Dt. Ovalı, bayramların vazgeçilmez ikramlarından olan şekerleme, çikolata ve tatlıların ve bunlarla beraber sunulan asitli içeceklerin dişlerin çürümesine neden olabildiğini söyledi. Beslenme alışkanlıklarını gıdanın cinsine ve ağızda kalma süresine dikkat ederek diş çürüğü oluşumunu engellemenin kendi ellerinde olduğunu ifade eden Ovalı, “Bu tür gıdaların tüketimi sonrası yarım saat içerisinde dişlerimizi etkin bir şekilde fırçalamalı ve kürdan yerine mutlaka diş ipini tercih etmeliyiz. Dişlerimizi sadece fırçalamak yeterli olmayacaktır. Özellikle dişlerin aralarında oluşabilecek çürüklerin önlenmesinde diş ipi kullanılmalıdır” dedi.

NELER YAPMALI?

Bu tür durumlarda neler yapılabileceği hakkında da bilgi veren Ovalı, “Ağızda oluşan asidik ortamı azaltmak için dişlerimizi fırçalayamadığımız durumlarda ağzımızı bol ılık suyla çalkalamalı ve mümkünse süt veya peynir tüketmeliyiz. Tatlı, şeker, lokum veya çikolata gibi bu tip gıdaların mümkün olduğunca öğün aralarında tüketilmesinden kaçınılmalı daha çok öğün sonrası tüketilmesi tercih edilmelidir. Tükürük salgısının artması asidik ortamı azaltacağından şekersiz sakız çiğnemek hem diş sağlığını korurken ağız kokusunun giderilmesinde de faydalı olacaktır. Lokmaları yavaş ve iyi çiğnemek, tükürük salgısını artırdığı için diş sağlığı açısından önemlidir. Lokum gibi yapışkan şekerlemeler tatlılar arasında en riskli olanlardır. Bu gıdaları suyla çalkalayarak dişlerden uzaklaştırmak pek mümkün olmamaktadır. Diş fırçalamanın yanı sıra diş aralarında kalan bu tür şekerlemeler ancak diş ipi kullanılarak uzaklaştırılabilir. Çocuklarda azı dişlerindeki girinti ve oluklar erişkinlere göre daha derindir. Bu nedenle özellikle lokum gibi yapışkanlı şekerlemelerden sonra anne ve babaların çocuklarına mutlaka dişlerini iyi bir şekilde fırçalaması konusunda yardımcı olmaları gerekmektedir” diye konuştu.

Dt. Ovalı ayrıca, bayramlarda çay ve kahve gibi renklendirici içeceklerin aşırı tüketilmesinin dişlerin sararmasına da neden olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: iha