S-400’ler Türkiye’nin başına bela olmaya başladı. Ben kahin değilim elbette. Ama ABD’nin er veya geç te olsa bunun hesabını bizden soracağını yıllar önce  yazmıştım.

Hani ABD ile stratejik ortaktık. Hani sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’la Trump kanka idi.

CAATSA’nın açılımı "Countering America's Adversaries Through Sanctions Act" tır. Türkçe açılımı ise; Amerika’nın hasımlarına yaptırım yoluyla karşı koyma yasasıdır. Bu durumda Türkiye ABD’nin hasımı olan ülkeler arasında olmuyor mu? Stratejik ortaklığımıza ne oldu? Yoksa bizi idare edenler vatandaşlar olarak bizleri yıllardır kandırıyorlar mıydı?

Biz Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler olarak yıllardır söylediğimiz bir söz vardır. ‘Türk’ün Türk’ten Başka Dostu Yoktur’. Evet bu söze yıllar geçtikçe daha da inanıyorum. Ne stratejik ortaklık, ne stratejik derinlik, nede liderler arasındaki kankalık Türkiye’ye dost olmaya yetmiyor. Bunu net olarak görebiliyoruz. Hele de Türkiye Azerbaycan ülkeleri arasındaki ilişkiler bakımından bunu çok daha net olarak yaşadık. Türkiye olarak dış politikamızı bu temel esas üzerine oturtmak zorundayız. Bizi yönetenler veya yönetmeye talip olanlar bu gerçeği bilmek zorundadırlar. TÜRKÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR. NOKTA…!

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE