AKP ve Sn. Erdoğan, yıllarca devleti ve hükümetin harcamalarını Sayıştay denetiminden özellikle kaçırmakta idi. İş bununla da kalmamış Devlet Denetleme Kurumunu da devre dışı yapmıştı.

Şimdi ise, “Başına taş mı düştü?” misali Sayıştay raporları peş peşe açıklanmakta.

Bunu hayra mı yormalıyız?

İnanın aklım karışmakta bu işte de bir HİNLİK sezinlemekteyim.

Çünkü sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yemez mi?

Ve bu raporlar bize neler gösterdi neler; devlet ve belediyeler çiftlik ve tüccar anlayışıyla yönetiliyormuş meğer.

Yüz km’de; dört- beş litre yakıt tüketen Reno Clio marka dizel arabaların: 100 km’de 63 litre mazot tükettiğini de öğrendik.

Metresi 3-5 lira olan hortumların; metresinin 80-90 liraya alındığını da. Bir B.şehir Belediyesi’nin:7,5 milyon liraya yaptırdığı köprünün de aslında yapılmadığını, yapıldı ise de köprünün çalındığını da…

Ve daha neler neler!..

Sn. Erdoğan 16 yıldır Sayıştay’ın böyle bir denetleme yapmasına ve rapor yayımlamasına neden müsaade etmemişti de şimdi Sayıştay’ın kamu ve belediyelerde yolsuzluk-usulsüzlük ve görevi kötüye kullanma raporlarının yayımlanmasına izin vermekte?

Sahi neden?

Atasözü doğru olmuş olabilir mi? Başına taş düşmüş müdür acaba?

Bence bunun altında ince bir mühendislik ve sinsi bir hinlik yatmakta; acaba ileri de: “ Bütün bu yolsuzlukları benden habersiz benim adıma birileri yapmış. Benim de yeni haberim oldu” denilip işin içinden sıyrılma alt yapısı oluşturuluyor olabilir mi?

BU ZİHNİYET VE BU KAFA

AKP Bursa Milletvekili Osman Mestan:
Bu ülkede 9 milyon çocuk var ara sıra istismar olabilir. Bu tarz vakalar dünya tarihinde mevcut. Bu tarz vakalar kamuoyunu meşgul etmesinin. Bir anlamı yok bence” Açıklaması yapmış.
Bu Sn. Vekil çocuklara yapılan; insanlığın da, dinlerin de, vicdan sahiplerinin de uygun görmediği, nefretle kınadığı: “Cinsel İstismarı” ve ırzlarına geçmeyi normal görüyor; beyimiz acaba neyin temsilcisi, hangi normalden bahsetmekte?

Allah vermesin, kendi ya da yakınlarının çocukları böyle bir istismara uğrasa bu bey, ne diyecek acaba?

Yüzde doksan dokuzu Müslüman olan bir ülkede ve “LİVATANIN” lanetlendiği bir eyleme bu kadar geniş mideyle bakmak acaba nasıl bir insanlık anlayışı anlamakta zorlanmaktayım.

İstismara uğrayan o yavrunun yanan canını ve kararan geleceğini nasıl oluyor da soğukkanlılıkla karşılayabiliyor PES doğrusu. İnşallah bu açıklama bir yanlış anlaşılmalıdır.

Esen kalınız.