Pek çok insanın horlamayı kabullenme konusundaki isteksizliği bilinir. Evli iseniz eşiniz, değilseniz oda arkadaşınız, yalnız iseniz gece kendi sesinize uyanmalarınız en önemli şahitler ya da göstergelerdir. Medicana International İstanbul Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bedri Özer, horlama ve uyku apnesinin tedavisi hakkında bilgi verdi.

Horlama; soluduğunuz havanın yutak bölgenizden geçerken yumuşak dokularda oluşturduğu dalgalanma ya da titreşimlerin bir sonucu olduğunu belirten Prof. Dr. Bedri Özer, ’’Gerek çocukların gerekse erişkinlerin yaklaşık yarısını değişik derecelerde ilgilendiren bu durum gerek uyku sağlığı gerekse sosyal açıdan istenmeyen, değişik kereler gündeme gelen ancak çözümü çoğu kez ertelenen, sadece kişisel değil aynı zamanda bir aile sorunudur’’dedi.

’’SOLUDUĞUNUZ HAVANIN BURUNDAN GEÇİYOR OLMASI ŞARTTIR’’

Bilinen odur ki soluduğunuz hava burundan değil ağızdan geçiyor ise horlamanız kaçınılmazdır diyen Prof. Dr. Özer, ’’Bu nedenle gerek uyku konforunuz, gerekse akciğer sağlığınız açısından soluduğunuz havanın burundan geçiyor olması şarttır. Burnunuzda hava koridorunda engel oluşturan kemik ve kıkırdak yapıya ait eğrilikler (deviasyon), değişik nedenlerle büyüyen burun içi etleriniz (konkalar), allerjik iseniz olası burun polipleriniz, aşırı kilo artışı ve obezite sonucu geniz ve yutak bölgesindeki yağlanmalar hava yolunuzda önemli mekanik daralmalara neden olacak ve sizi ağız solunumuna yönlendirecektir. Çocuklarda büyük bademcik ve geniz eti solunum yollarını tıkayan ve horlamaya hatta apne ataklarına neden olan önemli nedenlerdir’’ şeklinde konuştu.

’’YATIŞ POZİSYONUNUZ SOLUNUM YOLLARINIZIN AÇIKLIĞI AÇISINDAN ÖNEMLİDİR’’

Prof. Dr. Özer, sözlerine şöyle devam etti: ’’Ağız solunumu yapan bir kişide yumuşak damağın düşük ve kalın olması, küçük dilin ortalamadan uzun olması burundan yada ağızdan alınan solunum havasının bölgeden geçişinde bir dalgalanmaya, kısaca horlama sesine neden olacaktır. Değişik amaçlarla kullandığınız ilaçlar; kas gevşeticiler yada antidepresanlar, alkol kullanımı ve uyku ilaçları yumuşak damak ve yutak bölgesi kaslarında gevşemeye, dolayısıyla artan titreşimle birlikte horlamaya neden olur. Yatış pozisyonunuz solunum yollarınızın açıklığı açısından önemlidir. Sırt üzeri yatış pozisyonu hemen her yaşta az yada çok horlama nedeni iken yan yatış pozisyonları horlamayı önemli ölçüde azaltmaktadır. Kullandığınız yastık yüksekliğinin önemi büyüktür. Çok alçak yada çok yüksek yastık kullanımı solunum yolunuzun özellikle yutak bölgesindeki açıklığını olumsuz yönde daraltan önemli bir faktördür. Bu nedenle yatağınızın yumuşaklık derecesine uyumlu ortalama yastık yüksekliğini seçmek sizin elinizdedir. Ortalama bir yüksekliği bulmanız ve yan yatış pozisyonunuz horlamanızı önemli ölçüde azaltacaktır’’.

Dr. Özer, ’’Uyku apnesi uykuda solunumun periyotlar halinde yavaşlaması ya da 10 saniyeden daha uzun sürelerde durması ile ortaya çıkan ve sıklıkla horlayan kişilerde görülen önemli bir sağlık sorunudur. Teknik olarak solunum yollarındaki darlıktan kaynaklanan obstrüktif uyku apnesi, solunum merkezine ait hastalıklarda görülen santral uyku apnesi veya her ikisinin birlikte olduğu uyku apnesi şeklinde görülebilir. Yüksek sesle horlama, solunumun ikinci bir kişi tarafından tespit edilen duraksamaları, panik halde uyanmalar, ağız kuruluğu ve boğaz hassasiyeti ile uyanma, sabahları baş ağrısı, gündüz uyuklama hali, konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik başlıca belirtileridir. Uykusuzluğun yol açabileceği dalgınlık iş ve trafik kazalarına, kalp krizlerine neden olabilmektedir’’ diye konuştu.

"HORLAMA KESİNLİKLE ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL"

Horlama sorununa kişinin kilosu, çene yapısı, yumuşak damak özellikleri, burun solunum yollarının açıklığı, yatış pozisyonu, yastığının yüksekliği dahil pek çok parametrenin katkısı olduğunu anlatan Prof. Dr. Özer, ’’Ancak asla çözümsüz değildir. Horlama tedavisinin yukarıda sıralanan nedenler açısından çok yönlü araştırmayı, multidisipliner yaklaşımı ve farklı yönlerden eş zamanlı tedaviyi gerektirir. Öncelikle konuya Kulak Burun Boğaz poliklinik muayenesi ile başlamanız, hekiminiz ihtiyacınız çerçevesinde nöroloji ve diyet uzmanları ile birlikte size bir tedavi ve takip planı yapması gerekmektedir. Tedavi planı Kulak Burun Boğaz uzmanının önereceği cerrahi tedavi alternatifleri ile birlikte diyetisyen eşliğinde kilo kontrolünüzü ve ihtiyacınız doğrultusunda nöroloji uzmanı önerisi ile mekanik hava yolu destek cihazları kullanmanızı içerecektir’’ açıklamasında bulundu.

Kaynak: iha