Seçim Havasına Girememek

Abone Ol

Garip bir seçim oluyor!

Veya seçimler diyelim…

Hem Cumhurbaşkanlığı yani başkanlık hem de Milletvekilli seçimleri 60 gün sonra yapılacak.

Önceki seçimler öncesindeki hava bu seçimde yok. Nihayetinde bu seçimlere “Cumhuriyet tarihinin en baskın seçimi” desek yeridir.

Baskın olunca böyle oluyor demek ki!

O kadar baskın oldu ki seçmen kendisini baskı altında hissediyor. Milletvekili aday adayları ise gazı kaçmış bir halde “acaba ne yapsam” modunda…

Kamu çalışanlarının istifası için son 3 gün kaldı mesela.

Bugüne kadarki aday adaylarının davranış şekli 1 Kasım seçimlerininkine benziyor. Vekilliğe talep tüm partiler için düşecek mi göreceğiz.

Nihayetinde vekil adaylarının bakanlık beklentisi olamayacağı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ama aslında Başkanlık Sistemi olan yeni yönetim şeklinde vekillerin eskisi kadar etkinliği olmayacağından vekil olmak isteyenlerin azalacağı kanaatindeyim.

Birde partilerde ön seçim ve tabana yayılmış temayül için zaman dar olduğundan aday adayları arasından seçilecek adayların daha merkeziyetçi ve kontenjanlar ağırlıklı olacak görünüyor.

Partiler adına “seçilebilecek vekil sayıları” üç aşağı beş yukarı belli!

Gerisi bir nevi “liste doldurma” olacak!..

Veya bürokratların “bakın ben vekil adayıydım” diyecekleri bir sıralama olacak görünüyor.

*

Bu seçim önemli!

Önemli çünkü parlamenter sistem sona eriyor.

Yani “Rejim değişiyor”…

Dünya siyasi tarihine referandum ve buna başlı seçimlerle yönetim şeklini ilk değiştiren ülke olarak geçeceğiz.

Çünkü rejimler ve yönetim şekilleri savaşlar, devrimler, iç savaşlar haricinde değişmemiş.

*

Peki seçime kadar ne beklentiler var ve neler olabilir!

Öncelikle “bedelliciler” yine sahnede!

“Bedelli de bedelli!” diyorlar. Üstelik ülke sınır dışı bir ortamda savaştayken!

Sonra her türlü af beklentisi var!

Sicil affı, vergi affı, yapılandırma vs. Hatta suçlara yönelik af bile çıkarsa şaşırmamak gerek.

FETÖ davaları açısından da af denilmese de bir yumuşama olacak görünüyor.

Nihayetinde FETÖ davalarında “seçim” haberi çıktığı gün bile ciddi tahliyeler ve tutuksuz yargılama kararları çıktı.

FETÖ davalarında ByLock, sendika, Bank Asya gibi konularda davaların tümünü etkileyecek örnek kararlar çıkar ise hiç şaşırmamak gerek.

FETÖ davalarında 6 bine yakın hakkında hiçbir dava ve soruşturma olmayan ama meslekten ihraç edilmiş kamu çalışanları için de yeni KHK’lar çıkabilir.

Geri dönüşleri için büyük bir KHK’da olası bir durum.

*

Bu aralar Adil ÖKSÜZ adı etrafta çok dolanıyor!

Bakmışız bir gece aniden yakalanmış veya ülkeye getirilmiş!

Bu arada terör odaklarının da rahat durup durmayacakları henüz belli değil!

Genelde “bitti” dediğimiz unutulmuş terör yapıları böyle dönemlerde ortaya çıkar.

Bekleyip göreceğiz!..

*

NATO, ABD, AB ve Rusya arasındaki hakimiyet kavgalarının Türkiye’de ki yansımaları bu seçim süresince olacak mı göreceğiz.

AB’de birçok ülke Türkiye’ye “Seçim propagandası için ülkemize gelmeyin” dedi zaten.

Bu süreçte bir gerginlik olacağı kesin!

ABD’de devam eden Hakan Atilla ve İranlı Reza Zarrap şarlatanının davalarının Türkiye’ye olası bir yaptırım, ambargo, para cezası veya izolasyon olarak dönüp dönmeyeceği de bu süreçte göz önünde bulundurulması gereken bir konu. Geçtiğimiz günlerde de olası bir ekonomik yaptırım ihtimaline karşın diğer ülkelerde bulunan altın rezervlerimizi diğer ülkelere aktardığımız ve ülkeye getirdiğimiz haberleri de basına yansıdı.

Diğer bir konu ise NATO ile Rusya arasına sıkışmamıza neden olan S-400 hava savunma sistemleri konusu! Bu konuda hem NATO, hem ABD hem de Rusya Türkiye’ye bir yaptırım uygulanabileceğini söylüyor. Bunu hem ABD hem de Rusya’nın aynı anda söylemesi ise daha ilginç bir durum!

*

Komşular ile olan ilişkiler ve komşulardaki karışıklıklar da bu süreçte patlak verebilir veya hızlanabilir!

Yunanistan ile adalar ve kıta sahanlığı konularına bağlı kayalıklara bayrak dikle krizleri,

Balkan ülkelerinin Rusya ve Türkiye ile yakınlaşmasından rahatsız olan NATO, ABD ve AB’nin rahatsızlıkları,

İran’da olan muhalif hareketler ve Türklere yönelik baskılardan dolayı oluşan olaylar ve ekonomik krizin tetikleyeceği toplumsal olaylar,

Ermenistan’da daha 6 gün önce yeniden seçilen Başbakan Sarkisyan’ın kadife devrim taraftarları tarafından istifa ettirilmesi ve günlerdir süren protestolar,

Irak ve Suriye’de devam eden iç savaş ve kaos ortamı,

Kıbrıs’ta ki egemenlik manevraları,

Ortadoğu’da ABD’nin kuyruğuna takılmış Arap ülkeleri…

Tüm bunlar hem seçim sürecini hem de devam eden yakın gelecekte bölgeyi ve Türkiye’yi etkileyecek gelişmeler.

*

En önemlisi ise ekonomideki mevcut durumun kötüye gitmesi ve devam eden süreçlerin maalesef sürdürülebilir olmaması.

Hal böyleyken erken gibi görünen baskın bir seçim kararı aldık!

Aldık çünkü üst akıl “bu seçim olacak“ dedi!

Dedi çünkü sürdürülebilir olmayan süreç işin içinden çıkılmaz bir hale gelerek kayıpların geri dönülmez şekilde çok daha büyük olacağını gösteriyordu.

Tüm bu gelişmelerin içinde ülke bir seçime gidiyor.

Ve bu seçimle rejim değişiyor.