Sevgili okuyucularım. Ak Parti iktidarları gazeteci ve yazarlar için bulunmaz bir nimet! Çünkü hiçbir gazeteci ve köşe yazarı konu kıtlığı çekmez. Ak Parti iktidarları gazetecilere o kadar malzeme üretiyorlar ki bazen hangi konuyu yazacağımızı veya hangi konulara öncelik vereceğimizi şaşırıyoruz.

Ben 80’li yıllarda TRT’de çalışırken Ordu’da yayın yapan bir mahalli gazeteye yazı yazıyordum. Düşünüyorum da o yıllarda iktidarlar çok fazla malzeme vermiyor olmalılar ki, ben bazen konu kıtlığı çekiyordum. Bugün ne yazsam diye telaşlandığım olurdu. Allah razı olsun şu andaki iktidarımız sayesinde hiçbir zaman konu kıtlığı çekmiyoruz.

Dünyayı kasıp kavuran Coronavirüs salgını nedeniyle neredeyse dünya karantinaya girecek duruma geldi. Bu salgından ülkemizde üzerine düşen payı aldı ve almaya devam ediyor. Bu illetten nasıl kurtuluruz diye çeşitli tedbirler düşünülmekte ve uygulamaya konulmaktadır.

Bu kapsamda hatırlanacağı üzere sahra hastaneleri kurulma fikri ortaya atılınca sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan Atatürk Havalimanı ve Sancaktepe’de iki adet 1000’er yataklı sahra hastanesi kurulacağını ifade etmişti. Atatürk Havalimanını İBB Başkanı Ekrem Pakdemirli daha önce teklif etmişti. 3. Havalimanı yapıldığı için buradaki binalar atıl bir vaziyette beklemekte idi. Güzel bir teklifti ve Cumhurbaşkanı da aynı yeri işaret edince doğrusunu söylemek gerekirse aklın yolu birdir derlerya öyle zannettik. Meğer öyle değilmiş. İlk önce Havalimanının yanındaki boş bir arazide hastane yapımına başlanılacağını söylemişlerdi. Aradan iki gün geçmeden yer ve proje değiştirilmiş bir de baktık ki Atatürk Havalimanı’nda bulunan iki adet uçak pistinin kırılarak inşaat başlatıldığını öğrendik.

Sevgili okuyucularım. Bu pistlerden her biri 1 milyon dolara mal oluyor. Düşünsenize 2 milyon dolara yapılan pistler bir anda kırılıyor ve yerine sahra hastanesi inşaatı başlatılıyor. Buna tek kelime ile akıl tutulması diyebiliriz. Ama öyle değil. Buradaki hinlik bir taşla iki değil üç kuşu birden vurmaktır. Şöyleki; 1- Atatürk Havalimanı adını zamanla ortadan kaldırmak, yani Atatürk kelimesine duydukları alerjiden olsa gerektir burayı gözden çıkmış durumdalar. Halbuki Atatürk Havalimanı son dönemde genişletilmiş, dış hatlar terminaline ilaveler yapılmış süper binalar ve tadilatlar yapılmıştı. Ama yok Atatürk ismi buradan silinmeliydi. 2.si ise Ak Partili bir müteahhit ve buna bağlı olarak birçokları para kazanmalıydı. 3.sü ise; İBB Başkanı Atatürk Havalimanının Sahra Hastanesi olarak teklif edilmesini baypas etmek, ve boşa çıkarmaktı. Bomboş binalar dururken neden böyle bir yol tercih edilmişti. Yeni bir binanın maliyeti üstelik 2 milyon dolarlık pistlerin kullanılamaz hale getirilmesi hangi aklın eseridir bir türlü anlayabilmiş değilim.

Gelelim Süleyman Soylu’nun istifa oyununa. Süleyman Soylu bu hareketiyle elini daha da güçlendirmiştir. Damat ve diğer bazı odaklarla giriştiği mücadelede çok önemli bir güç kazanmıştır. Ancak Soylu’nun istifası sanki danışıklı bir senaryo gibi geldi. Ben şahsen istifanın hemen ardından sosyal medyada yazdığım mesajda şöyle demiştim: Bu istifa bir oyundur. Dahası Sayın Cumhurbaşkanı böyle bir istifayı asla kabul etmez. Çünkü Ak Parti camiasında hiçbir kimse kendi iradesi ile istifa kararı alamaz. Cumhurbaşkanı da bunu kabul etmez. Surda bir gedik açılmasına asla müsaade etmez diye yazmıştım. Nitekim 2 saat geçmeden istifanın saraydan döndüğünü ajanslar geçmeye başladılar.

Süleyman Soylu’dan bahsetmişken, dün akşam İçişleri Bakanlığı tarafından yine bir sokağa çıkma yasağı ile ilgili karar yayınlandı. Bu yayınlanan listeye baktığımız zaman evde kalması gereken katagoride sadece emekliler kalması gerekiyor. Emeklilerin haricinde hemen hemen tüm kesimler sokağa çıkma muafiyetinden faydalanacakları ifade edilmekte. Bu nasıl karantina üstelik neden sadece hafta sonları uygulanıyor. Diğer günler virüs tatile mi çıkıyor. İnsanlar hafta içi virüsü birbirlerine bulaştırmıyor da hafta sonlarımı bulaştırıyor anlaşılır gibi değil. Madem ki sokağa çıkma yasağı koydunuz. Bunu tam 15 güne çıkarın ve bu 15 gün içinde de testlerin büyük bir bölümü bitirilmiş ve virüsün bulaşı hızını da minimize etmiş olurduk. İnsan burada da mı bir şark kurnazlığı mı yapılıyor diye düşünmeden edemiyor. Allah akıl fikir versin ne diyelim…

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE