Eğitmen ve Danışman Ebru Demirhan, yeni kitabı Çocuğumla Beraber İyileşiyorum’da okurlarına çocukluk çağı sorunlarının sebepleri ve çözüm yolları ile ilgili önerilerde bulunuyor. Çocukluk çağında kilo problemi yaşayan çocuklar ve aileleri için Ebru Demirhan şu bilgileri veriyor;

Çocuğunuzun kilo sorunu varsa öncelikle fizyolojik neden­leri araştırmanız önemlidir. Fizyolojik nedenleri eledikten konunun bilinçaltı sebeplerini incelenirse kilonun duygusal sebeple­ri ve bilinçaltı kodları kilolu insan sayısı kadar çeşitlenebilir. Örneğin;

Diğerleri tarafından görülmeyen, fark edilmeyen kişiler kilo alarak görünür olmaya çalışabilir.
Fazla görünür olduğunu, göze battığını düşünen kişiler kilo alarak adeta kilolarının arkasına saklanabilirler.
Kendilerini dünyaya ait hissetmeyenler kilo alıp ağırla­şarak dünyaya aidiyet sağlamaya çalışabilir.
Duygusal ihtiyacı ebeveynleri tarafından karşılanama­yan kişiler, bu duygusal ihtiyaçlarını yemek yiyerek do­yurmaya çalışabilirler.
Kilonun bilinçaltı katmanları arasında oldukça fazla yeri vardır. Nesiller boyunca tüm yaşanmışlıklar DNA ile aktarılır ve dünyanın tüm zamanlarının bilgisi yeni doğana iletilir. Ailenin geçmişinde kıtlıklar, savaşlar, göçler gibi yemek bulmanın zor olduğu dönemler kayıtlı ise bunlar kilolu olmak için bir sebep teşkil edebilir.
Bebek henüz dünyaya gelmeden ya da anne rahminde iken çok fazla beklenti yüklenmesi de kilonun diğer bilinçaltı sebepleri arasındadır. İyi gitmeyen evliliği kurtarmasını beklemek, dünyayı yönetmesini beklemek, büyük adam (!) olmasını beklemek, futbolcu / oyuncu olup çok para kazanmasını beklemek, yaşlılık garantisi olmasını istemek gibi talepleri karşılayamamaktan korkan ve kendi yaşam yolu ile kendisinden beklentiler çelişen çocukların bilinçaltı kendini korumak için kilolu olmaya yönelebilir.
Kimileri için yemek ve sevgi arasında bir bağ kurulur ki bu çoğunlukla bakımını üstlenenlerin ya da ebeveynlerinin yemek yedirme politikalarının bir sonucudur, çocuk yediği kadar sevildiğini düşünür. Ya da sadece yemeğini yemediği zaman ilgilenilen çocuklar vardır ki uzun süre aç kalıp ilgiyi böyle toplarlar ve yerken de miktarı ayarlayamazlar. Bu kararı bilinçaltı yönetir.
Yaşanmış hikâyelere baktığımızda kilolu çocuklar bebekken çok sevilir, tombul tombul boğumlar iyi bakıldığının göstergesi kabul edilir, insanların sevgisini artırır. Zamanla bu tombulluklar “az yesene” gibi sözlerde karşılık bulur. Bir de üstüne sosyal ortamlarda alay edilir. O da yetmezmiş gibi herkes “kilolu çocuğa dokunmalı” anonim kuralı ile hareket edip durmadan taciz eder.

Kilo Sorunu Olan Çocuğunuz Varsa...

