Ketojenik Diyet Nedir?

  • Ketojenik Diyet son dönemlerde oldukça popüler hale gelmiştir.
  • Ketojenik diyet ilk olarak Dr. Russell Wilder tarafından 1924 yılında keşfedilmiştir.
  • 1940’lı yıllara kadar sıklıkla epilepsi tedavisinde nöbet kontrolünde kullanılmıştır.
  • Antiepileptik ilaçların çıkması ile 1940’lı yıllardan sonra epilepside ketojenik diyetin kullanımını azalsa da günümüzde sıklıkla sporcu beslenmesi ve yağ yakmakta zorluklar çeken kişilere ketojenik diyet uygulanmaktadır.
  • Diyet yüksek yağ, orta düzey protein ve düşük karbonhidrat içeriğine sahiptir.
  • Karbonhidrat içeriğinin gereğinden az olması nedeniyle uygulandıktan bir süre sonra kanda keton cisimlerinin artışı gözlenir.
  • Diyette açlık metabolizmasında görülen değişiklikler görülür.
  • Karbonhidratların yapı taşı olan glikoz beynin ilk enerji kaynağıdır.
  • Düşük karbonhidrat alımı olduğu için yağlar karaciğerde beyne enerji kaynağı sağlayabilmek için keton cisimleri oluşturur.
  • Keton cisimlerinin enerji için yakılması kişinin ketozise girmesini sağlar.
  • Ketozise girildiği en basit olarak ağır ağız kokusundan anlaşılır. Ancak her ağız kokusu ketozis anlamına gelmez.
  • Gerçek tespit yöntemi idrarda keton durumuna baktırmaktır.
  • Ketozis düzeyi doğru diyet ve besin seçimi ile olur.
  • Beslenme uzmanından destek alınmalıdır.
  • Ketojenik diyetleri besin içeriklerine göre 4 alt gruba ayrılır;

Klasik Ketojenik Diyet Nedir:

  • Uygulanması zor bir diyet türüdür. Vücuda başlangıçta normal gereksinmenin %90’ ı kadar enerji aldırılır.
  • Karbonhidrat ile yağ oranı diyetisyen tarafından belirlenir.
  • Protein hariç olmak üzere, en yaygın kullanılan oran %80 yağ, %20 karbonhidrat olacak şekilde hazırlanmaktadır.

MCT Ketojenik Diyet Nedir:

  • Klasik ketojenik diyetin oldukça kısıtlı ve uygulanmasının zor olması ile 1971 yılnda ketojenik diyete yeni bir bakış açısı getirilmiştir.
  • Diyet %17 karbonhidrat, %10 protein, %73 yağ içeriğine sahipken bu yağların %30-60’ı orta zincirli yağ asitlerinden (MCT) oluşmaktadır.
  • Diyette MCT yağlara bu denli önem verilmesinin sebebi uzun zincirli yağ asitlerinin yakımında mitokondriye taşınmaları için karnitine ihtiyaç duyulurken MCT yağlarında böyle bir gereksinme yoktur.
  • Bu sayede daha hızlı ve daha fazla yağ yakımı söz konusu olmuştur.
  • Uzun zincirli yağ asitlerine oranla enerji başına oluşan keton sayısı da daha fazladır.
  • Yani MCT’ ler daha ketojeniktir.

Modifiye Atkins Diyeti:

  • Karbonhidratlar 10-20 grama kadar düşürülür.
  • Ancak protein ve sıvı kısıtlaması yapılmaz açlık evresi uygulanmaz.
  • Yağ %65 oranlarında tutulur.
  • Modifiye Atkins diyeti obezite tedavisinde kullanılan orijinal diyete göre daha yüksek yağ ve düşük karbonhidrat içeriğine sahiptir.

Düşük Glisemik İndeksli Diyet:

  • Düşük glisemik indeksli besinler kan şekerinde az miktarda artışa neden olurlar ve ketojenik diyete göre daha fazla miktar karbonhidrat içeren bir diyeti oluştururlar.
  • Düşük glisemik indeksli diyetin amacı glisemik indeksi 50’nin altında olan karbonhidratları kullanarak kan şekerini dengelemektir.
  • Diyet içeriği %10 karbonhidrat, %30 protein ve %60 yağ’dır.
  • Diyetin olumsuz bir özelliği daha az keton cisimi oluşumu görülmektedir.
  • Ancak diyabet hastaları için daha olumlu bir diyet profili sunmaktadır.
  • Ketojenik diyeti uygularken kendinize uygun diyeti seçmek oldukça önemlidir.
  • Bu konuda bir beslenme uzmandan destek almalısınız.
  • Size uygun diyet diyetin etkisini ve uygulanma süresini artıracaktır.
  • Diyet süresince diyet türünüz değişkenlik gösterebilir.
  • Metabolizmanızın diyete vereceği tepkiye göre ilerleyen süreçlerde oluşacak yeni diyet türü ve içerikleriniz beslenme uzmanınızın desteği ile düzenli bir hale getirilir.
  • Bu süreçteki her adımda beslenme uzmanından destek alınması unutulmamalıdır.
Editör: TE Bilişim