İYİ Listeler sonunda yayınlandı. 

Klasik ve de geleneksel olarak homurtular ve alkışlar, karşılanan beklentiler ve hayal kırıklıkları, memnuniyet ve memnuniyetsizlikler kol kola girip te resmi geçit yaptı ilk andan bu zamana.

Listelerde olan ve olmayanların oluşturduğu şaşkınlık dalgaları dövdü kıyıları.

Duygu yüklü bulutlarla, düşünmeden, taşınmadan yazılan sitemkar paylaşımlar kadar şükrani olanlar da kapladı sosyal medyayı.

Kimi tecrübe eksikleri de sıra beğenmeyip bastılar istifayı alelacele.

Siyaset şahısların değil bütün Milletin beklentilerini karşılama sanatıdır.

Aslolan da hedefe varmaktır.

Hedef nedir ?

Hedef ülkemizi normalleştirecek, gerilim ortamından çıkaracak ehil emanetçileri göreve getirebilmektir.

Devleti İYİ kadrolara teslim edebilmektir.

Yorulan ve de yıpranan bir hükümetimiz var. 

Artık kolay sinirlenen ve malesef Milletin her kesimine aynı yakınlıkta olamayan bir Cumhurbaşkanımız var.

"Allah Allah" deyip kul hakkı yiyorlar. Liyakati rafa kaldırıp ehliyetsiz sadakatı geçer akçe yapıyorlar.

Toplumu kucaklayıcı değil kamplaştırıcı bir siyaset uyguluyorlar. Apartman yönetir gibi dış politika yönetmeye çalışıyorlar.

Her konudan mağduriyet çıkarıp oy devşirme derdindeler. Yurtdışında bakanlarımızın  arabaları çekicilerle kaldırılıyor.4000 yıllık Türk Devletinin dış dünya karşısında düşürüldüğü durum kimsenin umurunda değil.

Ekonomi desen fabrikalar üzerine değil betonarme bloklar üzerine inşa ediliyor. Ülkeye sıcak para pompalayan yatırımcılara güven verilmediği için nakit akışı yazın kuruyan dereler gibi cılızlaşıyor.

İç politika desen teröristlere bir operasyon yaptırılmıyor, bir operasyon üzerine operasyon yapılıyor. Yarın ne olacağını bilen yok ?

"Ne istediler de vermedik" denilerek devlet kadrolarına sızan hainlerin 15 Temmuz da sergiledikleri ihanetin hükümet kanadında bedelini ödeyen tek kişi yok. Bir "kandırıldık" açıklamasıyla kirler halinin altına süpürülmeye çalışılıyor.

Ez cümle ülkemiz ve devletimiz yeni bir yönetim şeklinin arifesindeyken meselelere zinhar "şahsi" gözle bakamayız.

Bakarsak aslolan "vatanın alî menfaatleri değil miydi ?" diye sorarlar adama.

Listelerin açıklanmasının ardından "ÖNCE VATAN" diye haykıran gönüllerin samimiyet testine başlıyoruz.

24 Haziran olmadı 8 Temmuz da bu testi geçtik geçtik, geçemedik "keşke küsmeseydim" içerikli vicdan sızlamalarının hiç faydası olmaz.