Çocuğunuz kilolu ise bu sorunun onun iç dünyasının bir yansıması olduğunu bilin. Kilolu olması çocuğunuzu sevmenizin ya da kabul etmenizin önünde duruyorsa kendinizi sorgulayın. Sevginiz neden şartlı? Kilonun fizyolojik kaynağı ile beraber bilinçaltı kaynağını bulun ki tekrar tekrar aynı sorunla karşılaşmayın. Onun gibi düşünmeye ve hissetmeye çalışın, sadece kilolu olduğu için karşılaştığı şeyleri anlamaya çalışın. Siz de onunla birlikte öfkelenmek yerine ona sabırla destek olun. Ailede sevgiyi ve şefkati artırın.
Sorunun kaynağını bulmak çok önemli. Fiziksel sorun­lar için mutlaka doktor desteği alın. Gıdalarla bedenin uyumundan emin olun.
Hamilelik öncesinde bebeğe olan bakış açınızı, hami­lelik sürecinde yaşananları, sıklıkla söylediğiniz sözleri, bebekten beklentilerinizi hatırlayın. Hangisi ona fazla gelmiş olabilir?
Lütfen suçluluk hissedip duygusal düşüşlere izin ver­meyin. Suçluluk yerine, tespit ettiğiniz sorunları çöz­meye odaklanın.
Ebeveyn olarak kendini tanımanın ve anlamanın öne­mini fark etmek çocuğunu anlamaya açılan kapıdır. Bu sorunun kendi yaşamınızdaki parçasına da bakın. Çocuğunuzu tanıyın; hangi duyguya ya da davranış şekline ihtiyacı var? Hangi duygusal eksiği tamamlan­sa her şey daha iyi olur? Hangi davranışlar onu mutsuz ediyor? Yapılması gerekenler hangi davranışlarla daha sağlıklı ilerler? Onu motive eden nedir?
Çocuğun beden yapısı olarak senden farklı olabilir. Onu sevmen için engel mi? Kabul etmek yolları açar, çözümle buluşmanızı sağlar.
Çocuğunuz için en doğru yöntemi bulmaya özen göste­rin. Kapı kapı gezmek, ağır ve farklı diyetler denemek, gözünüzün sürekli kilolu bölgede olması, onu sürekli tartmak gibi yöntemler kısa ve uzun vadede yeni sorun­ların zemini olabilir. Çocuğunuz konuşup anlaşabilece­ğiniz bir yaşta ise ortaklaşa bir yöntem belirlemenizde fayda var. Bebeklik döneminde ise uygulanan yöntemde sevgi ve şefkatli davranmaya özen gösterin.
Çocuğunuzun bedenine, göbeğine, poposuna kilosuna atfen yapılan dokundurmalar konusunda çevreye karşı kuralcı olun. Siz de başkalarına yapmayın. Çocuğunuza bu gibi durumlarda kendisini korumasını ve savunma­sını öğretin. Bedeninin ona ait olduğunu bilmesini sağla­yın. Ona izin almadan bedenine dokunulamayacağını anlatın ve dokunan kişilere “Benden izin almadan, bana dokunmayın” demeyi öğretin. Utanılacak olan izinsiz dokunmaktır, bunu talep etmek değildir. Böylece özgü­venini de desteklemiş olacaksınız.
Kilo almanın tek sebebinin, yemek yemek ve spor yapmamak olmadığının bilincinde olun. Yemek yeme düzeni ve spor yapması konusunda çocuğunuzu teşvik etmek istiyorsanız, onunla birlikte olun. Ne yemesi ge­rekiyorsa siz de yiyin, ne kadar hareket etmesi onun için iyi olacaksa siz de hareket edin. Birlikten güç doğar.
Her şeyin görünmeyen bir yüzü var ve bu, görünenin var olmasını sağlıyor. Kilo, kim bilir görünmeyen ne­leri anlatıyor? Sebebi bilin ya da bilmeyin, her an her duruma anlayış gösterebilirsiniz. Kast ettiğim anlayış şeker oranı dengeli olmayan bir çocuğun bolca çikolata yemesine olan anlayış değil. Çocuğun kilo ile kendisini ifade ediyor olmasına duyulacak anlayışı, her çocuk hak ediyor.

Ebru Demirhan Kimdir?

19 Ağustos 1976 Erzurum doğumlu olan Ebru Demirhan, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nü 1998 yılında bitirdi. Ardından formasyon dersleri alarak ilkokul öğretmeni olma hakkı kazandı. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. Halen Çocuk Gelişimi lisans ve Psikoloji yüksek lisans öğrencisidir. Özel bir bankada 9 yıl boyunca, farklı birimlerde ve kademelerde çalıştı.

Her zaman ilgisini çeken ruhsal ve evrensel bilgiler oğlunun hastalığı sırasında ışık oldu. Hayatını kolaylaştırdı ve aydınlattı. Oğlu Ata Çınar sağlığına kavuştuktan sonra Ebru Demirhan, bu bilgileri aktaran, teknikleri uygulayan olmaya karar verdi. Banka hayatına son verip eğitimler almaya başladı. Konunun uzmanlarından çeşitli eğitimler alarak beslendi. Kendini geliştirmeye devam ediyor.

Şimdilerde bireysel ve kurumsal deneyimlerini, evrensel bilgilerini, sezgilerini talep eden kişiler ve firmalara aktarıyor. Uyum ve dengeyi kurma konusunda aracı olmaya çalışıyor. Kurucusu olduğu Yaşam Tasarım Merkezi’nde birbirinden farklı çok sayıda çalışmayla şifaya ve iyileşmeye aracılık ediyorlar.

Editör: TE Bilişim